Gece saat 12 gibiydi ve salonda bir ses duyuldu :
-imdaaaat baba!... imdaat!...
Gecenin korkunç karablığında dehşete düşen baba, pijamalarıyla kapıda göründü... Telaşla oğlunun yanına doğru yürüdü.
-Noldu oğlum Selim neyin var?
Selimden ses yoktu.
Babası tekrar:
-Kabus mu gördün oğlum nedir bu çığlık?
Tam bu esnada yandaki odadan sesler yükseldi:
-Hahh haah hahhh hahahhh
Babası ve Selim bu korkunç kahkaları gecenin derinliğinde korku ile dinliyorlardı.
Kahkayı atan kişinin Selim'in annesi olduğunu anladılar.
Selim titriyor, sadece:
-O ses annemin sesi, diyebildi. Baba oğul rüzgarın korkunç uğultusunun yanında birdi en sevdikleri insanın kahkasını dinliyorlardı. Hayrete düşen baba dehşetle sağa sola bakıyor, korkusu gözleriden okunuyordu. Nefes nefese kalmıştı.
-Ne oldu annene diye? soruyor, fakat korkusundan kapıyı açamıyor, karısının bulunduğu odaya giremiyordu.
Siagarasını yakan baba ne yapacağını bilmiyor, Selim ise ağlıyordu.
-Baba, hadi annemin yanına git, konuş onunla anla ne olmuş,
Boynunu büken baba:
-Nasıl gideyim. Kapıyı açınca nasıl bir manzarayla karşılaşacağımı bilmiyorumki.

Bir süre sessiz kaldılar. Anne odada, Selim ile babası salondaydı. Nihayet kadının bulunduğu odaya girdiler.O da ne! ikiside olduğu yerde donakalmış, hayrete düşmüşlerdi.