0
Kardeş , sahih sayılan hadislerin her biri Arapçadır , Türkçe hadis zaten yoktur. Yani o hadisteki zaman (dehr) zaman kavramında değil .
Kopyala yapıştır yaptım k.bakma ama suç bizim arapçayı tam manası ile çeviremeyen yazarlarda , diyanetin ta kendisinde . Aslında gördüklerimizin daha derini var ama işte bize ne dayarlarsa onu okuyup anlıyoruz.
Dehr, bizim kullandığımız, "zaman" anlamında değildir. Çünkü zaman; şimdiye, geçmişe ve geleceğe denebilir. Dehr ise, "kesintisiz devanı eden uzun zamana (âlemin ömrüne)" denir. (Tecrid-i Sarîh Terceme ve Şerhi XI, 180)
ikinci ayette işaret edilenler, öncelikle cahiliyye (islâm öncesi) devrindeki inkârcılar ve müşriklerdir. Cahiliyye devrinde, bütün hadiseler, özellikle musibetler, gece ve gündüzden ibaret olan dehre nisbet edilirdi. Bu inançtaki cahiliyye mensupları iki fırka olup, bunlardan bir fırka Allah'a inanmaz, diğeri ise her şeyi dehr'in yaptığına inanırdı. Bunlar her kötülüğü dehre nisbet ettiklerinden, Dehriyye adını almışlardır.
Câsiye sûresi yirmi dördüncü ayetindeki "ancak bizi dehr öldürür" diyenler bu gruba dahil olanlardır. ikinci fırkayı teşkil eden cahiliyye mensupları ise dehri, hâlik (yaratıcı) tanırlardı. Fakat, kötülükleri ona nisbet etmekten tenzih ederler de dehre nisbet ederlerdi. Bir de kalkıp dehre söverlerdi. Dolayısıyla bu sövme Allah'a dönmüş oluyordu. (el-Hattâbî, Meâlimü's-Sünen, Humus, 1974, V, 423)
Nitekim Hz. Peygamber (asm)'in bildirdiğine göre bir kudsî hadiste Cenâb-ı Allah şöyle buyurmuştur: "Âdem oğlu dehre söverek beni ezalandırır, halbuki ben dehr(in yaradanıy)ım. Her emir benim elimdedir. Geceyi gündüzü ben idare ederim." (Buhârî, Tefsiru Süre 45/1; Tevhid, 35; Edeb,101; Müslim, Elfâz,1,2, 5, 6; Ebû Dâvûd, Edeb,169)