1 seriat devrimlerden cok once kaldirilmisti, birinci mesrutiyetten bile once, hilafet ise islevini yitirmisti. ataturk hilafeti sembolik olarak tutmayi dusundu ama istanbul hukumeti pazarlik yapmaya kalkinca hepsini gibtiretti ulkeden.
2 din hocalarini ingiliz muhipleri dernegi, wilson ilkeleri dernegi gibi dernekler vasitasiyla ulkelere casusluk yaptigi, ve halka milli mucadeleye katilmamalari propagandasi yaptigi icin astirdi. ki asilanlar sadece halki isyana yonlendirip zaten dusman saldirisindan bitap dusmus kendi askerini oldurtenlerdi. hepsinin mahkeme kagidi mevcut ve kanuna uygundur.
3 bu sacmaliga cevap vermeye degmez
4 turklerin mezhebi hanefidir ve hanefilik kendi dilinde ibadeti caiz sayar. git biraz buhara oku. ayrica bu inonu doneminde oldu.
5 fes zaten osmanliya sarigin alternatifi olarak bir modernlesme hamlesi olarak girmisti. ama frenk sapkasi muslumanlara yasakti. yasagi kaldirdi.
6 arap harfleri ile kemal ismi kamâl olarak yazilirdi. kemal'e daha sonra donustu.
7 oyle birsey yok da sanane, adamin kendi ismi
8 lan gibik bulgaristanin ne parasi var, ve osmanlica belgeyi alip ne yapacak o zaman adamlarin gotunde ayi bagiriyor, cihan harbini kaybetmis. zaten bulgaristan ikinci mesrutiyete kadar osmanli topragiydi. sacma gibik salak ithamlar iste.
9 dine onem veren devletlerle bilime onem veren devletlerin hali ortada ama bu da gotten uydurma.
10 Lozan Antlaşması'ndan sonra Türkiye'nin uğraştığı sorunlardan biri de Irak sınırı ve Musul sorunudur. ingiltere ile Türkiye arasında barışı tehlikeye sokan Musul sorunu zorlukla çözümlenebildi. Musul, Mondros Mütarekesi'nın imzalandığı sırada Osmanlı Devleti'ne bağlıydı. Yüzyıllarca Türk egemenliğinde kalan Musul Vilayeti'nin Misak-ı Millî sınırları içindeki toprak parçalarından biri olarak ilan edilmiştir.
ingiltere, Mondros Mütarekesi'nin 7. maddesine dayanarak, antlaşmanın imzalanmasından birkaç gün sonra Musul'u işgal etti. Millî Mücadele'nin zor koşulları içinde TBMM Hükümeti bu bölgeyle ilgilenemedi.
Türkiye, Lozan Konferansı'nda Musul ve Kerkük'ün Misak-ı Millî sınırları içerisinde yer aldığını söyleyerek ingiltere'den Musul'un kendisine bırakılmasını istedi. Fakat ingiltere, bu bölgenin geleceğinin Milletler Cemiyeti'nin kararına bırakılmasını savundu.
Musul sorununun çözümlenmesi için ingilizler ile ilk kez 1924 yılında istanbul'da Haliç Konferansı'nda görüşmeler yapıldı. Bu görüşmelerde ingilizler'in Musul Vilayeti'nin yanı sıra Hakkari'yi de talep etmelerinden ötürü anlaşmaya varılamadı. Haliç Konferansı'nın başarısızlıkla sona ermesinden sonra ingilizler isteklerini zorla kabul ettirmek için bazı olayları bahane ederek Türk hükümetine bir ültimatom verdiler. Ültimatomda, istekleri kabul edilmeyecek olursa askeri girişimlerde bulunacaklarını açıklıyorlardı. Türk hükümeti bu ültimatoma verdiği karşılıkta, sınırlarını ve bağımsızlığını korumak için her türlü önlemi alacağını bildirdi. Bu kesin karar karşısında, ingiltere hükümeti herhangi bir harekette bulunmaya cesaret edemedi. Öte yandan Şeyh Said isyanı nedeniyle gerekli askeri harekât da yapılamadı.
1926 yılında Musul Sorunu Milletler Cemiyeti'ne zütürüldü. Sorun burada da çözümlenemeyince Yüksek Adalet Divanı'na verildi. Burada da olumlu bir sonuç alınamadı. Nihayet, ingilizlerle Ankara'da bu konu üzerinde yapılan görüşmeler bir anlaşma ile sona erdi.
Sonuç olarak 5 Haziran 1926 tarihinde Ankara'da antlaşma imzalandı. 7 Haziran 1926 tarihinde TBMM'de onaylanarak kabul edildi.
(al bak senin dindar seyh said de tam o sirada tesadufen isyan cikartmis seriat isteruk diye)
11 yalan dolan amk ama bak bunu buldum
http://www.kibrispostasi....php?col=124&art=20869
ben neler yaptigini zaten anlamistim simdi sen de anlamissindir heralde. bir de muslumanim diye gezersiniz, iftiranin yalanin bini bir para amk.
osman gaziye gelince, o kim lan ataturkun yaninda? got kadar bi beyligi 20 sene yonetmis. ataturk ve turk milleti yedi duvele karsi vatani savunmus. o mu bilecek devlet isini kime verecegini.