(bkz:
ferst jerren)
Kaan Bahadır
Bu anlatacaklarım Bahadır ailesinin başından geçmiş , gerçek bir olaydır. Olay, hastam olan, Bahadır ailesinin tek oğlu Kaan Bahadır tarafından , tarafıma sunulmuştur. Buraya yazılmadan önce bizzat kendisinden izin alınarak aktarılmıştır.
Hastamın güvenlik ve isteği açısından yerler ve isimler değiştirilmiştir.
Merhaba , ben Ramazan Serhatlı.1970 , Mersin doğumluyum. Türkiye'nin bir anadolu şehrinde yaklaşık 27 yıldır pgibolog olarak çalışmaktayım.Şuana kadar gelen hastalarım arasından çok büyük problem çıkaran veya çok uzun tedavi gören olmadı. Genelde cinnet, sinir krizi geçirenler , küçüklükten pgibolojik sorun veya kişilik bozukluğu yaşayan , tecavüze uğrayan kadınlar , aşk acısı çekerek kendine zarar veren kişilerdi. Anlayacağınız sıradan bir pgibologdum, hastalarımda öyle. Fakat 2004 yılında kliniğime gelen , yaklaşık 3 yıldır *** Hastanesinde tedavi gördükten sonra tarafıma tedavi edilmek amacıyla gönderilen Kaan Bahadır adlı hastam hayatımda gördüğüm en zorlu ve tedavi edilmesi zor hastamdı.
Yıl 2004 , Ocak ayıydı , haliyle havalar oldukça soğuktu. Dışarı da güçlü bir tipi vardır.iki gün önce yaklaşık 3 yıldır başka bir yerde pgibolojik tedavi gören bir hastanın tarafıma getirelerek tedavisine benim devam ediceğim söyleyen bir mail gelmişti. Odamda oturmuş isminin sadece Kaan Bahadır olduğunu bildiğim hastamı bekliyordum. Aslında hastanın diğer bilgileri de gönderilmişti. Tüm bilgileri bizzat hastamdan almak istiyordum fakat yine de az da olsa göz attım. Bilgisayarımın başında , kahvemi yudumlarken Kaan Bahadır'a ait mailde ki kendisinin bilgilerini ve tedavi aşamalarına göz attım. Fazlasıyla kendimi kaptırmış olucam ki asistanım Seher Hanım'ın kapımı çalmasıyla irkildim. Seher odaya girdi ve Kaan Bahadır'ın geldiğini söyledi. Uğraştığım işi anında bırakarak içeri gelmesini söyledim. Seher güler yüzüyle çocuğu kolundan tutarak içeri getirdi. Sapsarı saçları , yemyeşil gözleri vardı.Çok tatlı ve güzel bir çocuktu.Bem beyaz teni vardı. Zayıftı fakat yüzü vücuduna göre kiloluydu." Geç otur bakalım yakışıklı " dedim gülerek. Kaan karşımda ki deri koltuklardan birine oturdu. Seher'e bakarak " Tamam , sen çıkabilirsin " dedim. Utanıp , çekindiği belliydi. Ellerini dizlerinin arasında birleştirmiş , yere bakıyordu. Adını bilmeme rağmen konuşturmak için " Adın ne senin bakıyım ? " dedim. Gözlerini yerden kaldırarak dünyanın en güzel tebessümüyle " Kaan " dedi.