-
1.
+8(bkz: Part 6)Tümünü Göster
Tema
https://www.youtube.com/watch?v=FVY4be1yFFY
Bunun nasıl olduğunu, ne yapacapımızı sordum. "bana mı soruyorsun ne yapacağımızı" diyerek yanıtladı. Öylece ona bakıyordum. Ben ne yapacağım, ailem duyarsa beni reddeder babam beni öldürür dedi. Bir çocuğum olacaktı, ancak ben buna hazır değildim. Aldırma fikri geldi aklıma, onun fikrini öğrenmek için sorumu yineledim. "Napacağız berna?"
-Ben senin çocuğunu doğurmayı çok isterim, seninle birlikte olalım evlenelim çok isterim ama sen istemiyorsun thefucking sana bunu zorla yapamam. Aldıralım çocuğu.
-Kalk gidelim seni evine bırakayım yarın biraz daha sakin kafayla konuşalım bunları.
-peki
Hesabı ödeyip mekandan kalktık. Arabaya bindik ikimizinde ağzını bıçak açmıyordu. O ara telefonum çaldı arayan şeydaydı. Nerede olduğumu, eve geçeceğini birşey isteyip istemediğimi sordu. Benim biraz işim var sen eve geç gecikebilirim belki bekleme beni istersen uyu dedim.
Telefonu kapattıktan sonra, berna şeydanın telefondaki sesini duymuş olacak ki, "sevgilinle mi yaşıyorsun" dedi. Ne diyeceğimi bilemedim kafamı çevirip saniyelik yüzüne bakabildim o anda sadece. onun için sormadım bilseydim evinin kapısına kadar gelmezdim diye ekledi. Bunu söylerken güçlü olmaya çalıştığını ancak bu durumun içini kemirdiğini sesinden anlamıştım. Eskiden birşeye çok üzülse bile bana belli etmemek için aynısını yapardı, huyuydu bir nevi.
Evinin önüne gelmiştik. Yarın ben seni arayacağım oturup bir karar vereceğiz dedim. Tamam diyip indi arabadan, küçük adımlarla evine doğru yürüyordu yavaş yavaş. Gitmek istemiyor gibiydi sanki ama yapacak birşey yoktu. Ulan ne tak yiyeceğim ben diye düşünerek yine her zamanki yerime modaya geri döndüm, her zamanki tekelimden üç dört tane bira alıp sahile geçtim. Oturdum bir sigara yaktım, istanbulu izleyip düşünüyordum napacağım diye. Yanıma elinde siyah bir poşetle ellili yaşlarda uzun sakallı bir adam oturdu.
Oturmamın sakıncası varmı genç adam dedi. kafamı sağa sola sallayarak yok dedim. bir süre sessizlikten sonra poşetten çıkarttığı şarabını açtı yudumladı ve şişeyi koydu kenara. "canını böyle sıkan nedir evlat" dedi. Birşey yok be abi dalgamızdayız diye laubali bir cevap verdim. "eğer canını sıkan birşey olmasaydı burada bu saatte tek başına oturup, bomboş gözlerle şehri izleyip bu mereti içmezdin değil mi?" dedi. Kafamı salladım, bir kadın vardı hayatımda, uğruna herşeyimi hibe edebileceğim bir kadın. Herşeyimi hibe ettim ama o benim olmadı. Sonra hibe ettiğim herşeyi geri aldım bir şekilde, o zaman benim olmak istedi, bense işte o gün onu reddettim dedim.
"Ne güzel söylemiş Ali Suad; güneşin ateşinden çok, suyun özlemi yakar çölü" dedi.
başlık yok! burası bom boş!