/i/Kız Meselesi

  1. 1.
    +1
    hayatım boyunca yalnız geçirdiğim gün. 4-5 kişiden menkul sevgili külliyatıma baktığımda; 
    biri anasından babasından edindiği kültürel önyargıları aşamadığı için,
    biri devamlı aldattığı için,
    biri kısa yoldan para kazanacağım diye tutturup sonunda başını belaya soktuğu için
    biri işsiz güçsüz, babasının imkanlarıyla asalak gibi yaşayan bir hayta olduğu için
    sonuncu da... evet sonuncu! sonuncuuuuu! bunu hatırlayamadım. hiç olmamış da olabilir.
    neyse malum şahıslar hayatımdan farklı becerilerle çekip gittiler. lakin hepsinin bir ortak noktası vardı ki, asla sevgililer gününe denk gelmediler. hayır elbette 11 aydan fazla süren ilişkim oldu ancak o haftayı küs girince geçti gitti haliyle. belki de özellikle planlanmıştı bu tarihe denk gelen kavgalar karşımdakince! bilemiyorum. 
    hasılı;
    bakıyorum da; yok o ne biçim çiçekti, yok karatı düşük yüzüktü, aman avon parfümü de neydi! ya arkadaş bunca sene kötü bir sms bile almamışım günün hayrına şerrine mukabil! tek bir akrostiş şiir, pointde yapılmış uyduruk bir kart, düttürük bir slayt, facebook'dan etiket... ne bileyim, buluşup tokalaşıp iki yanaktan öpülmek bile bir şeydir yani. o bile yok!
    diyeceğim o ki adamların başının etini yemeyin hanım bacılarım. beterin beteri var. hiç yoktandan fena, hiç yoku var bunun. elinizdekinin kıymetini bilin. 

    birbirlerini seven çiftlerin, birbirlerine olan sevgilerini göstermek adına hediye alış-verişi içerisinde geçirdikleri saçma bir gün. 

    saçma dedim çünkü erkek ve kadın arasında 15 cm farkı vardır. mesela 15 cm derken bile erkekler o malum şeyi düşünmüş, kadınlar ise acaba ne demek istedi diye düşünmüştür. 

    hemen anlatalım;
    göz
    ve
    kulak

    ikisinin arasında 15 cm fark.

    yani erkeler gözleri ile ( görerek ) hayatı yaşar, kadınlar ise kulakları ile ( duyarak ) hayatı yaşar. göz ve kulak arasında 15 cm fark vardır ve ikili ilişkiler, dolayısıyla hediye alış-verişleri hep bu yönde olmalıdır.

    daha açıklayıcı anlatmak gerekirse; 

    erkekler izler.
    kadınlar dinler.
    örneğin küçük yaşlarda aslan mı döver kaplan mı? tarantula mı güçlü, akrep mi? vs şeyler sayesine oturup belgesel izler. kadınlar izlemez. o kanı, o vahşeti görmeseler bile inleyen ceylanların, acı çeken antilopların çığlıkları onların vicdanını sızlatır. erkekler iş makinası gördüğü zaman durup o kepçeyi, o dozeri seyreder, çıkardıkları gürültü umurlarında değildir. fakat kadınlar görmekten ziyade duymaya önem verdikleri için iş makinasından çıkan o motor sesleri sinir sistemlerini gerer. erkeler ferre sitelerinde zevkine uygun kadın görene denk sekme sekme gezer ve sonunda o masum kadını görüp sevişmesini izler. kadınların ise o iğrenç sahneler midelerini bulandırır, o yüzden konuşması bol olan erotik filmleri tercih eder. erkekler lalalalalala maç izler, kadınlar lila lila lilla şarkı dinler. erkekler kavga izler, kadınlar niye çıkmış diye dinler. erkeler elinde dürbün komşuyu izler. kadınlar elinde bardak komşuyu dinler. özetle;
    erkek izler,
    kadın dinler.

    kadınların izlediği şeyler de dinleme üzerine olan entrikası bol, dedikodusu bol, magazin programları ve dizi filmlerdir. televziyona bakmalarına gerek yoktur, örgü örüp ütü yaparken bile bunu yapabilirler.

    aslında kadınlar ilizyoniste benzer ve dikkatli gözler onların sihirlerini rahatlıkla çözer.

    şimdi bu sihri daha da açarak şöyle örnek verelim. erkekler hayal gücünü kullanıp şunu düşünsün; sevgililer gününde, hoşlanılan kız size güzel bir tişört alıp; seni seviyorum aşkım, sensiz bir hiçim falan desin. sadece konuşsun ve erkek de sadece dinlesin...

    buna keza aynı sevgili, kırmızı bir gecelikle süpriz yapıp kapı eşiğine ayağını dayasın ve elindeki plastik kelepçeyi sallayarak dudaklarını ısırsın. fark ne? 

    fark tabi ki 15 cm.

    birinde çok güzel iltifatlar, aşk ve romantizm var. ( konuşma, dinleme )

    birinde ise hiç konuşma yok, görsellik var.

    erkek neyi tercih eder?

    cevap vermeden aynı örnekle kadını ele alalım;

    bu sefer erkeğimiz kız arkadaşına tişört alsın.. vitrinde görüp beğendiği fakat alamadığı bu tişörtü erkek alıp kızın evine gitsin. sevgilisine verirken tıpkı onun gibi seni çok seviyorum aşkım, sensiz bir hiçim, sen benim dünyamsın gibi cümleler söylesin. 

    kadın bunları duyunca ne yapar? tabi ki hem tişörte, hem de biricik sevgilisine sarılır. çünkü duydu o, dinledi. böyle şeyler duymayı hep sevdi. öptü ve canımsın dedi. 

    buna keza aynı erkeğimiz hiçbir hediye almadan, hiçbir tatlı dil konuşmadan tazmanya canavarlı baxer ile kapı eşiğine dikilip elindeki kelepçeyi sallasın ( görsellik yapsın yani ) kadına bakıp ağzıyla hart hart yapsın. kadın görünce ne yapar?

    tabi ki sen ne çeşit bi öküzsün ya diyerek o kelepçeyi adamın kafasında kırar. erkeğimiz güzel iltifatlar yaparak kapıda dikilseydi, belki bir nebze olsun kadınımız mutlu olabilirdi. 

    özetle kadınlar; o mu güzel, ben mi güzel? 
    ayrıldıktan sonra başkasıyla evlenir misin? gibi sualleri kendilerini tatmin etmek için sorarlar. yani duymak için.. yani güzel cümleler işitmek için.

    erkekler ise duymaktan ziyade görmeye önem verdikleri için sevgililer günü ve benzeri günlerin onlar için pek de önemi yoktur. 

    erkekler gördüğünü unutmaz, kadınlar ise duyduğunu. sevişme esnasında bile kadınlar iltifat ister, erkekler ise görsellik adına değişik pozisyon.

    bir kadın 67 sene önce duyduğu bir cümleyi hatırlayıp eşiyle kavga edebilir. 

    o yüzden böyle özel günlerde hediye alıp verirken erkeklerin güzel iltifat etmesi gerekir. çünkü kadınların en büyük viagrası ( mutluluğu ) tatlı sözler 'duymak'dır.

    kadınlar ise hiç hediye almasa bile sadece meme ucunu gösterse erkeğe yetecektir. gel len bakma öyle, bi fırt em dese dünyalar onun olur.

    iş bu sebeplerden ötürü erkekler hediye verdiği an kızlar sevişmelidir. ulan konuyu cikse getirmek için anam ağladı mk. yahu hayatım boyunca bir gün sevişemedim şu günde. ben yapamadım bari millet yapsın.

    kızlar da bu yazıyı birbirine anlatsın! birisi acısın lan artık.

    kutlamıyorum !

    yaşandı bitti saygısızca, aldatmanın tadına varınca, doğru söylesen kimin umurunda,

    gözüme inanırım haydi zıpla...
    Alıntıdır Hoşuma gittiği için paylaştım
    ···
   tümünü göster