+358
-12
Kardeşlerim size acı bir anımı anlatmak isterim.O zamanlar daha yeni yeni okulla tanışıyordum 1. Sınıfın başlarıydı. Yanımda Ayşegül diye bi kız vardı. Daha aşkın yazılışını bile bilmediğim bu dönemde Ayşegülden hoşlanıyordum. Evde kırmızı kalemim olmasına rağmen sırf onunkini kullanmak için bilerek getirmiyordum.
Birgün hoca Ayşegüle soru sordu. Ayşegül cevabını verdi.Tam otururken osurdu. Sesi hoca ve ben duymuştuk. Hoca Ayşegüle bakıp kaşlarını çattı. Bense sevdiceğimin nasıl kızarıp yere baktığını çaresizce izliyordum. Teneffüste Ayşegül ağlıyordu.Ona ceza vereceklerini zannediyordu.Ben bu durumu çözmek için müdüre gideceğimi söyledim.
Okulumuz beş katlıydı.Her kapıyı açıp sabahları andımızı okurken mikrofonu tutan adamı aradım. Olaydan 3 gün sonra öğle arası müdürün odasını buldum.(Girişin hemen solundaymış amk).Kapıyı zorla açıp içeri girdim. ‘Hocam o gün Ayşegül osurmadı ben osurdum’ dedim çıktım. Sonra sınıfa gidip Ayşegüle müjdeli haberi verdim. Artık oda mutluydu.
Ertesi gün kantinden 1 milyona tost aldım. içecek alamadım bitirince tuvalete gidip su içerim diye düşündüm.Tam ısıracakken gördüklerime şok oldum. Sevdiceğim,ilk aşkım, uğruna yalan söylediğim kız Ayşegül karşı masada Borayla(Babası zengin bir bin hiç sevmezdim) 1.5 milyonluk hamburger + 500 bin liralık CapriSun gömüyorlardı. Yanlarına gittim.ilk defa kin ve nefret denen duyguyla tanışmıştım. zütümü masaya dönüp osurdum. Sonra boranın caprisun’ı alıp sınıfa kaçtım. Ders vakti gelincede parmak kaldırıp 'hocam Ayşegül hep osuruyor benim yerimi değişin' dedim. Zaten 1 ay sonrada Ayşegüller bizim mahalleden taşındı. Demek ki mahalleliye bile rahat vermemiş amk kızı.