+23
-1
O gün okula geldiğimde Hikmet ve bir kaç kişi ile selamlaşıp ilkerin yanına oturdum. Hikmet yeşil parkasının içinde yine bir şeyler ile meşgul görünüyordu. Bir arkadaşı ile biraz hararetli hararetli konuştuktan sonra dışarı çıktılar. Recep, Hikmet gidince bana dönüp Ne ulan o yoksa bu Allahsızlarla mı takılıyorsun gibisinden bir şey dedi. Ben durup düşündüm ama Allahsızlık ne alakaydı ki? Henüz ne diyalektik materyalizmi ne de herhangi bir felsefe kitabı okumamıştım. Komünist bir insanın her zaman okuması gerektiğini söylemişlerdi Kadıköy'de önceki gün, bu sözün ne kadar haklı olduğunu o an anlamıştım. Recebe bir şey demedim ve ilkerle konuştuk biraz, dün neler olduğunu ve okuduğum kitabı falan anlattım. Aleyna ile Recepte o aralar biraz yakınlaşıyordu arkadaşlar bunun politik bir anlamı yok ama detay olsun diye ekliyorum. Bu arada bizimkiler tuvaletlerde yazılamalar falan yapıyordu, ben de gidip kurşun kalemle bir özentilikle Oç dexer yazmıştım. Hikmetle de ilkerle de aramı iyi tutuyordum okulda. Aleyna ve Recep ile de konuşurduk ama Recebe karşı içten içe bir sinir besliyordum.
Bir gün sınıfımıza gözlüklü, beyaz tenli, alnında büyük bir ben olan bir çocuk girdi. Çocuk bizden büyük gözüküyordu ve daha önce hiç görmemiştim. Bizim yanımıza gelip selamün aleyküm dedikten sonra bizi bir eve çağırdı, iddia ettiğine göre bu evde ücretsiz ders veriyorlar ve halı saha etkinlikleri falan düzenliyorlarmış. Bizden bir geri dönüş olmadı ama Recep biraz sıcak bakıp çocukla tokalaştı, hatta çocuk gidince Beyler ne düşünüyorsunuz gider miyiz olum bedava diyor lan gibisinden konuşmuştu...