+7
Aslın bir tiyatrodaki taklitciler oyuncular değil izleyenlerdir, seyirciler olaya ne kadar hakim kalırsa o kadar iz kalır üstlerinde..
O günün umduğumdan daha iyi geçmesi bir mucizeydi belki de, pek iyi oynayamasamda gülerek ayrilmiştik oradan. Uzun zamandir boyle güzel vakit gecirmiyordum.
Annem benim bu halimi görüp seviniyordu, nitekim ben de öyle herşey yoluna girmişti, en azindan bir süre de olsa.
Akıllı ,sessiz ,saf, komik.. sanirim ilkokul sonuna kadar bana çizilen profil buydu. Gayet menmun ve siradan hissediyordum hatta öğretmenlerle bile aram iyiydi.
O yıl rahat bir şekilde bitmiş ve simdi sira o okuldaki son yilima gelmişti.Son siniflarin sinif değişikliği yapilmayacağini bildiğim için üstümde bir rahatlik vardı.
Çoğu şey geçen yildan farksizdi, tabi yeni kazandiğim alışkanlık hariç..
(Bunu yazmadan olmazdi, hayatimda bir takim etkiler birakti.)
Evet yaşlarımız ilerlemişti her ergen gibi biz de ferregrafiyle tanışmıştik. Okula gizlice sokulan erotik dergilerin haddi hesabi yoktu ve her genç gibi o işi ben de öğrendim.
Son yilimiz olduğundan çoğu grup liseye hazirlaniyor, dersler ağir geçiyordu. Ama benim aklım hep bu yeni tatdığım hazdaydı. Artık bağımlısı olmuştum hem de sınav zamanlarinda.
Aklim fikrim hep ferregrafi doluydu, kizlara bakiş acim bile değişmişti. Tabi bunun sonu hep yorgun bir vücut, uykusuz geceler ve dalgın bir beyinle bitiyordu. O kadar aşırıya kaçmıştım ki artik ciddi zararlarini görmeye başliyordum.
Son senemin olması itibariyle liseye girememe korkum beni tutuşturmuştu. Bu alışkanliğimi azaltıp namaza başlamaya karar verdim. Pek hazir olmasam da sinav günü gelmişti.
Lise beni bekliyordu, sinavdan sonra..