+15
-1
1 Mayıs'a sayılı günler kala okulda pankart çalışması için bizim sınıfta toplanmıştık. Konuşurken ilker, Recep ve Aleyna da dahil sınıfın çoğu bizi dinliyordu. 1 Mayıs için yaratıcı ve eğlenceli bir pankart önerdi çok tanımadığım bir yoldaş, Yasin ise bunu reddederek daha ciddi bir tema istedi. Hikmet Yaşasın Tam Bağımsız Türkiye! sarı yazılı kırmızı renkli bir pankart önerdi. Bizler ne yapacağımızı tartışırken ders zili çalınca herkes sınıflarına dağıldı. ilkerin yanına oturduğumda ilkerde tuhaf bir hal vardı, sanki bir şey söylemek istiyor ama söyleyemiyor gibi bakışlar atıyordu ki ben sohbeti açtım. Biraz konuştuktan sonra ilker bana ne konuştuğumuzu falan sormaya başladı. Ben anlatmaya başladım, Recepte beni dinliyordu önden ama artık nefret dolu düşüncelerini söyleyemiyordu yanımda. ilker bana 1 Mayıs'ı sordu, ben öve öve anlatmaya başladım derken öğretmen girdi ve sustuk. Tenefüs zili çalınca ilker bana belki ben de gelirim 1 Mayısa dedi. O an bi duraksayıp ağzım açık bir şekilde kaldım. Şok olmuştum arkadaşlar, ilker bu tür konulara çok temkinli yaklaşırdı fakat bizimle beraber 1 Mayıs'ta işçinin hakları için bağırmak istiyordu. Babasının bir bakkal dükkanı vardı ilkerin küçük esnaftı. Bir kaç kez Hikmet açılan büyük marketlerin bakkal ve manav gibi küçük esnafı ezeceğini ve iflasa sürükleyeceğini, bu düzünde sermayenin gücünün konuştuğunu falan bahsetmişti. Acaba bunun mu bir önemi olmuştu yoksa sadece bizi görüp özenmiş miydi...
Bu durumu gidip hemen Hikmete anlattım. Hikmet, Kerem ve ben üçümüz beraber eve gidiyorduk o sene. Hikmetin evi çok uzaktı fakat Hikmet pankartın yapımı için bizi evinin balkonuna çağırıyordu, o gün ilk defa Hikmetin ailesi ile tanışacaktım...