+2
Sevgilim, yine herşeyin başladığı yerdeyim yine sana yazmak yerine buraya yazdığım gece. Ama bu gece farklı bu gece tükeniş gecesi. Buraya kadarmış gecesi. Her zaman ki gibi yine ağlaya ağlaya yazıyoruz. Yine sen yoksun ayrı şehirde de olsak aynı şehirde de olsak yoksun. Hep ekgibsin. Olmadık oldurtamadık ve aşk gitti bizden. Ben 2 gün sonra gelince nasıl bitircem diye düşünüyorum nasıl sevdiğim adama bitti diyicem. Bilmiyorum. Ama belki bu ikimiz içinde en hayırlısıdır. Benim daha fazla yıpranacak mecalim kalmadı. Her bağırışına susmam, sanki hayatında ben yokmuşum gibi davranışların. Değiştiremediğim alışkanlıkların. Ya hangi kadın en özel günlerine hep ağlayarak giriyor yanında sevdiği adam varken, hangisi yılbaşında, yıldönümünde, sevgililer gününde yanında erkeği varken ciğerini çıkartana kadar ağlıyor? Ben herkesin en mutlu olduğu günlerde neden ağlıyorum? Neden hep kaybetme korkum var? Benim sırf bi adam için hayatımda hiç uzak kalmadığım ailemden uzakta kalmam, şehir değiştirmem, alışkanlıklarımdan vazgeçmem, kısıtlanmam, özgürlüğümün kısıtlanması, bi baskı altında olmam, her bağırıldığına çıtımı çıkarmamam, arkadaşsa arkadaş kıyafetse kıyafet hepsinden vazgeçmem bunların hepsini yapmışken bu adamın beni azıcık bile mutlu etmemesi... ya yat kat değil bi kağıt parçası istedim sadece nasıl sevdiğini yaz dedim bişey için emek harca dedim. "Vaktim yok" diyişi hala kulaklarımdan gitmez hiç o kadar değersiz hissetmedim. Ya ufacık şeylerden mutlu oluyorum dedim sen hiçbirşeyi beğenmezsin damgası yedim. ilk içtiği su şişesinden kütüphanede ufacık bi kağıta kadar saklayan ben mi mutlu olmadım? Ne yapması gerektiğini anlattım dedim bi masaya şarap Gül mum koy yeter bunu bile yapmadın. Bensiz içtin hep bişeyleri benle paylaşmak istemedin. Hayat arkadaşım ol dedim ne yaşıyorsak birlikte yaşayalım dedim yapmadın. Değerimi bil azıcık özle ve özlediğin zamanlarda ara ayaküstü arama dediğim için ayrıldı damgası yedim en kötü gününde bıraktı damgası yedim hiçbirşeyden haberim yokken ve o söylememişken. Eskiden sesinden anlarmışım şimdi sesinden anlamayan ben suçlu olmuşum. 24 saatin 1 saatini bile telefonla konuşmaya ayırmayan adam azıcık ilgi istedim diye ilgi arsızı yaptı beni. Ondan habersiz etek giydim diye ihanet damgası yedim. Kulübe katıldım bir etkinlikte görev aldım sunuculuk yaptım hayatımda hiç yapmadım bir anım olsun diye burnumdan geldi. Okul gezisine katıldım yolda demediğini bırakmadı. Ha bunları yapmasam o boşluğumu doldurur muydu? Hayır. Kütüphaneye gelme ders çalışamıyorum dedi gittim 45 dk gitti sigaraya çıkıyorum diye arkadaslarıyla muhabbetti bitmedi. Aradım nereye gideceğimi haber vereyim diye bi abiyle muhabbet etmem diye kapattı nereye gittiğimi sordu niye dinlemedin dediğimde lafı dolandırıyorsun diye azar yedim yine kötü ben oldum. 14 şubatta birşey yapar mıyız diye 3 hafta öncesinden sordum kapitalist oyunlara gelemem dedi biletimi daha sonraya aldım. Gelseydin kutlayacaktım gelmedin diye suçlu ben oldum. Beni zorla yurda zütürmek için okulun içinde sürükledi gitmek istemedim onunla olmak istediğimi söyledim beni dolmuşa bindirdi arka koltuğa oturmadım da şoförün yanındaki koltuğa oturdum benden sonra yanıma bi erkek oturdu 2 erkek arasında 5 dklık mesafede gittim ağzıma sıçtı ağlayarak geri okula döndüm telefonumu açmadı. Kötü alışkanlıklarım yoktur ama o her zaman ağladığım şenlik alanında ilk sigaramı yaktım belki iyi gelir diye şehirde bana destek olacak bi arkadasım bile yok diye. O şenlik alanında senin olduğun şehirde tek başıma ağladım ki ilk 8 ayı sanaldan geçen ilişkide ben senin yanında olsam hiç ağlamazdım diyen ben acıdan ağladım. Ben kalbimin acımasını bu adamla öğrendim. Ben ağlaya ağlaya ciğer sökmemiştim hiç artık sökecek ciğer kalmadı. Güzel günlerimiz oldu ben ilk defa sende karşılıklı sevgiyi tattım ama çok yıprandık be sevgilim sona geldik işte böyle böyle. Bunlar yakın zamanda yaşattığın şeyler şimdi yine suçlu benim biliyorum ama ben seni çok sevdim...