(bkz:
Part 6)
Ben nerden bilebilirdim ki, muavinlerin boş zamanlarında tuvalette yolculuk ettiklerini. işin kötüsü muallak muavin bide kekle kola vermişti bana yola çıktığımızda, tuvalette yemişim onlarıda iyi çarpılmadık amk dedim kendi kendime.
Herneyse çıktım içerden, otobüsün koridorundan en öne doğru geçtim, muavin şöförün yanında yerde oturuyordu. Sağdaki muavin koltuğunu bile müşteriye vermişler yaşlı teyzenin biri oturuyordu. neyse lafa girdim,
Muavin (m) Şöför (ş) Yaşlı Teyze (y)
(ben)-bu ne rezalet, bu ne kepazelik muavin kardeş?
(m)-noldu kardeşim.
(ben)-ulan tuvalette yolculuk ettirdin bana, bide kek yedirdin içerde bize daha ne olsun.
(y)-evladım yanlış anlama sen benim torunum yaşındasın ne tarafta tuvalet? (hay amk dedim içimden)
(ş)-var ama kullanılmıyor teyzem tuvalet.
(ben)-otobüse dekor diye alafranga tuvalet mi koydunuz
(ş)-az kaldı zaten istanbula sık dişini
(ben)-ben daha oraya gitmem, muavin gitsin ben yerde otururum.
(m)-tamam ben giderim sorun değil.