/i/Sözlük İçi

sözlük içi.
  1. 1.
    0
    Heyecan ve sabırsızlıkla geçen yolculuktan sonra, şehre varır varmaz yorgunluğuna aldırmadan soluğu kızın evinin önünde aldı. Şehirdeki hareketlilik, tatilin ve sıcakların etkisiyle yerini boş sokaklara bırakmıştı. Kızın evinin karşısındaki parka oturup akşama kadar bekledi. Fakat evde hiç hareketlilik yoktu. Tam ümidini kesmiş evine dönmek üzereyken, parka bakan odanın ışığının yandığını gördü. Işığın yanmasıyla, içinde yanan ateş de alevlenmişti. Heyecanından yerinde duramıyordu. Kız, perdeleri aralamış dışarıya bakıyordu. Gözlerinde hafif bir ışıltıyla gülümseyen delikanlı, kızın kendisini farketmesi için oturduğu yerde kıpırdanmaya başladı. Kız etrafa bakınırken delikanlıyı farketmiş, ansızın yüzünde beliren şaşkınlıkla uzun uzun süzmüştü. Daha sonra pencereyi kapatıp perdeleri çekti. Delikanlı, okullar açılana kadar neredeyse bütün gününü parkta sevdiği kızı görme umuduyla geçirdi. Sabahlara kadar oturduğu günlerin, üzerine doğan güneşin sayısını bile unutmuştu. Kız dışarı çıktığı zaman, peşinde gölge olmuş, bulduğu her fırsatta kıza aşkını ilan etmiş, samimiyetine inanmasını istemiş, ancak, kız hiç oralı olmamıştı. Yaz boyunca oturduğu parkta sarhoşlara yarenlik etmiş, onu kaldırmaya gelen polislere, bekçilere zararsız olduğunu anlatmaya çalışmıştı. Her reddedilişinde aşkından vaz geçmek istemiş ancak bunu yapamamıştı. Sonunda, okullar açılmıştı.
    Delikanlı, sevdiği kızı daha çok görebilecekti. Okula, sırf kızı görebilmek için gidiyor, hiç ders çalışmıyordu. Okulu, adeta buluşma yeri gibi kullanıyordu. Telefonda görüştüğü ailesine, çok çalıştığını, bu yıl okulu bitireceğini söylüyordu. Annesinin, bu azim karşısında döktüğü sevinç göz yaşları onu kahrediyordu…
    ···
   tümünü göster