+1
Determinizm her ne kadar makro boyutlarda işe yarasa da mikro boyutlarda geçersizdir.20.yüzyıldan önce Newtonun öncülüğündeki fizikistler evrendeki gerçekleşebilecek her olayın sınırlı fiziki kapasitelere sahip olduğunu ve nedenlerin sonuçlarını doğuracağını bu yüzden de her şeyin bir tasarım ürünü olduğunu savunuyordu aynı bilgisayarlar gibi bunun yan ürünü olarakta felsefede determinizm ortaya çıktı.Ama 20.yüzyılda Max Planck'ın ortaya attığı Kara cisim ışımasıyla ışığın hem dalga hem de tanecik özelliği gösterdiği anlaşıldı. Tabi bu büyük bir adımdı çünkü belli ki evren kesin sonuçlar ve nedenler üzerine ilerlemiyordu Heisenberg 2.bir atılımı yaptı ve elektronun yerinin ve hızını aynı anda belirlenemeyeceğini ispatladı.Bu olaydan sonra iyice kesinleşti ki evren kesin sonuçlar üzerine değil aksine bir belirsizlik üzerine kuruluydu ve kuantum mekaniği evrenin her noktasındaki atomun başka bir atomla etkileşebildğini söyledi. Einstein tanrı zar atmaz lafıyla evrenin olasılıksal olamayacağını savundu ancak sonradan yanıldığını söyledi. Laplace kuramı ise her ne kadar ortaya atıldığı zaman çok mantıklı temellere dayansa da kuantum mekaniği fiziğini kapsamıyor yani sadece klagib fizik üzerine kurulu bir teori bu yüzden şu an geçersiz. Kuantum mekaniğinde elektronlar ve antimaddeler etkileşebilir ve boyutlarının dışına çıkabilirler oysa laplacenin dediği gibi evreni bir bilgisayar gibi düşünseydik sınırlarının dışına çıkamazdı.
Ayrıca burda benimle yarışacak fizikçi falan yok diye bol bol sallamışsın gereksiz yere artislik yapıyorsun.Bu teoriyle tanrı kanıtlansaydı bugün ateizm ezici bir oranda üstün olmazdı bilim dünyasında. Tanrının varlığı kanıtlanabilecek bir düzeyde değil şu an belirsiz Big Bang'ın öncesine bakmak gerek.