/i/Hikaye

Herkesin bir hikayesi var, ya senin hikayen nedir?
  1. 1.
    0
    Evet evet gözlerini kırpıştırdı uyanıyor galiba dedi Emma kendi kendine.
    Mutluluğu gözlerinden okunuyordu, Thomas'ın ilk gördüğü yüz onun yüzü olmalıydı
    kendini affettirebilmesi için. Hiçbir şey için geç değildi artık yanından asla ayrılmaycaktı.
    Thomas gözlerini açtı bulanık görüyordu heryeri görüntü biraz daha netleşmeye başladı
    ve karşısında Emma'yı görünce kalp atışları daha da hızlandı ve EKG cihazından çıkan ses
    bunu resmileştirdi. ikisininde yüzünde aynı gülümseme vardı.Oda fırtına önceki sessizlik
    gibi sessizdi. içeri doktorun girmesiyle o sessizlik anında kayboldu.Dr.Steward güler yüzlü
    ve her hastanın tedavi olmak isteyeceği bir doktordu. Emma'ya kibarca başını öne eğerek
    selam verdikten sonra Thomas'a yöneldi.

    Dr.Steward : Hey Thomas harika gözüküyosun 12 saatlik bi ameliyattan çıkmış gibi değilsin.

    Thomas : Beni iyi görmenize sevindim o zaman bügün taburcu olabilirim.

    Dr.Steward : Acele etme dostum tam olarak iyleşmeden burdan kantine bile gidemessin.

    Gülüştüler ve bu gülüşmeler Cris'in odaya girmesiyle birden dahada arttı.
    Koşup Thomas'ın üstüne atladı uyanmıssın dostum uyanmıssındiye bağırmaya başladı.
    Thomas vucüdunda bir agrı hissetti ve kıpırdatamıyordu vucüdunu kalp atışları arttı ve
    bu EKG cihazına bile yansıdı endişeli bakışlar altında kalan Thomas'ı Dr.Steward sakinleştirdi
    ve 17 gündür uyuyordun bu ağrıların sebebi bu sakin ol ve dinlen dedi.

    Dr.Steward odadan çıktıktan sonra Thomas'ın soruları yağmur gibi yağmaya başladı.
    Cris herşeyi tektek anlattı ona Thomas ve Emma şaşkınlık içinde dinledi ve
    Thomas bunları nasıl hatırlamadığına şok oldu.Son bi görevi kalmıştı son bi görev..

    En kısa zamanda burdan çıkmalıydı bu sabırsızlık hareketlerine ve konuşmasınada yansıyordu.
    Emma ve Cris onun bu hareketlerine alışık değildi. Thomas sakin sabırlı zeki ve soğukkanlılığını
    koruyan bi insandı dalgasız bi deniz gibi uçsuz bucaksız derinlikte olan dışarıdan
    kadife gibi sakin bir deniz ama içeride derinliğinde neler olduğu görünmeyen bi kişilikti.
    Kartlarını açık oynamazdı iyi bir insandı Thomas ama dünyadaki adaletsizliğe
    şerefsizliğe karşı kendi duvarlarını örmeye başladı.Bu duvarlar onu insanlardan taş kalpli insanlardan koruyacaktı.

    Emma ve Cristen başka kimsesi yoktu. Yalnızdı tek çocuktu Thomas nasıl tek doğduysa
    tek ölecekti ve tek yaşıyordu.Çocukluk arkadaşı Crisle ilkokulda tanışmıştı. Maddi durumları kötü
    olduğu için o gün öğle yemeğinde sadece elmayla yetinmişti ve doymamıştı. Cris onu görüp yanına gitti
    ve elmasından bir ısırık istemişti tek yiyeceği o olduğunun bildiği halde paylaşmaktan kaçmadı ve o ısırık bir dostluğu başlattı.
    Cris,o gün okul çıkışı Thoması evlerine davet etmişti.

    Cris, Thomas'tan oldukça zengindi ama bu varlık ailesi sayesinde züppeliğe değil
    efendi ve beyfendi bi kişilik oluşturmuştu Cris'te.

    Thomas'ı ailesiyle tanıştırdı Mr.Jones ve Mrs. Jones Thomas'ı çok sevdiler.O gün sonsuza kadar büyük bi dosluk başladı.
    Asla ayrılmadılar beraber kavga ettiler beraber ağladılar beraber güldüler. Cris için Thomas parayla satın alınamayacak en değerli şeydi.
    Thomas'ın annesi öldükten sonra , Crisle beraber yaşamaya başladılar. EMMA güzeller güzeli EMMA Thomas'ın ilk aşkı. Lisede Cris ile beraber
    aynı lisede ve aynı sınıftalardı Cris'in ailesi Thomas'ı kendi oğullarından hiç ayırmadılar ve aynı şartları sundular.St.Jose

    Lisesi'nde ilk sınıfa girdiklerinde Emma gözlerine çarptı ve Thomas kadar olmasa Cris2te etkilenmişti. Thomas yüreğinde bi baskı karnında bir
    ağrı hissetmeye başladı ona nolduğunu anlamamıştı ve sıraya oturdular yeni hazmetmeye başladı ve anlamaya Emma'ya aşık olmuştu yıldırım aşkıydı eve inanılmazdı.
    Tabi bu aşk platonik olarak yaşandı açılamadı içine kapanık Thomas anlatamadı söyleyemedi ve her geçen gün daha fazla acı çekmeye ve daha fazla sevmeye başladı.

    Cris'le eskisi kadar eğlenemiyorlardı. Aşkını ilk anlatığı kişi Cris oldu. Cris'in pek alışık olmadığı bir duyguydu bu anlayamadı ama yinede ona hertürlü destek olacağını gösterdi ve olduda.
    Emma kara kaşları kara gözleri bembeyaz pamuk gibi bir teni ve o siyah beyaz fotoğrafa renk veren mavi gözleri en çok gözlerini sevmişti Thomas gözleri ayrıydı gözleri gökyüzüydü.
    Emmaya kendini gösterememişti içine kapanıktı özgüveni ekgibti ama asla haksızlığa gelemezdi ve bambaşka bir insana dönüşürdü o zaman
    ama böyle bi fırsat gelmemişti kendini göstereceği bir fırsat yoktu sessizdi ama korkak değildi. Emma, onun varlığından beri haberi yok gibiydi.
    O güne kadar.. Emma'nın çıktığı çocuk Emma'ya tokat atıyor o an Thomas'ın göslerinde ağır çekimdeydi ve o sessiz sakin Thomas içinden bi aslan çıkarcasına koşup Tim'in üzerine atladı ve çocuğu dövmeye başladı.
    Sinirli insan dünyanın en güçlü insanıdır ve Thomas bu sözün doğruluğunu kanıtlar gibi pataklıyordu Tim'i.Emma ilk defa o zaman keşfetmişti Thomas'ı ve sadece bi teşekkürle yetindi o gün Emma.
    Diğer günler okulda hergördüklerinde selamlaştılar.Bu ufak selamlaşma bile Thomas'ı mutlu ediyor ve Tim'i o hale getirdiğinden hiç pişmanlık duymuyordu.
    Tim'i merak ediyorsanız Tim iyi ve Emma ile Thomas'ın gözünün içine bile bakamıyor o zorba çocuk.

    Photo Model: Lana Rhoades ;)
    Tümünü Göster
    ···
   tümünü göster