-2
muhafazid, Ayşe’nin odasında ölmüştür ve defin hazırlıkları da orada yapılmaya başlar. Üstelik defin hazırlıkları yapılırken muhafazidin 23 yılda yazdığı kuranın bazı sayfaları keçiye bile kaptırılır. muhafazid’in cenazesinin kaç gün yerde kaldığı konusunda değişik rivayetler var. Ancak genel kanı, üç gün yerde kaldığı yönündedir. (ibni Kesir, Büdaye-Nihaye, Hz. muhafazid’in gömüldüğü yer kısmında. 5/292. Burada imam Ahmet’ten alıntı yapıyor, imam Malik Muvata, no: 545 Cenâiz kısmı, Taberi Tarih, 11. yılı olayları, 3/216 ve sonrası)
muhafazid onun odasında öldüğü halde Ayşe’nin şu sözü söylemesi çok ilginç: “Biz cenazenin defnini, çarşamba sabahı yapılan duyurudan öğrendik: muhafazid’in cenazesi bugün gömüldü şeklinde duyuru yapıldı.” diyor. (Ahmet b. Hanbel 6/62. Ayşe hadisleri, ibni Abdi’l Ber, Temhidö Muvatta şerhi, 24/396, ibni Sad, Tabakat: 2/401.)
Peki, burada, “Acaba cenaze gömülürken Ayşe neredeydi” diye sorulmaz mı? Kendisi bizzat, “muhafazid en çok beni seviyordu, benim odamda vefat etti.” demesine rağmen, nasıl oluyor da, eşinin cenazesi üç gün yerde kalıyor, daha sonra gömülüyor ve Ayşe bunun haberini başkalarının duyurusundan öğreniyor? Ölen kişi hem eşi hemde peygamberi değil mi? Bu durumu islamcıların ağlaya ağlaya menkıbeler anlattıkları, her seferinde validemiz diye andıkları, örnek Müslüman ve peygambere gönülden bağlı örnek eş gösterilen birine uyan bir davranış mı?
Ünlü islam tarihçisi Taberi olayı; “islamiyetle daha çok bütünleşmiş olanlardan bir bölümü (daha saf görünenler, Ali, Abbas, Evs, Usame gibileri) Peygamberin cenazesi ile meşgulken diğer bir bölümü (Ebu Bekir, Ömer, Sad b. Ubade, Ebu Ubeyde, Abdurrahman b. Avf, ibni Hişam gibileri) ise cesedi bırakıp Saide oğullarının çardağında (Sakiyfe) yeni halifenin kim olacağına ilişkin tartışma ve pazarlık içindeydiler” şeklinde aktarıyor.
Evde cenaze hazırlıkları yapılırken, dışarıda bekleşen müslümanlara bir haber gelir. Ensar’ın ileri gelenleri Beni Saide gölgeliği denilen çardakta toplanmışlardır ve diğer müslümanları da oraya çağırmaktadır. Başta Ebubekir, Ömer ve Osman olmak üzere herkes toplantıya koşar. Sadece Ali, Abbas, evs ve Usame cenazeyi terketmez. Toplantının konusu, muhafazid öldüğüne göre yerine
kimin geçeceğidir. Üstüne toz kondurulmayan, övgülerle göklere çıkarılan Ömer ve Ebubekir’in cenaze töreninin bitmesine dahi sabredemeden taht hesabına girmeleri ne kadar düşündürücü! Bunların yaptığı şimdi dünya hesabı mı yoksa ahiret hesabı mı? Peygamberin ölümü ve cenazesi mi önemli halife olmak mı? Hani nerede yas tutmak, mahşeri kalabalık? Bundan daha büyük bir
vefasızlık olur mu?
muhafazid’in Toprağa Verilişi ve Cenaze Törenine Katılanlar.
“Resulullah’ın (s.a.a) tertemiz ve mukaddes cenazesini yıkayan Abbas, Ali b. Ebu Talib, Fazl b. Abbas ve Resulullah’ın (s.a.a) azat ettiği kölesi Salih, Hz. Peygamber’i toprağa verdiler. Sahabîler, Resulullah’ın (s.a.a) cenazesini ailesiyle baş başa bıraktılar. Hz. Peygamber’in gusül, kefen ve defin işiyle bu birkaç kişi uğraştı.” (Tabakat, ibn Sa’d, c.2, k. 2, s.70 ve buna yakın bir ifadeyle el-Bed’u ve’t-Tarih kitabında geçer; Kenzü’l-Ummal, c.4, s.54 ve 60.)
“Resulullah (s.a.s) toprağa verilirken yanında yakınlarından başka kimse yoktu. Ganem Oğulları, evlerinde dinlenirken kürek seslerini duydular.” (Tabakat, ibn Sa’d, c.2, k. 2, s.78.)
“Başka bir rivayete göre, Ali, Abbas Oğulları’ndan Fazl ve Kasım ile Resulullah’ın (s.a.a) Şekra adında azat ettiği kölesi ve bir rivayete göre de Usame b. Zeyd’le birlikte cenaze işiyle uğraştı.” (Ikdu’l-Ferid, c.3, s.61; Zehebî’nin Tarih’inde c.1, s.321, 324 ve 326’da) “Usame’ninde bulunduğu rivayet edilmiştir. Ebu Bekir b. Ebu Kuhafe ve Ömer ibni Hattab Peygamber efendimizin defninde bulunmamışlardı.” (Kenz’ul Ummal c3 s140)
Aişe derki: ”Biz Hz Resulullah’ın defninden Çarşamba gecesi, kürek seslerini duyarak haberdar olduk.” (ibni Hişam c4 s342, Tabari c2 s452,485, ibni Kesir c5 s270)
Aişe’den gelen diğer bir rivayette “Biz Resulullah’ın nereye defnedildiğinden haberdar değildik. Ancak kürek seslerini duyunca defnedilmekte olduğunu anladık” demektedir. (Ahmed b.Hanbel Müsned’de c6 s242 ve 274)
islamcıların masal kahramanı gibi anlattıkları ve yere göğe sığdıramadıkları muhafazid’in cenazesi yukarda anlatıldığı gibi sönük sadece yakın akrabalarının katıldığı ve iktidar mücadeleleri içinde geçmiş, hatta cesedi ancak üçüncü gün kokmaya yüz tutarken gömülebilmiştir. Bumudur alemlerin efendisine hürmet ve bağlılık? islam tarihinin tanıklığı göstermektedir ki muhafazid yaşadığı
dönemde öyle hayranlık ve gönülden bağlılık duyulan biri değilmiş, çevresinin ancak korku ve çıkar uğruna inanmış görünen kişilerle dolu olduğunu cenazesinden rahatlıkla anlayabiliriz. Bunlar yetmezmiş gibi birde Ebubekir halife seçildikten sonra biat ve miras çekişmelerinin başladığı islam tarihinde açık açık anlatılmaktadır.