-
226.
+17Hocanın önüne koydum.
Mutfakta ufak bi tepsi var bi de gelirken bi bakraca su koy getir. Dediklerini yaptım. Ben içeri girerken hoca da dolabın birini açmış kağıt ve kalem çıkarmıştı. Kağıtlar sapsarıydı saman kağıdı olduğundan değil başka tür bir kağıt gibiydi ve çok eski duruyordu. Otur karşıma dedi. Oturdum.
Bakır kaseyi önüne koydu içine biraz su koydu diğer şişelerden bi tanesinden bi sıvıyı kasenin içine döktü çok güzel bi kokusu vardı odanın her tarafına yayılmıştı koku.
Parmağını uzat dedi uzattım bıçak ile ufak bi kegib açıp kanımı kasenin içine damlattı. Bi parça bez uzatıp yaranı sar dedi. Ben kesiği sararken hoca kağıdın üzerine arapça adımı yazdı. Çok güzel bi yazısı vardı. Güldüm neden gülüyoraun dedi. Yazınız çok güzel hocam. Senin adını yazdım dedi arapça biliyorum hocam dedim. Memnun olmuş bi şekilde hoca bu defa gülümsüyordu. Annenin adı nedir dedi. Kıymet dedim. Adımı yazdığı kağıt parçasını çevirip annemin adını arapça yazdı. Çakmağımı istedi uzattım. Annemin benim adımın yazılı olduğu kağıdı yakıp küllerini bakır kaseye septi. Sessiz ol dedi. Birşeyler okuyordu içinden. Mırıltılar eşliğinde anca duyabiliyordum. Arapça bildiğimden ne dediğini az çok çıkarabiliyordum birini çağırıyor gibiydi ya da bişeyi fakat kısık sesle okuduğundan tam anlamıyordum okuduğu şeyi üç defa tekrar etti. Yüzü sıkıntılıydı dördüncü tekrarından sonra yüzü normale döndü suya baktı bir süre kilitlenip kalmış gibiydi. Bana dönüp ortalığı toparla yavrum aldığın herşeyi yerine koy kaseyi de biraz uzağa zütür içindekileri dök kaseyi temizle onu da yerine koy ben yan odada olacam sabaha kadar sakın beni rahatsız etme evladım dedi.
başlık yok! burası bom boş!