(bkz:
Part 22)
Günlerce aradım ancak telefonunu asla birdaha açılmadı. Hayatıma kaldığım yerden devam etmeliydim. Zor oluyordu şeydasız çok alışmıştım ona ancak elimden fazlası gelmiyordu. Aradan epey bir zaman geçmişti alışmaya çalışıyordum. Kadıköy akmar pasajında kitapçılar vardır bilenler bilir. Akşam saatlerine doğru kitapçıya geçmiş kitap bakıyordum kafamı çevirdiğimde bernayı gördüm, hiç değişmemişti. Öylece bakıyordum ona. Kafasını kaldırıp beni gördü ve genel kültür o kitaplarda yazmıyor dedi, sayende ben hayat felsefesi okudum, senide okumuştum zamanında ama şimdi görüyorum ki yaprakların kırışmış, eskimişsin be. benden sonra okuyanlar zevk alabildi mi dedim gülerek.
şerefsizleşme dedi. Kısa bir muhabbetten sonra vaktinin olup olmadığını ve uygunsan bişeyler içip içemeyeceğimizi sordum olur dedi. Cafeye oturduk, bana bir salep, bayana bir ice tea şeftali dedim. Unutmamışsın dedi gözlerime bakarak. Nereye gitsek hep ice tea içerdi eskiden yaz kış farketmezdi. Unutmadım istedim ama beceremedim dedim.
Neler yaptığından, nelerle meşgul olduğundan konuştuk biraz. Numaralarımızı verdik birbiimize mekandan kalktık. Karşısında oturanın eski benle bir alakası kalmadığını anlamış olacak ki gecesinde mesaj atmıştı nasılsın diye.