+2
kendime karşı bile dürüst olmamıştım ki, ona karşı olabileyim.. başından beri, herkesi
kandırmıştım..
biraz daha fikir alışverişinin ardından, ceydanın önerisini kabul ettim. böylece topu ebruya atmış
olacak, onu terk etmek zorunda kalmayacaktım..o duyacaklarına kızarak beni terk edecekti..
"zaten, bunun üzerine bile seni bırakmazsa, o zaman ben aradan çekilir giderim.." dedi ceyda
ciddi bir ses tonuyla,
"gitme.. gitmezsin" diyebildim aniden.. tuzağa mı düşmüştüm ne?
" gitmene gerek kalmaz çünkü, beni çok seviyor evet ama bunları duyduktan sonra kalamayacak
kadar da gururludur ebru" dedim..
gururlu.. beni seviyor..
güzel özelliklerini saymak bile içimi acıtıyordu.. acaba bile bile ateşe mi yürüyordum? ne vardı
sanki huzurumu bozmasam?
kafamda uçuşan son tereddütleri, ceydanın teredütsüz öpücükleri alıp zütürmüştü,
"hayatım, saçımı boyatmayı düşünüyorum, senin de fikrini almak istiyorum ;)"
çakma sarışınlıktan vazgeçmeye karar vermişti anlaşılan.. kızların genelde bu tarz şeyleri sorma
huyu yoktur, bildiklerini okur, değişimlerini kafalarına estiği gibi yaparlar ve karşılarındaki erkeğin
bunu sorgusuz sualsiz kabullenmesini ve beğenmesini beklerler..
ama ceydanın genellemelerin çok dışında bir kız olduğunu hepiniz biliyorsunuz,
omuzlarına dökülen dalgalara baktım.. gözlerini, yüzünü, beyaz tenini inceledim..ne yakışırdı
ona? bize?
saçlarını okşadım, gülümseyerek, gülen gözlerinin içine baktım;
"kızıl olsun.."
şimdi biraz ileriye sarmak istiyorum,bir hafta sonraya yani ebru ile nihai konuşmamızı yaptığımız
o geceye gideceğiz..
öncesinde, kontakta olduğum insanlara ve onların son durumlarına genel bir bakış atalım
istiyorum;
bir zamanlar kardeşim gibi olan, şimdiyse benden binlerce kilometre uzakta, ve muhtemelen
benden binlerce kat daha mutlu bir hayat yaşayan eski kankam okanla başlayalım,