-
101.
+1 -1Dışarı çık hemen diye bağırınca müfite, bütün kafe döndü bana tabi. Herkes gelip beni sakinleştirmeye çalışırken şeymaya dönüp bu siteyi size dar edicem diye bağırdıktan sonra kafenin işletmecisinin uyarısıyla yerime oturmak zorunda kaldım. Barista bi süre sonra kızı markete gönderdi. Ben de peşinden gittim, sadece konuşacaktım. Marketin önünde çıkmasını beklerken omzumda bi kol belirdi. Müfit beni dışarıya çıkarıyordu. Kolunu tutup yaklaşmamasını söyledim. Çıkınca da üşüdüğümü söyleyip fazla uzaklaşmamasını istedim. Montunu çıkarıp bana uzattı. gibtir git bi de montunu mu giyicem gibi bi laf ettim. Beni çarşının içerisinde sıcak bi yere zütürdü. Konuşmak istiyormuş. Attığın mesajlar, o telefon konuşmaları neydi? Diye sordum. Yapacak bişey olmadığını onu çok sinirlendirdiğimi söyledi. Neymiş, ben şeymayı dövsem de bişey olmazmış. Problem benim bu kadar acı çekip üzülmemmiş. Dönüp bi halime bakmalıymışım. Olan bana oluyormuş falan. Ağlamaya başladım sonra. Hiçbir şeyin kıymetini bilmediğini, beni aylarca kullandığını, zerre kadar sevmediğini, gece yarısı eve tek gönderecek kadar kıymetsiz olduğumu o kızı her akşam evine bırakmasından anladığımı, bana veremediklerini başkalarına kolayca verebildiğini, çıkarcı bi insan olduğunu söyledim. Yanıma yanaşıp göz yaşlarımı sildi. Kendimi toparlamalıymışım, onu unutmalıymışım. Artık kendisiyle uğraşmamalıymışım, hayatına müdahale etmemeliymişim. Sevmiş ama bitmiş artık. Ara ara konuşurmuş benimle, yeter ki ben bu kadar yıpranmayayımmış. Yanağımı okşadı sonra. inandım ben de üzülmemi istemediğine. Ara ara konuşma teklifini kabul edip karışnayacağımı söyledim. Onun da yaşayacaklarını bi süre benim gözümün önünde yaşamamasını istedim. Kabul etti. Elimi sıktı anlaştık. Kafeye döndüm sonra. Arkadaşım berna geldi, hüngür hüngür ağlayarak anlattım ona üzülmemi istemediğini. Bu süreci nasıl atlatacağımı bilmiyorduk. Ya da atlatıp atlatamayacağımı.
-
-
1.
0Bikaç gün siteye hiç gitmedim. Açıkçası müfiti de şeymayı da görmek istemiyordum. Sonra bi gün tesadüfen girdim siteye. Kafeye girip kim var kim yok bakmak istedim. Ama kapıdan girdiğim anda, müfitin eğilip şeymanın sırtını öptüğünü gördüm. Bacaklarım kilitlendi o an olduğum yerde kaldım. Geri gitmek istiyordum ama hareket edemiyordum sanki. Karnımdan ciğerlerime doğru bi ısı yükseldi. Gözlerim kör olmak istedi. Adımlarımı sıklaştırıp önlerinden geçtim. Kalbim hızla atıyordu, yumruklarımı sıktım. Müfitin gözlerinin içine baktım ama yüzüme bakamıyordu. Anlaşmayı bozmuştu. Daha fazla orada dursaydım muhtemelen yer yerinden oynayacaktı. Bütün gözler üstümdeydi. Hızla kendimi dışarı, sonra da eve attım. Müfite satırlarca küfürlü mesajlar yazdım. Beni engelledi. Şeymaya da mesaj attım sonra. Ne yazdığımı görmüyordum bile, cinnet geçiriyordum sahiden. içimde kocaman bi boşluk vardı. Sanki eğilip baksam içine çekecekti beni. Her gün gittiğim kafede çocuğa orasını burasını öptürmeye nasıl utanmadığını sordum. Bi süre bişeyler geveleyip sonra cevap vermeyi bıraktı. Ertesi gece tekrar yazdım kıza. Kesintisiz sürekli yazıyordum. Sonunda müfitin hala beni sevdiği ve bana inat yaptığı izlenimini vermeye çalıştım. Geçmişimizden bahsedip müfitin beni unutamayacağını söyledim. Kafasını kurcalamış olmuştum en azından. Bi çok arkadaşıma gördüğüm manzarayı anlatmıştım. Ertesi gün de şeyma benimle yüz yüze konuşmak istemişti. Hava kötü olduğu için gelmedi. Ama annesinin telefonuna kanada numarasından bi mesaj gittiğini söyledi. Mesajda, müfit kızının sırtını dün kafede öpüyordu ortalık yerde olacak şey değil gibi bi cümle yazılıymış. Mesajı ben atmamıştım fakat cümleler benim cümlelerime çok benzediği için şeymanın eski sevgilisi olduğunu düşündüm bunu yapanın. Çünkü o çocuğun da öğrenmesini ben sağlamıştım. Durum doğal olarak ben üstüme kaldı tabi. Şeyma aynaya baktığında iğrenç bi insan gördüğünü, bi kıza bunu yapamayacağını söyleyip müfitle konuşmayı kesti.
-
1.