-
1076.
+1http://fizy.com/#s/1dllywTümünü Göster
cumartesi gecesi...
programımızı yaptık hayırlısıyla..buse gelir mi diye umdum ama gelmedi..neyse, yarın görüşeceğiz nasılsa, parkta buluşacağız önce, sonra ben onu ordan alıp bize getireceğim..çok güzel sürprizlerim var çok (:..bir tanesi hayatının sürprizi olabilir hatta..siz biliyorsunuz ne olduğunu..danayla ilgili..hani danaa, kuyruk, o kuyruğun kopması filan var ya ;)
nilay yurttan kız arkadaşlarıyla gelmişti gene, bizimkilerin yanına biraz oturdum, bunların masaya oturmadım bile (ki hemen yan taraftaydı aslında) öylesine gözlerimle selam verdim filan..zaten eda da var aq..getirme artık şu kızı..neco bizim masadaydı (haayret)
geçen cuma, benim okula gitmediğim gün yani, staj ve tez mevzuları konuşulmuş..
haa..yaa..bu sene 3. sınıftık demi biz? yazın staj var..sene sonunda tez alımı var..vay amk..git gide mühendis oluyoruz be (: ..laboratuvarlardı, sınavlardı derken, şimdi de stajlar mıtajlar (: ..güzel güzel..kanım kaynadı valla (: ..o konularda bilgi verdi bana biraz, almam gereken bir kağıt mı ne varmış ilgili hocadan..eh, pazartesi alırık ya onu da..
erken çıkıp eve döndüm, bir an önce yatağıma uzanıp gülze hayallerime dalmak için sabırsızlanıyordum çünkü, nilay, ben böyle soğuk davranınca ne yaptı ne etti hiç bilmiyorum valla, bakmadım bile doğru düzgün yüzüne..
pazar sabahı..
zınk diye 8 de uyandım allahın pazarı... lan..yat uyu işte be? daha karga takunu yememiş, sen ayaktasın..bugün özel sektöre bile tatil lan? yat uyu?
uyuyamadım..çok heyecanlıyım arkadaş... saatler kalmış şurda..sanki sezon sonu derbisi bekliyorum anasını satayım..öyle bir sabırsızlık var içimde..kıpır kıpır...
tolgaya baktım bi, ohoo..daha zütünde pireler uçuşuyor, dudaklarını da şişirmiş uyuyor fosur fosur (:
keki yaptı, allah razı olsun..içi çikolatalı..akışkan gibi böyle..bin çok iyi geliyor elinden bu işler valla..kuma olarak mı alsam napsam acaba bunu x)
ben de yapacak bir şeyler bulayım kendime dedim, artık uyandım nasılsa..gittim viledaya su-mark koydum, koridoru sildim, odamı sildim biraz da..masa örtüsünü örttüm masama, laptobu filan kaldırıp attım, masayı odanın ortasına doğru çektim, halıyı yaydım, etrafta olan ıvır zıvırları yine sağa sola tıkıştırdım, askılığı tolganın odasına koyucaz, öyle anlaştım, amk bornozlar mornozlar üzerinde, kepaze gibi..
yatağımı tekrar tekrar düzelttim, tek bir kırışıklık istemiyorum..
mumları bile şimdiden dizdim, kızı almaya çıkmadan evvel yakıcam hepsini, önce bir kaç tanesiyle deneme yaptım, nasıl yanıyor, nasıl kokuyor, (kokulu mumlar var) uzun-şamdanlı olanlar yanarken sağa sola yatma filan yapıyor mu?
e yani, romantizim yapıcez derken evi yakmayalım demi sonra? (:
yemekleri akşamüstü yapıcaz, tolga sote çabuk soğur, zamanlaması önemli, onu sen kızı almaya gittiğin sıralarda ben ayarlar, altını kapar aşağı kata kaçarım dedi.
öğlene doğru birden bire çok büyük bir salaklığımın ve ekgibliğin farkına vardım..lan? içecek yok? ne içicez yemekte?..
o sıralarda anca uyanan tolgaya da danıştım, bin taşak geçti gene,
"ayran içersiniz aga..amk romantik yemek demiyor musun? gibtir git, şarap mı alıcan ne alıcaksan al işte.."
gitti küçük boy kırmızı ve beyaz şarap aldım birer tane..bir de kolayla vişne suyu da aldım ki, hani kız alkol almayayım filan derse diye (hem vişne-şarap esprisini de yaparım, komik olur ehehe..salak) gerçi içici bir kişilik geçen çarşamba gördüğüm kadarıyla ama olsun, her ihtimali düşünmek lazım..
sonra da, elime pilot kalemi, önüme, o desenli kocaman, krem rengi peçeteleri aldım, ve becerebildiğim en güzel el yazısıyla, yanımda açık duran kitaptaki satırları üzerine karalamaya başladım..zor bir işti..onca şeyi, hatasız, güzelce, bulaştırmadan yazmak..tam olmayacak gibi umutsuzluğa düşmek üzereydim ki, nihayet 4. peteçeteyi hatasız ve muntazam bir şekilde hazırlamayı başardım..onu şöyle bir kenara kaldıralım, değerli bir parça o (: ...
pazar akşamı...
"çorba.."
"oluyor.."
"patetesler hazır mı?"
"tamamdır.."
"tavuğu haşlamaya başlıyorum ben"
"ben içeri geçiyorum o zaman iki dakika, çorba karıştırma istemiyor nasılsa"
"tamam sen takıl"
odama geçtim, dün aldığım gülleri vazodan çıkarıp özenle yapraklarını yolmaya başladım,
tabaktan kafasına dökmüycem lan x) ..masayı süslemek için..
... saat 19.45...
"tolga? ne durumdasın aga?"
"oldu bu artık ya..bak ben üzerine biber filan serpmedim kız acı sevmiyordur belki diye, sen sorarsın servis etmeden önce, seviyorsa pul biber çok güzel oluyor söyliyim"
"tamamdır aga, eyvallah ya (: sana manyak bir borcum var, aklımda ;)"
"hadi hadi (: ben bir 15-20 dakika sonra tavanın altını kapar çıkarım, çok ağır gelmeyin, soğumasın"
"okey, aga? öbür tencerede ne var?"
"pilav da yaptım (:"
"ne?"
"olm çorba var ama, sade sote-patatesle doymazsınız lan,güzel görünüyor tipi fiyakanı bozmaz yani :p, senin şehriyelerden de kavurdum, şehriyeli pilav ;)"
"va... vaaay anaa... ben de diyorum ne kokuyor böyle..olm var ya..gel aga bi sarılcam lan valla içimden geldi x)"
"ehehe sstt tamam lan x).."
"tamam kaçtım ben, çıkarken ışıkları da kapa, mumları da yaktım ben demin, bir kontrol edersin inmeden önce"
"tamam tamam..inşallah evi yakmazsın hacı x)"
"sus sus aman (:"
... hızlı adımlarla parka doğru yürümeye başladım..tam 8 de demiştik... hadi göreyim seni buse (:
http://fizy.com/#s/1dllyy
"selam (:"
"selam (:"
"tam 8 de (:"
"ee öyle anlaşmıştık ;)"
"valla süpersin, dakiklik büyük nimet bence (:"
"tabi,zamanında epey bekletilmiş gibi konuştun :p"
"he?..ha (: ..e tabi, anneler ve kız kardeşler bunun için var..ömrüm onları beklemek, alışveriş poşetlerini taşımakla geçti be (:"
"hıı (: benim ablaları gör sen bir de x)"
"ya valla..kadınlar işte (: görmeden de tahmin edebiliyorum, elde poşetler, mango senin zara benim geziyorlardır :p"
"uff sorma (: neyse, ben de onlardanım ama, şikayetim yok yani x)"
gülüşerek sohbete devam ettik..kısa bir yürüyüşün ardından bizdeyiz..
evden daha önce bahsetmiştim ona, işte nasıl bulduk, nasıl kalıyoruz filan..siz de hatırlarsınız..
anahtarı çevirdim, kapıyı açtım..kalbim gümbür gümbür çarpıyor..tamam, yemekler güzel yaptık, dekorasyonu uydurduk felan ama, sunum da güzel olmalı..
ışığı yakmadan koridora daldım, apartman ışığı içerisini biraz aydınlatıyor..ayakkabılarını çıkarıp arkamdan o da girdi, hemen bir terlik verdim, üşümesin körpe ayakları..
ben tam kapıyı kapatıyordum ki,
"ışığı yakmadın ya? nerden yanıyor? (:" diye sordu sevimli sevimli..
"dur dur (: ..yakma..sürpriz var (:"
"hıı..hadi ya? hadi bakalım (:" dedi şaşkın, beklenti yüklü bir ses tonuyla..
kapıyı kapattım..koridorun karanlığı daha da belirginleşti ama tamamen karanlıkta kalmış değiliz..zira yolun sonundaki, benim odamın kapısının camsı kısmında ve altında tatlı, soluk, sarı bir ışıltı süzülüyordu..
busenin yanına doğru yaklaşıp koluna dokundum usulca,
"yürüyelim?"
başlık yok! burası bom boş!