sa beyler (bkz:
tsigalko okoronkwo)' nun efsane hikayesidir gecenlerde bi adam acti bu basligi aticam diye atmadi sozlukte tamami yok zaten silinmis
pdf sini indirdim 3 5 isteyen olursa atarim beyler
edit:
beyler goren okuyan falan varsa belli etsin kendisini
çocukluğuma hiç inmeyeceğim,
güzel bir lise hayatı geçirdim, mutluydum, arkadaş çevrem genişti ve geyiğin de ciddi muhabbetin
de her türlüsünün yapıldığı harika bir grubum vardı.
kızlarla aram her zaman iyi olmuştur, sınıfın sevilen çocuğuydum diyebilirim. iyi niyetliydim,
sınıfımdan hiç bir kıza yan gözle bakmadım, sevgililerim oldu,
reddettiklerim oldu, reddedilmelerim oldu,
her şeyi yaşadım lise sıralarında.. yaşadığımı sanmışım oysa, oysa hayat daha yeni başlıyormuş
da haberim yokmuş benim..
dediğim gibi, iyi bir lise, iyi bir ortam, mutlu bir ergenlik dönemi,
netice itibariyle bu da iyi bir öss başarısı getirdi, kalburüstü bir üniversitenin iyi bir bölümüne
girdim,
işte benim, bugünkü ben olma hikayem de o zaman başladı
ilk günümü hiç unutamam,
herhalde kendini kasmaktan 1-2 cm genişlemiştir vücudum,
düşünsenize, o sıcak arkadaş ortamından çıkmışsınız, leb demeden leblebiyi ağzınızdan alan
kankalarınız, karı kız ortdıbınız, gittiğiniz kafeler, oturduğunuz pastaneler, ananız babanız, hepsi
ardınızda kalmış.
ve sizinle benzer duyguları yaşayan, farklı kültürlerden, yurdun farklı köşelerinden, farklı
yaşantılardan, farklı ortamlardan 60 küsür insanla aynı sınıfa konmuşsunuz. o atmosferin
elektriğini hayal edebiliyor musunuz?
üniformalar gitmiş, herkes deyim yerindeyse cicilerini giymiş, o gün üniversitenin ilk günü..
önceki iki geceden yurtta tanıştığım elemanlarla sınıfa girdik,
eşyaları koydum, daha pek kimse yoktu, erken gelmişiz.
sonra bu çocuklardan birinin tanıdığı kızlar ve onların da arkadaşları var, neyse biz 4 e 4 grupça
takıldık biraz dışarda,
ben de bir yandan diyorum ki "iyi lan gene ilk günlerden insan tanımaya başladık" ama inanın
içimde öyle dalgalı bir deniz var ki anlatamam, yeni bir ortamın ve yeni insaların verdiği o tuhaf
"aman gibko bir hareket yapmayayım" telaşı bir yandan, bütün bunların güzelliğinin verdiği
heyecan bir yandan.
neyse ki herkes sıcakkanlıydı da * benim de gerginliğim azalıyordu böylece.
dersin başlamasına yakın sınıfa bir gittik, tribün gibi dolmuş, söyle bir göz gezdirdim ki daha ilk
anda gözüme çarpan olay şu "sınıfın en az 3 te 2 si kız"
gözlerim yaşardı aq..böyle olacağından haberim yoktu, cennete düşmüş olmalıydım.
geçtik sıraya oturduk, muhabbettir gidiyor, ön sırakiyle laflaşıyoruz, arka sıradakiler bir şey
soruyor derken her şey harika.. sınıfta o yeni tanışan insan kalabalığının iç gıcıklayıcı uğultusu
filan..
tüm bunlar akıp giderken onu gördüm, hani bizim klagib deyimimizle hayatımı giben kızı..
gerçi artık hayatımın gibildiğini düşünmüyorum şimdiki aklımla,
sadece değişmiş işte, bu değişimden memnun muyum? eski ben, bozulmadan, yaralanmadan,
kirlenmeden bu yaşıma gelseydi nasıl olurdu? bilemiyorum,