(bkz:
Part 26 FINAL)
Final müziği okurken dinlemeniz şiddetle tavsiyedir.
https://www.youtube.com/watch?v=RqoIWnV8k9c
Doktor "nesi oluyorsunuz" diye sordu. nişanlısıyım dedim. Beyfendi nasıl söyleyeceğimibilmiyorum ama berna hanım hamileymiş sanırım ve çocuğu kurtaramadık. iç kanaması vardı şimdilik durdurduk. Ancak tekrarlaması durumunda bünye kaldıramayabilir ve hastayı kaybedebiliriz. izin verin biz ilgilenelim duruma göre tekrar ameliyata alacağız. Üzgünüm" dedi.
"Ne diyorsun sen doktor, yaşat onu. bu kadın yaşayacak onu da kaybetmeyeceğim yaşatacaksınız" diyerek sinir krizi geçiriyordum. Ellerim ve ayaklarımda titremeler karıncalanmalar hissediyordum. Hemşirelerden biri. Sakinleştirici vurmuştu o an. Uyandığımda hastanenin bir odasında yatıyordum hava kararmıştı. Kalktım ayağa, bernanın iç kanamasının tekrar başladığını ameliyata alındığını söyledi hemşire. üst katında bir terası vardı hastanenin oraya çıktım, bir sigara yaktım ağlıyordum.
Kafamı göğe doğru kaldırdım, "varsın dimi lan biliyorum varsın, duyuyorsan beni artık müdahale et birşeylere, düzelt şu olanları. kurtar sevdiğim kadını, gerekirse al benim canımı ama onu kurtar yaşat onu. Eğer bir karşılık olacaksa karşılığı diyeti benim canım olsun yaşat onu" diyordum. Gözlerimden akan yaşlara engel olamıyordum tutamıyordum kendimi. Umut'u doğmadan kaybetmiştim. Annesini'de kaybetmem an meselesiydi. Yaşamasını Umut ediyordum sadece çok zor geliyordu, eriyordum.
içeri girip ameliyathanenin önünde beklemeye başlamıştım, iki saat kadar sonra doktor içeriden çıktı, suratının asıklığından anlamıştım. Gözlerimden yaşlar tekrar akmaya başladı, "ne olur deme doktor, öldü deme! "Malesef hastayı kaybettik."
Bir yıldırım çaksa üstüme yaksa bütün bedenimi, yağmurlu bir havada sıradan bir sokak serserisi saplasaydı bıçağı böğrüme, Bir kaza kurşunu bulsaydı alnımın ortasını ölmek istiyordum.
Bernayı, umutumu, son umudumuda kaybetmiştim.
Şuan şu satırları yazarken bile gözlerim doldu. Mutlu sonlar hikayelere mahsustur panpalar, gerçek hayatta hiçbirşey o hikayelerdeki gibi güzel olmuyor yada öyle bitmiyor. O günden beridir en ufak şey için bile umut etmeyi kestim. Umut benim hayatımda küçükken oturduğumuz mahalledeki binin birinden öteye gidemiyor artık. Baştada belirttiğim gibi, ilk hikayede sizlere bir umut ışığı olmak istemiştim ve en mutlu noktasında bırakmıştım. Ancak sizler o umudu kendi hayatınızda arayarak bulmalısınız dostlar, sağlıcakla kalın.
21.02.2017
Serhat.