+1
4 yaşından beri yalnızım. Aslında 4 yaşımdan öncesini hatırlamadığım için kendimi bildim bileli yalnızım ailem yok. Beni istemeyen amcam yengem ve yanlarına sığınabileceğim dedemler var. Geceleri üzerime kapı kilitlerlerdi kendi yaşlarımı bardağa doldurup içmeyi öğrendim. Benim yemeğimi bi köpeğe yemek verir gibi ayırırlardı ve her zaman için en bayat ekmeği bana verilerdi sokak köpeklerine bile taze etler alan insanlar varken bana böyle yapmaları zoruma gidiyordu. Küfür ede ede şükrettim hep. Yattığım yatağımın yorganı sararmış ve kokuyordu evimize yani benim bir tasmayka bağlı olduğum evlerine birileri gelince beni çıkmamam konusunda tehdid edip kapıyı üzerime kilitliyorlardı. Bunlara alışmıştım bana koyan şey ise diğer odada gülüp eğlenip yedikleri çikolatalar tatlılardı.. Bayramdan bayrama tatlı yiyebiliyordum yada yengem altın günü yapacağı günlerde beni evden atınca mahallemizde bi Ayşe teyze vardı o şekerler sıkıştırıyordu cebime. O benim tek arkadaşımdı.. 4 yaşındaki bir çocuk yalnızlığı ne kadar tanıyabilirdi ki ? Kahvaltılarda ve hatta bayram sofralarında bile benim tepsimi ayırıp ayrı odada yemek verirlerdi. Geceleri sessiz sessiz ağlayıp bildiğim bi kaç duayı edip kurtulmak için tüm gece okuyordum. Amcam kahveden çıkmayan şerefsizin tekiydi ve yengemi aldatıyodu kaç defa başka bi kadınla çırılçıplak görmüştüm onları kapı deliğinden. Bir gün üzerime kapı kilitlemeyi umutmuşlardı ve bende evde kimse yok sanıp 2 gündür aç karnımı doyurmak için mutfağa geçtim puşt amcam da karının üzerinden geçip keyif sigarasını yakmak için çakmak almaya gelmişti mutfağa. Onları öyle görünce yengeme bişey derim diye korkup beni dayak manyağı yapmıştı huur çocuğu. ilk kez o zaman burnumun kanı genzime dolmuştu gözlerimden Akan yaşlarıma aldırmadan dövmeye devam etti amcam. Yanındaki huur da yapma demedi hiç izledi öylece sanki amcamın beni dövmesi onu azdırıyor gibiydi. içimden küfür ede ede topallayarak odama giderken karnımın gurultusunu hissedip amcama 'amca dövme ama çok açım ben hiç bakmam ki size kafamı eğip bi parça ekmek alsam mı ben' dedim. Amcam gel al oğlum dedi. Şaşkın bir mutlulukla gittim yanına ama dolabı açtığım an yanaklarımı tutup ağzımı açtı ve acı biber turşusunun suyuna bi parça ekmek bandırıp gırtlağıma bastı. içimin yanması kadar acımasa da ağzım felaket yanıyordu 'su ister misin' dedi kafamı sağlayabildim anca ağzıma tükürdü vefasız huur çocuğu. Al sana bu su yeter gibtir git odana bin dedi. Odama girdim üzerime kapıyı kilitleyip o huur ile gülüşmeler başladılar. Ben ise ağzımın acısı ile dolaşıyordum evin içince Allahın işi o gece yağmur yağmıştı benim odamın penceresinin mermerinde de avuç içi kadar büyük delikler vardır. içlerine su dolmuş adeta bir köpek gibi içtim o suyu. Çocuğum ulan daha çocuk parmaklıklardan annesinin elini tutan, babalarıyla bigiblet süren çocukları her gördüğümde ufacık kalbim tuzla buz oluyordu.. Ben kimsenin elini tutup yürümedim çünkü o taş yolda...