“Beyler, benim taktiğim şudur…
Çok dinle fakat giblemeyerek ; öz konuş fakat çok mana içersin.
Sesindeki ve bakışlarındaki kendine güveni yansıtmak zorundasın.
insanlar kaale alınacak varlıklar değillerdir ; sokağa çıkıp rastgele onlarla muhabbet ettiğinizde bunu anlayacaksınız.
Asla ama asla özel bir anınızı anlatmayın, paylaşım yapmayın ; bunu tüm samimiyetimle söylüyorum ki tüm gizeminiz gider ve sizi sıradan kategorisine koyup giblememeye başlarlar.
Hiçbir bilgi vermeyin, bırakın onlar didinsin sizi öğrenmek için…
Sıradan insanlara yapılacak olay budur, herhangi bir samimiyetinizi değerlendirirler ; unutmayın.
Özel insanlar vardır ki, sizin de özel olduğunuzu anlamıştırlar.
Sizinle paylaşımda bulunurlar, sizin fikrinizi sorarlar, siz söylemeseniz dahi sizinle beraberdirler sürekli…
Bu adamlara ne isterseniz yapabilirsiniz, çok az bulunurlar.
Şunu söyleyebilirim ki, ortam ağırlığı olan adam olun.
Misalen geçen perşembe kalabalık bir mekanda arkadaş bir şeyler söylüyordu ancak kimse giblemiyordu.
Ben bahsedeceği konuyu bildiğimden kulağına eğilip ”izle” dedim.
Ve birden konuyu anlatmaya başladım, herkes susup beni dinlemeye başladı.
Böyle birisi olmak istiyorsanız, taktiklerim budur…
Esprinin de dıbına çakarım, geyiğin de…
Fakat insanların algı çeşidini gibeyim ki, o an gülseler dahi sonradan sizi giblememeye başlarlar.
O an çok eğlenceli olsa dahi sonradan taku çıkar ; beni dinleyin ciddiyet ve taşağın sınırını koruyun.
Saçmalayacak yahut taşak geçecekseniz dahi suratınız ciddi bir ifadede olsun ; merak etmeyin, gülerler ayrıca toplumdaki statünüz de düşmez.
Dibine kadar geyik, samimi, ciddi muhabbet için özel olanın sizi bulmasını beklemekten başka çareniz yok, belirteyim.
Ancak şunu da bilin ki, ortamın cool ve ciddi adamı olmak şebeği olmaktan çok daha iyidir.”