/i/Bilim

"hayatta en hakiki mürşit ilimdir, fendir. ilimin ve fennin dışında mürşit aramak gaflettir, dalalettir, cehalettir".
M.K ATATÜRK
    başlık yok! burası bom boş!
  1. 1.
    +1
    Paralel Evrenler

    Paralel evrenlerimizin hepsi aynı anda vardır. Buna rağmen biz içinde olduğumuzu sandığımız tek bir evrenimizdeki farkındalığımızı yaşarız. Potansiyel diğer evrenlerimizde yolculuk yapan diğer ben’lerimiz bize uyarı mesajları gönderebilir. Bu paralel evrenin birinci gerçeğidir, çünkü titreşim ve sicim teorisi ile fotonların haberleşmesi gerçeği bunu mümkün kılar.

    Varlığımızın öz gücü, tüm paralel evrenlerimizdeki farkındalıklarımıza dağıtılarak kullanılır. Bu güç varlığımızın dalga formunda olan öz varlığımızın kullandığı güçtür. Yani her evrenimizdeki eşbenimiz, ana kaynaktan gelen bir güç kullanarak yaşar. Birden fazla eşbenin olması, her benin belli miktarda gücü olması demektir. Diğer evrenlerden bazılarının iptal edilmesi, var olan özgücün daha az sayıya bölünmesi demektir. iptal edebildiğimiz paralel evrenimiz için kullandığımız güçler tek bir evrende kullanılırsa o evrenimizdeki benimizin yetkileri çoğalır. Bazı insanlar bunu yapabilmiştir. O evrenler bazen erkli rüyalarda iptal edilir, bazen bilinçaltı zihin kayıtları temizlenerek iptal edilir. Yani bağlı olduğumuz geçmiş hikâyelerimizden özgürleşerek yaparız bunu. Bir takım çalışmalarla o paralel koridorumuza gideriz ve orada biriken enerji telciklerini geri alırız. Pgibanaliz, hipnoz, Toltek özetlemesi ile yapılan şey tam da budur. Geçmişten gelen ve acısını çektiğimiz seçimlerimizin enerji kayıtlarını temizlemek bizi diğer paralel evrenlerimizden de özgürleştirir ve güçlendirir. Yani diğer bir paralel evrenimiz iptal etmiş oluruz. Kendi koridorumuzun içindeki güç yeterli duruma geldiğinde zamanın lineer çizgisinin büyülü tutukluluğundan kurtulabiliriz. Yanlara doğru dağılıp, diğer koridorlara akıp giden enerji tek bir koridor içerisinde toplandığında o koridor içerisindeki zamanı görme yeteneği artar.

    Böylelikle ‘özben’e’ biraz daha yaklaşmış olan ben, zaman çarkının ortasında oturarak kendi bütün zamanlarını görebilir. Yani, gelen zamanı ve giden zamanı… Bu görme; bazen durugörü, bazen şifa, bazen rüya erki olarak kullanılır. Şifacıların, durugörücülerin, Rüyacıların yaptığı şey tam da budur… Artan bu erkin nasıl kullanacağına ben’in kendisi karar verir. Bu aşamada Ben ile Özben arasındaki bağlantı sağlamlaşmış, kuvvetlenmiş ve temizlenmiş olduğundan varlık kendi öz amacını daha iyi bilir ve anlar ve kendi öz amacına uygun çalışır ve yaşar. Bu çalışma sonrası bir koridor içinde yaşayan ben, Özbeni ile gitgide daha fazla yakınlaşır. Yolculuk öze doğru olmaya başlar. Vuslat denilen şey budur. Kavuşmak…
    Tümünü Göster
    ···
   tümünü göster