-
76.
+2 -1neyini anlayacağız lan salak salak konuşmayın. karl marxtan iki paragraf okuyup gelip burda caka satıyosunuz gibikler. komünizm, insan doğasına uygun bir sistem olsaydı tarih boyu uygulama alanı bulurdu. hangi devlet komünist anlayış şeridine erişebilmiş? devlet otoritesinin olmadığı sistem modeli tarih sahnesinin neresinde mevcut olmuş? amcık boncuk konuşmayı bırakın. komünizm dediğiniz sistem algısının tarih boyunca başarı sağladığı tek yer, fatih maçoğlu nun tunceli ovacık ta belediye başkanı olması. bu kadar ... okuduğunuz iki paragraf koca milleti idare etmeye yetmiyor beyinsiz evlatlar. bu işin kültürü var, manevi hassasiyetleri var, inançları var... işçi hakları, kardeşlik, insanlık masalları ile ancak birbirinizle sevişirsiniz.
-
-
1.
0olay anlamak yahut anlamamak değil aslında. asıl olay, sağlıklı bir biçimde realiteyi anlayabilmek. üstte yazdığım insanoğlu tasviri yeterli zaten, oportünist takıldıkça, adaletli ve muhteşem bir ideoloji, yönetim biçimi üretseniz dahi bir faydası maalesef olmayacak.
devlet otoritesi de oportünist anlayış ile yontulmakta. komünistlik tek ülke içinde değil, dünya çapındadır efem. yani tek dünya devleti oldukça, küresel bir otoritenin neyi sağlayacağını düşünemiyorum. komünizmde olduğu gibi halk meclisleri otoritenin sağlayıcılari zaten. ki komünizm binaenaleyh bir yerde var olmamıştır. amma ve lâkin bu demek değildir komünistlik başarılıdır. -
2.
-1Yalnız insan doğası filan demişsin saçmalamışsın komunizm insan doğasıyla birebir uyumludur. ilkel kabileler devletleşme başlamadan önce komünizmle birebir biçimde yaşıyordu. Yani insanın doğasında bu var. Saçmalıkları silmekte zaman alır ama olur.
-
3.
+2 -1insan doğası, koşulsuz faydacıdır, bencildir, kendi çıkarlarını maksimize etme çabası güder. tek amacı budur. bu doğal dürtülerden dolayıdır ki insanlar toplu şekilde, otorite olmadan yaşamaya çalıştıklarında bir noktada çıkarları çatışır. bu durumda da bu çıkar mefhumunu kimin lehine çözümlenmesi gerektiğini bir iradeye bağlayabilecek otorite ihtiyacı doğar. bunun adı devlettir. insanların otorite olmadan yaşayamadıklarından kendilerinin oluşturduğu bir otorite ile yönetilme şekli. işte siz bu otoriteye son kertede karşısınız.
insan doğasının komünal sistemle olan bu uyumsuzluğunu, insanlar zamanın birinde böyle komünal biçimde yaşamıştır diyerek, örtemezsiniz. insanlar böyle yaşadı da neden bu sistemi terk ettiler? tıkanan sorun ve sıkıntılar nelerdi? işte bu soruların cevaplarının sistemi yanlışlamasından ötürü zamanla kabile yaşantıları veya otoritesiz yaşam terk edildi.
sığırcık yavruları. hadi gidin biraz daha düşünün. içinde bulunduğunuz saçmalıkta çırpındıkça taka sarıyorsunuz. -
4.
0oportünizmin sanrıları kuşkusuz insanı aciz, bencil ve adaleti hak etmeyen konuma sürükler. komünizm ütopik bir yönetim şeklidir, insanların bencillikleriyle yontulamaz. otorite ihtiyacı sadece insanlarda değil, hayvanlarda da görülmektedir. belirli bir sistematik düzen sağlayan ve onu yöneten, bir takım işleri kendi başına yürüten canlılar, hayatta kalma şanslarını arttırır. otoritenin varoluşu, hiçbir oportünistliği yıkamaz. burada yanlışsın. günlük hayatta dahi, kişisel ilişkilerde bile oportünizm kisvesini görebilmekteyiz. denetleme mekanizması, otorite sağlayacılıları tarafından sekteye uğradığı müddetçe, otorite kurucuları kendi çıkarlarına göre davranır. demokrasi denen zırvana ile başa geçebilen bu zatlar, her türlü hilebazlık ve sahtekarlığı yapacak durumdadır. bunun kırıntılarını, çağımızda çok açık bir şekilde görebilmekteyiz.
insan doğası, yönetilmeye ve yontulmaya her zaman açıktır. tıkanan sorun, yöneticilerin de insan oluşu ve kendi çıkarlarını, otoriteyi sağlamamak uğruna olsa bile yukarı çıkarmalarıdır. komünizm gibi fikirlerin ortaya çıkıyor oluşu, insanların, yöneticilerin oportünistliğini görmelerinden kaynaklanmaktadır. yeni bir umut ve adaletli sistem arayışı, insanoğlunu aramaya sevk etmiştir.
otoritenin sağlanılabilirliği şüphelidir. otoriter kişilerin, insanı yonttuğu, kör ve sağır ettiği açık bir gerçektir. vaad edilen onca şey bir anlığına kaybolur. demokratik düzenin asıl zayıf yönü ise, okumamış, cahil diye tabir edilen kısmın, oy atabilmesidir. zira okumuş insanlar, devlet erkanının amaçlarını, daha az bir cehalet ile gözlemleyebilir.
ek olarak: insan medeniyetinde oluşan bütün uygarlıklar yıkılmaya mahçuptur. tarihin içinden de görüldüğü gibi, yıkılan uygarlıklar, yeni uygarlıklar doğurmuş, yeni doğan uygarlıkların yıkılmalarıyla, yeni bir uygarlık doğmuştur. kaç yüzyıl yaşasa da, herhangi bir sistematik düzen, her daim yıkılmaya mahkumdur.
diğerleri 2 -
1.