+3
Part 6
« Eğer nasyonal sosyalist hareket tarih karşısında milletimiz yararına gerçekten büyük bir görev almak istiyorsa, Alman milletinin dünya üzerindeki gerçek durumunu çok iyi bilmeli, acı duymalı ve tam bir şekilde bu şuura varmalıdır. Açık bir görüş ve cesaretle Alman milletinin dış politikasını bugüne kadar yürütmüş olan kabiliyetsizlik ve şuursuzlukla mücadele etmelidir. Gelenekleri ve peşin hükümleri dikkate alınmadan, milletimizi ve onun gücünü toplamak, onu şimdiki dar hayat alanından çıkaracak ve yeni topraklara zütürecek sevk etme cesaretini bulmalı, böylece bu dünyada yok olup gitmek veya başkalarına esir olmak tehlikesinden kurtarmalıdır. »
Nasyonal sosyalistlerin başlıca rakipleri olan komünistler Leninist bir propaganda uygularken, nasyonal sosyalistler ise bunun tam aksine, Alman imparatorluğu'nun güçlü mirasına ve Alman halkının birliğine vurgu yapıyorlardı. Ayrıca nasyonal sosyalistler, ılımlı bir politik görüşe sahip sosyal demokratlara nazaran da çok daha radikallerdi, ki zaten Sosyal Demokrat Parti'nin Nasyonal Sosyalist Alman işçi Partisi veya Almanya Komünist Partisi'nde olduğu gibi silahlı bir kanadı yoktu. NSDAP üyesi Hans Frank, Hitler'i şu sözleriyle anlatıyordu: “Çok içten konuşuyordu. Hepimizin üzerinde bir etki bırakıyordu. Orada olan herkesin bilincinde yatan şeyleri haykırıyordu.”
Dünya Ekonomik Krizinden sonra daha fazla oy kazanabildiler (1929). NSDAP, 14 Eylül 1930 seçimlerinde % 18.3 oy ile Almanya Sosyal Demokrat Partisi'nden sonra ikinci büyük parti oldu. Hitler'in oyları Katoliklerden daha fazla Protestanlardan, şehirlerden daha fazla kırsal bölge ve kasabalardan, işçilerden daha fazla orta ve üst kesimden geldi.