-1
Ben yıllarca bunların arasında yaşadım. Daha 4, 5 yaşlarındayken babamla "dernek" ya da "dergah" adında, menzil tarikatına mensup "sofilerin" toplandığı, namaz kılıp muhabbet ettiği yerlere gittim. Yıllarca hiç sorgulamadan, aklımı kullanmadan, sadece ailem buna inanıp itibar ettiği için ben de inandım.
Sonra yaklaşık bir kaç yıl önce bir bloğa rastladım. Michael gibkofield'in bloğu. Bilenler bilir, aynı isimle inci'de yazarlık yapmış bir arkadaşımızdır. Tasavvuf hakkındaki yazılarına bakmanızı tavsiye ederim gençler. Benim gözümü açtı, sorgulama ve reddetme cesaretini verdi. işte o zaman, yıllar boyunca aslında gerçek anlamda inanmadığımı farkettim. Aklıma, mantığıma uymadığı halde, bir şeylerle çeliştiği halde üzerinde durmayıp hazmettiğim bilgiler, inanışlar dökülüverdi birden. O zaman gördüm, farkettim, dini yaşamanın bu bid'atler, hurafeler olmadan, benim saf insanıma kakalanmış yalan yanlış ve kurşun gibi ağır inanışlar olmadan ne kadar kolay olduğunu. Açın gözlerinizi beyler, açın.
Titreyin ve kendinize gelin...