/i/Hikaye

Herkesin bir hikayesi var, ya senin hikayen nedir?
    başlık yok! burası bom boş!
  1. 1076.
    +1
    panpalar şiir benim değil tabi ki, ünlü bir şiirden kesitler alarak oluşturdum, tamamı bu değil, daha uzun (:

    ayrıca fena arabeske bağlamışız sanırım, da öyleydi be beyler, valla o gece yaşadığım duygu selini mümkün değil kelimelere dökemem zaten, ciğerim yırtıldı dıbına koyim ciğerim be..
    http://fizy.com/#s/1d78il

    ...

    "aslında.." dedi..

    oh..konuşmaya başlıyor, hadi bismillah..

    "ben... "

    kegib kegib, miyavlar gibi çıkıyordu sesi..oha..ben acayip bir ruh halindeyim zaten şu anda, dünyada bile değilim de, o da tuhaf olmuş beyler..olumlu mu, olumsuz mu bilemem ama o da epey etkilenmiş durumda şu an..inşallah pozitif bir etkidir bu..

    "..kızlar da..şakasına söylemişlerdi filan ama... ben de..ama ani oldu tabi... bu şekilde olacağını düşünmüyordum... mesajla ne biliyim..başka..imalarla..tsigalko konuşamıyorum şu an.." deyip gülümsemeye çalıştı nefes nefese...

    gülümsüyor..yapma buse..sakın..eğer ağzından çıkacaklar beni infaz edecekse, öncesinde sakın böyle ümit verme, zaten dağılmak üzere olan ruhumu hepten tuzla buz edersin..

    "..kolay kolay üzerine alınan biri değilim ben.." dedi sonra biraz daha kendini toparlamış bir şekilde..başını kaldırmış, artık gözlerimin içine bakıyordu..ben de kaçırmadan karşılık vermeye çalıştım..ama ölüyorum anasını satayım..birazdan ne var ne yok fırlayacak içimdekiler, atlar gibi çatlayarak ölücem..

    "..hızlı oldu..evet, ani oldu..ben pek üzerime alınmamaya çalıştım..ama..(iç çekti)..o kadar güzel konuştun ki..kaçamıyorum ben de..bilmiyorum sence olabilir miyim o, kayıp parçan..beklediğin kişi?.."

    "ilk gördüğüm saniye senin olman gerektiğini anladım" dedim.."çok başka bir şey bu buse..gerçekten... senin benim gibi hissetmediğini biliyorum..zaten mümkün değildir her halde..ben sadece..üzerime düşeni yapmak istedim..çünkü eğer söylemeseydim..söyleyemeseydim..aklımdan ölene kadar çıkmazdı bu..sevildiğini bil istedim... acele, ya da ani dersen..bir şey diyemem..çünkü ben seni gördüğüm ilk saniye senden hoşlandım, seni tanıdıkça da resmen aşık oldum... o kadar güzelsin ki..sanki içinin güzelliği dışına vurmuş gibi..beklediğin kişi olabilir miyim diyorsun da, asıl ben sana layık olabilir miyim? bence mesele bu.."

    ağladı-güldü gibi bir yüz ifadesiyle sağa sola bakındı, görünmez birilerinden yardım isterdi gibi sanki..ard arda gelen samimi itiraflarım, araya filtre koymadan dobra dobra içimden geçenleri söylüyor olmam, onu da böyle davranmak zorunda bırakır gibiydi..

    ben net im,

    açık oynuyorum..bütün kozlarımı..olmayan kozlarımı daha doğrusu...

    kazanan sensin..sen ol zaten..

    bütün oyunların da, hesapların da, iddiaların da... umurumda bile olmaz..hatta kendim kazanmışçasına sevinirim..

    öyle ipleri elde tutmaymış, ilişkide dengeymiş, hiç gözümde bile değil..al, senin olsun bütün iplerim..bütün tartışmalarımızı da sen kazan gerekirse..bütün hayatım senin..

    bunları ona da söyledim beyler..

    budur yani..

    bu kadar..

    karşında sana körkütük aşık bir çocuk var..

    ne diyeyim ki daha?..ne düşüneyim, nasıl bir duygu besleyeyim sana karşı?

    zaten bir ruhun, diğerine karşı hissedebileceği en kutsal şeyleri hissetmekteyim..

    daha ne verebilirim ki sana? bundan daha değerli olan ne var dünyada?..
    http://fizy.com/#s/1agyo2 özlemişim bu şarkıyı..

    göz göze kaldım uzun saniyelerce..

    gülümsemeye çalıştıkça büzüldü de dudakları..gözlerinde, güzel yüzünde bir duygu karmaşası..

    "çok mu kolay olacak böyle?" diye sordu saf bir ses tonuyla ve imadan uzak olarak..ciddi ciddi soruyordu yani, kinaye filan yapmıyor..

    yutkundum..derin bir nefes aldım..

    "kolay mı?..sen kovmadıkça bir ömür koşabilirim arkandan..kolay oldu diyorsan yani..benim vaktim var..yeter ki sen rahatsız hissetme kendini.."

    gülümsedi.."o..onu demek istemedim ben" dedi mahcup bir şekilde..

    "ya..o zaman?" diye sordum gülümseyerek..

    "..bilmiyorum..bilmiyorum tsigalko..o kadar şey oldu ki... yani öyle bir şey yaptın ki... ne düşünmem gerektiğini bile bilmiyorum, ne demem gerektiğini bilmiyorum... yine söyleyebilirdin bana mesela..mesaj çekerdin ya da..okulda kenara çekerdin (: ... böyle oldu hep bu güne kadar..etrafımdakilere de, bana da..ama bu..bu çok başka bir şey cidden.."

    "erkekler işte demi?" dedim gülümseyerek, "hep isterler..kenara çekerler, mesaj çekerler (: arkadaşlarını gönderirler, ağaç altına, çardağa beklerler (: ... bu farklı evet... esasen ben de bu güne kadar hep senin dediklerini yaptım zaten... ama bu farklı... bu sefer, hissettiklerim de farklı, karşımdaki insan da farklı... ben de farklıyım..bu başka bir şey cidden buse... öyle büyümüşte küçülmüş, feleğin çemberinden geçmiş kıyakçı tipler gibi konuşmak hoşuma gitmiyor ama, bir daha böyle hisseder miyim bilmem..sanmıyorum pek... insan kaç kere sever ki hayatında? gerçekten ama.."

    derin bir nefes alıp sandalyesinde geri kaykıldı, kendini topladı, vücudunu dikleştirdi..gülümsemeye çalıştı tekrar..

    "ben ne desem hafif kalacak bu saatten sonra" dedi kederli gözlerle..

    yüzüne bakmaya devam ettim..

    "keşke bu kadar açık olmasaydın.." diye devam etti, yüzüne anlayışlı bir gülümseme yerleşmişti..

    "sorun değil" dedim, "utanmıyorum.."

    "ama ben utanıyorum işte" deyip güldü.."şimdi ben de sana benim kayıp parçam ol diyeceğim, sahte gelecek kulağımıza.."

    kalbim ağzıma fırladı..dişlerime çarpıp geri sekti..

    oh..ne?..

    haykırma içgüdümü engelleyerek, "söylemeyi dene?" dedim..yüzüm ne halde bilmiyorum ama her halde aniden flaş patlatılmasıyla çekilmiş bir fotoğraftakinden hallicedir..öyle komik, öyle şaşkın..

    "sen de benim..kayıp parçam ol o zaman.." dedi..

    uzun bir kaç saniye daha bakıştık..kızı yüzü titreşir gibi oldu..gözlerimi kapattım bir iki saniyeliğine..elimi uzattım masanın karşı ucuna..

    biraz sonra bir el tuttu uzatılan eli... kadife gibi dokundu, uzun, ince parmaklar..gözlerimi açtım..mutlukla-efkar karışımı, gülen gözlerle karşılaştım..masanın ortasına doğru eğildim biraz, elimdeki eli kendime doğru yaklaştırdım..ve karşımdaki meleğin avucuna, bu güne kadar dudaklarımdan çıkan en masum öpücüklerden birini kondurdum..

    o öpücük, mühürledi ikimizi..el ele kaldık öyle..epey abandone olmuş, ama yine de gülümseyebilen yüzler birbirini seyretti uzun süre..

    bilmem kaç dakikayı, gözlerimizle konuşarak, sessizce geçirdikten sonra elini kibarca avucumdan çekip sordu,

    "bunu hatıra olarak alabilir miyim?" dedi desenli peçeteyi çocuksu bir neşeyle sallayarak..

    güldüm,

    "bir fotokopisini istiyorum ben de (:"

    2007 şubatının o güzel pazar gecesi, dünyada, samanyolu galaksisinde, ya da evrenin her hangi bir yerinde, hangi önemli ve yüce olay olup bitmiştir bilmiyorum,

    ama bildiğim bir şey var ki, o da benim alın yazımın değiştiği...

    benim için o gecenin ve o geceye değin sabahına uyanabildiğim tüm gecelerin arasında yaşanmış ve yaşanabilecek en yüce olay işte buydu..

    o gece buseyle sevgili olduğumuz gece oldu..bir rüyanın başlangıcı..uyanmayı asla istemeyeceğim bir rüyanın, sonu olmaması için dua edeceğim bir masalın başlangıcı..
    panpalar canım yana yana yazdım, bu kadar olabildi anca, aslında hem daha kısa sürede, hem de biraz daha betimleyerek yazmak isterdim ama parmağım izin vermedi..

    bu gecelik burada bitirelim,

    yarın gece kaldığımız yerden devam inşallah, takip edenlere teşekkürler (:

    vay amk ne geceydi o öyle be..hatırladım gene güller açtı yüzümde valla.. bazı şeyleri insan unutmuyor, unutamıyor beyler.. hayatınızda unutamayacağınız, güzel anılarınızın bol olmasını dileyerekten, noktayı koyuyorum,

    iyi geceler.
    herkese selamlar panpalar, yorumlarınız çok hoş gerçekten, okurken benim de yüzümde salak salak gülümseyişler belirdi (: aşk güzel şey zaten be, eskisi de yeni de, mazide kalmışı da, nostalji olmuşu da..aşk güzel şey..

    ayrıca bu kadar kalabalık olduğumuzu bilmiyordum lan? dünyayı ele geçirebiliriz yani o derece :p

    bu gece 00.00 dan sonra başlarız gene, parmağım geçti gibi, işte hep bunlar eski sakatlıkların marazları, bu ellerin, parmakların başına gelmeyen kalmadı, topun diklemesine gelmesi mi dersin, üzerine düşmek mi dersin, kum torbasına dengesiz vuruş yapmak mı dersin.. hala nasıl bu kadar kibar kalabildiler şaşıyorum zaten, başkası olsa yerimde ork eline dönerdi amk x)

    son olarak @zengin binozun entrysine yorum yapayım,

    valla başta ne demek istediğini anlamadım bile panpam,ama sonradan ekleme yapmışsın, aydım duruma. o anlattığım hikaye benim çocukluğumda başımdan geçmiş bir olay, sonra bir tane de uygulamalı korku hikayesi anlatmıştım onun üzerine, ama baktım ki insanlar pek ilgilenmiyor, ben de kafa gibmek istemedim ne yalan söyliyim, dedim onların yerine bir ara kendi üniversite yıllarımı anlatırım (ki buna karar vermemde çok önemli bir etken daha var, onu da hikayenin sonunda açıklayacağım, unutmayın) içinde korku da var, komedi de var, hüzün de var..

    yani durum bundan ibaret, yalan, dolandan pek anlamam ben, tamam hayal gücüm fena değildir, iyi de süslerim kelimeli belki ama yalanı pek beceremiyorum, yine de herkesin kendi düşüncesi tabi, ne diyebilirim ki? (:
    Tümünü Göster
    ···
    1. 1.
      0
      Takip amk
      ···
   tümünü göster