+16
O eylemden sonra yine aynı yapılanma okulda stant açıyordu fakat kırk yılda bir görürdük ve akılları başlarına gelmiş olacak ki bir daha herhangi bir özgürlük kısıtlamasına girişmelerini duymamıştık. Fakat okulda birilerinin de gözüne batmıştık...
Bir kaç gün sonra Oktay, Hilal ve ben kantinde çay içerken yanımıza 3 kişi geldi, gömlek, kadife pantolon giyiyorlar ve tesbih çekiyorlardı. Biri ise bildiğin düğüne gider gibi takım elbise bozması bir şey giymişti. Bize akıllı olmamızı(!) bu okulda "koministlere" yer olmadığını söylemişlerdi. Komünizmin ya da sosyalizmin ne olduğunu sorsan çok büyük ihtimal bilmezlerdi fakat dün öğrencilerin özgürlüğünü kısıtlayan yobazları okuldan kovduk diye bize düşman kesilmişlerdi. Oktay ayağa kalkıp gidin lan burdan diyince ben de ayağa kalkmıştım, bir şeyler olacak gibiydi ama Hilal yoldaş ürkmüştü. Bir tanesi Oktayı boğazından tutup iterek "geri bas lan amcık" dediği gibi o itene Oktayın arkasından ani bir çıkış yaparak yumruk attım. Yumruk güzel patlamıştı ama bunun üzerine diğerleri de bize saldırmaya başlamıştı, kafenin çalışanları ve bir kaç öğrenci gelip bizi ayırdı. Üçü giderken bizim PKKlı olduğumuzu iddia edip küfürler ediyorlardı, faşizm beyinlerini sulandırmıştı ve cahillikleri beni çıldırtıyordu. O gün elmacık kemiğimde küçük bir şişkinlik haricinde yaralanmamıştım fakat bu faşizan saldırıya yoldaşlarımla misliyle cevap verecektik...