/i/Sözlük İçi

sözlük içi.
  1. 251.
    +8
    lütfen bana hissettiklerin, her neyse, saplantı seviyesinde olmasın.. çünkü ne daha fazla kırmaya
    ne de kırılmaya takatim var.. artistlik yapmaksa en son düşündüğüm şey zaten..
    o yüzden..biz arkadaşız ebru.. sadece arkadaşız tamam mı?..sence de öyle? ha?
    ders bitiminde, ebruyla beraber çıktık sınıftan, muhtemelen servislerin oraya kadar beraber
    yürümek zorunda kalacağız.. sevgilisi olan bir adam için pek hoş bir durum sayılmaz zira
    yanımdaki kız da yanlış anlaşılmalara mahal verebilecek seviyede..
    sınıftan çıktık, koridoru geçtik konuşmadan, ben tam "servislere bırakayım seni istersen" diye,
    zaten olacak olan (ve en fazla o kadarı olmasını temenni ettiğim) şeyi teklif edecektim ki tam bina
    çıkışı merdivenlerinde mine yi gördüm,
    derse gelmiş olmalı..
    nedensiz bir tereddüt yaşadım,
    sonra mine de alt basamaklardan kafasını yukarı doğru çevirip beni gördü, hemen tatlı tatlı
    gülümseyip, buruk biçimde el salladı..
    ben ebruyu filan unutup direkt yanına gittim benimkinin, merdivenlerin başında sarıldık.. öyle
    sıcak, özlemle.. sadece ebruyu değil, okulun orta yerinde, onca insanın arasında olduğumuzu da
    unutmuştum, unutmuştuk..
    aman.. sanki çok da umrumuzdaydı.. benimdi o..ben de onun.. utanılacak ne varsa sanki..
    sonra ayrıldık hafifçe, yanağıma bir öpücük kondurdu,
    "nasılsın hayatım?"
    "bildiğin gibi işte"
    yüzümü okşadı, "ben derse girmeyeceğim canım.. çıkışta seni almak için geldim, bir yerlere
    gideriz, konuşuruz biraz.. demi? yani istiyorsan.."
    evet.. buna tam da şu an ihtiyacım vardı.."iyi yapmışsın, düşünceli sevgilim benim..ama dersini de
    kaçıracaksın?"
    "sorun olmaz kızlardan notları alırım ben" deyip gene gülümsedi.. öyle sıcak.. huzur veren bir
    gülümseme.. zaten o andan sonra derse gideceğim dese de bırakamazdım onu..
    ···
   tümünü göster