Uyandım öğlen olmuş. Acıkmıştım yemek bırakan da yoktu unutmuşlar galiba beni. en iyisi odadan çıkıp yukarıda bir şeyler yemekti.
Odadan çıktım ev yine tıka basa dolu anlamadığım nokta bu kadar ses odada nasil duyulmuyor. Neyse yukarı çıktım birkaç bir şeyler atıştırdım. Yemeğe devam ederken bi adam geldi. Hafif kır saçlı ortası kel uzunca bir sakali olan boyu 1.70 1.75 arasi yeşil gözlü kalin kaşlı zayifca bir adamdı. Bana ismimi sordu
Ben: Furkan. Senin ismin ne abi?
isminin Mahmut olduğunu söyledi.
Ben: Nabiyosun abi burda hocayami geldin.
Mahmut abi: Yok ben arkadaşımı getirdim.
Ben: Hayırdır abi insallah büyük bir derdi sıkıntısı yoktur. Anlat ne oldu?
Mahmut abi: Kardeşim sana anlatayım. Biz 4 arkadaş Eskişehir Alpu'da yaşıyoruz. Bizim Veysel bir gün kahveye geldi hazine haritasi bulduğunu söyledi. Bize teklif etti gelin bulalim paylaşalım diye. Gittik. Haritaya baktık. Gece vakti kazı yapacağımız yere gittik. Bir jeneraror 2 tane kazma kurek herkeze lambalı işçi şapkası bot vs. Aldik. Kazmaya başladık saat 3:30 geçmişti biz yorulduk Veysele dedik yorulduk yarın devam edelim dedik. Veysel siz gidin ben birazdaha kazıp gelirim köye dedi. Tamam dedik arkadaşlarla köye gittik Veyselde bizden sonra gelecekti. Sabah oldu Veyselin hanımı Sebahat
Kapıyı çaldı. Sebahat kocasının gelmediğini söyledi bende biz kazıyı bıraktıktan sonra o biraz daha devam edeceğini sonra koye geleceğini söyledi aynen bu şekil karisina anlattım. Sonra biraz daha bekleyelim gelir dedim. Aksam oldu Sebahat kapıyı çaldı. Kocasının eve gelmediğini artık birşeyler yapmami istedi. Birkaç kisi yanıma alıp Gittik kazi yaptığımız mağaraya. mağaradan iceri girdik pis bir koku vardi inleme sesi geliyordu. Bu Veyselin sesiydi galiba. Sesin olduğu yere gittik. Veysel'i gördük. Delirmiş gibiydi. Bizi yanina yaklastirmiyordu durmadan gidin buradan deyip duruyordu. Sonra karısının yanına gelmesine izin verdi. Saten bu karanlik yerde ateşimizde bitmek üzereydi koku bu iğrenç koku saten bizi bitiriyordu.