0
Evren inanılmaz bir sistem ve henüz ulaşamadığımız noktalarında hiç şüphesiz ki büyük gizemler barındırıyor. Evreni bir futbol stadyumu olarak düşünürsek dünya neredeyse bu stadyumdaki bir karınca kadar yer kaplıyor ve biz bu küçücük dünyada vakti zamanında peydah olmuş binlerce dinin ortaya koyduğu kurallar altında yaşamaya zorlanıyoruz. Kabul etseniz de etmeseniz de din yaşadığınız topraklarda, yetiştiğiniz çevrede egemen olan kültürün bir parçasıdır. Şimdi siz Sırbistan'da ya da Japonya'da doğmuş olsaydınız müslüman mı olacaktınız? Hayır. Birinde azılı bir ortodoks hıristiyan öbüründe ise muhtemelen ateist ya da budist olacaktınız.
Bir yetiştirme yurdunda kalan kimsesiz ikiz bebekler olduğunu düşünün. Biri Erzurum'da bir aileye diğeri Hollanda'da bir aileye evlatlık veriliyor. Büyüyüp yetişkin bir birey olduklarında bu ikizlerin giyim tarzlarının, yemek kültürlerinin, inançlarının, karşı cinsle olan ilişkilere bakış açılarının, hayat felsefelerinin aynı olmasını bekleyebilir misiniz? Bekleyemezsiniz. Neden, çünkü doğduğunuz anda beyniniz yeni alınmış bir bilgisayarın hard diski gibi bomboş ve tertemizken büyüdükçe etrafınızda olan bitenleri görerek, duyarak, gözlemleyerek, deneyerek tecrübeler ediniyorsunuz ve bu yaşam tecrübeleriniz aynı bilgisayarın hard diskinin zamanla dolması gibi sizin de beyninizde yer kaplamaya başlıyor ve belli noktalardan sonra hayatta attığınız/atacağınız her bir adımda beyninize dolmuş olan bu tecrübelerden ilham almaya başlıyorsunuz. Etrafınızda ne gördüyseniz ne duyduysanız ne yaşadıysanız hayat felsefeniz de ona göre şekilleniyor ve bir noktadan sonra artık bunların dışına çıkma şansınız olmuyor. Yani örneklemek gerekirse 10 yıl Türkiye'de yaşayıp ABD'ye giden birisi mi gittiği yere daha çabuk adapte olur 40 yıl burada yaşayıp giden mi daha çabuk adapte olur. 10 yaşındaki olur çünkü beyni 40 yaşındaki adam kadar dolu değil, yeniliğe farklılığa daha çok açık.
Her neyse, konuyu daha fazla saptırmadan şunu diyeceğim. Tanrı denen şey var olabilir de olmayabilir de, bir şey diyemem. Hatta tanrı deyince gözünüzde zeus gibi elinde şimşek tutan, yaşlı, sakallı bir adam profili de oluşturmayın. Evrenin kendisi yani bu devasa mekanizma bile tanrı olabilir. Bu sistemde bir döngü içerisinde olabiliriz. Yani öldükçe evrenin farklı bir yerinde doğuyor da olabiliriz. Her şey olabilir.
Ama bu din bambaşka bir şey. Yaşadığınız toprakların, kültürün bir parçası ve size kendi tanrı modelini zorla dayatan bir şey. Yeryüzünün her bir noktasında bunun gibi yüzlerce binlerce farklı din ortaya çıkmış, kimisi unutulup yok olup gitmiş, kimisi daha da büyüyüp yayılıp kalıcılık edinmiş. Peki sorun şu. Bunların hangisi gerçek din? Hangisi için kesinlikle doğru olan din budur diyebilirsiniz, sorarım size. Size şu ana kadar dayatılan ve benimsetilen şeylerden bir an için kendinizi soyutlayıp bunu bir düşünün. Bugün 20-30 kişilik bir arkadaş grubuyla kulaktan kulağa oynasanız grubun bir ucundan fısıldanmaya başlayan bir kelime diğer ucundan bambaşka bir biçimde ortaya çıkarken yüzlerce binlerce yıl önce birilerinin ortaya koymuş olduğu inanç felsefelerine nasıl kayıtsız şartsız bağlanabiliyorsunuz? Bunu bir düşünün.
Bence en güzel yol deizmdir. Henüz genç yaşta, öğrencilik çağındayken, beyinleriniz henüz para kazanma, aile kurma, geçim sağlama gibi gündelik yaşamın getirdiği dertlerle yeterince meşgul değilken bunu bir düşünün. Şu ana kadar keşfedilen evreni yorumlayın, keşfedilmemiş olanı hayal edin ve kendi tanrı modelinizi oluşturun. Daha sonra bu tanrının sizden nasıl yaşamanızı, nasıl davranmanızı isteyeceğini düşünün ve ona göre yaşayın, ona layık olmaya, kendinizce koyduğunuz kurallara sadık olmaya çalışın.
Yüzyıllar öncesinden sizin yerinize düşünmüş olanların sistemini sorgusuz sualsiz kalıp halinde benimsemek ya da benimsememek sizin elinizde.
Ve tabi ne olursa olsun bir toplumu sağlıklı kılan en önemli unsurların özgürlük, eşitlik ve adalet olduğunu, bunlardan birinin yok edilmesi durumunda toplumun temelinden sarsılacağını gözardı etmeyin.
inancınız ne olursa olsun, saygı ve sevgi, bunun içerisinde mutlaka olsun.
Tümünü Göster