herkese iyi geceler, yorumlarınız esirgemeyin panpalar,
görüşmek üzere ;)
bu arada, son bir not daha,
dahice (?) fikrimin ne olduğunu tahmin edebilene,
ee... evet.. tahmin edebileneeee...
yani.. şuku verebiliriz en fazla sanırım x)
aynen, fikrimin ne olduğuna dair yorumlarınızı bekliyorum, doğru bilen çıkarsa şuku yağmuru yaparız, iyi demi? ;)
selamlar panpalar,
bu gece 23 gibi başlarız kısmetse, dün misafirlerim vardı, milli maç filan derken gelemedim ;)
epey ilerleriz bu gece, yeter amk yorulmaya başladım artık atlayacağım bazı yerleri
pankus pipini kırıcam ama bak haa (:
arkadaşlar geliyorum birazdan, yerlerimizi alalım ;)
http://fizy.com/#s/1ahd7h
karanlık..
çağlardır, gizin, gizemin, bilinmezliğin simgesi..
korkuların en kudretlisi..kötülüğe ve çirkinliğe sağlanan bir tür doğal kamuflaj..onlarla bizi ayıran ince çizgi..gecenin dehşeti ve terörünü gözlerimizden ve hassas kalplerimizden sakınan bir tür örtü, tül..ardında barındırdığı gizlerin hayaliyle bile bizleri dehşetle baştan çıkarabilir..
bundandır ki, karanlık, belki de insanlık tarihinin başlangıcından beri, kötünün ve kötülüğün hizmetindedir..onları gizler, onlara yaşama ve gerektiğinde saldırma imkanı verir..bir annenin yavrusunu sarmaladığı gibi sarmalar..
ve karanlık,
o pazar gecesi, buseyle olan buluşmamda, bu kez benim hizmetimde olacak!!
nihahahahahha!!!
dıt dırırııııın dıt dırırıt!
ehehe..korkmayın lan (:
elimde, envai çeşit, renk renk, şekil şekil mumların, küçük, süs misali şamdanların olduğu kabarık torbayla, sırıta sırıta dükkandan çıkarken aklımdan geçiriyordum "karanlık, belki de ilk kez bu kadar masum bir amaca hizmet edecek (:"
öyle ya, evimdeki, odamdaki, bana o gecenin ritmini bozacağına dair rahatsızlık veren, şıklık ve estetikten uzak nesneleri bir günde yok edemezdim belki, ama görünmemelerini, en azından "kabak" gibi görünmemelerini sağlayabilirdim!
işte bu noktada karanlığın ve mum ışığının gizleyici özelliğine sığınıyordum, katacakları romantik efekt de cabası..
lan ne kadar zeki bir insanım ben yeaahaha nalet ossun (:
iki gündür diken üstünde olan keyfim, nihayet yerine gelmişti..güzel olacaktı o gece..şimdiden hayal edebiliyorum..her saniyesini, sanki şimdiden oynuyor, aklımda yaşıyorum..
eve gitmeden önce berbere de uğradım,
ee madem romantizm diyorum, bilmem ne diyoruz, o zaman şu obi-van kenobi sakallarından da kurtulucaz mecburen hacı..
berber dükkanından bir 4-5 yaş kadar gençleşmiş ve epey berber dayamasına maruz kalmış bir şekilde çıktım..oh lan..yüzüm de ferahladı sanki aq, üşüdüm be (:
evden önceki son durağım ise süpermarket oldu, şöyle havlu kalınlığında eşşek gibi peçetelerden aldım güzelinden, hoş desenli..
odama gelip poşetleri bıraktığımda, odanın oldukça derli toplu görünen haline bakıp, üzerine, pazar gecesi için düşündüğüm koreografiyi yerleştirdim aklımda..güzel... süper..olacak olacak..
tasarımla ilgili dertlerim bittiğinde, nihayet gecenin bir diğer ana objesi olan "yemek" meselesini düşünmeye başladım..en iyisi internetten biraz araştırma yapmak..hadi bakalım..
sandalyeyi çekip oturdum, laptopun ekranını bir kaldırdım ki, ekranla tuşlar arasına yerleştirilmiş a4 kağıtla göz göze gelmem bir oldu,
üzerinde, dolgulu harfler ve kara kalem yazısıyla "kerhaneye gidiyoruuuzz" yazıyor, yazının etrafında boy boy meme, züt, papatya, gib taşak, roket, milli forma çizimleri,
ulan benim bir boşluğuma denk geldi..bir boşluğuma denk geldi arkadaş, zaten günlerdir sinirlerim gergin, bir boşalma oldu.. nasıl gülmeye başladım..ama anırıyorum yani, o gülüş, gülüş felan değil (x
zorlukla nefes alarak iki büklüm doğrulmaya çalıştım, gözlerimden filan hep yaş gelmiş, of..bu ne lan ahahahahha... ah..ah..tamam.. karnım...
biraz sakinleşeyim diye bekledim ama, kağıda bakınca gene kıkırdamaya başlıyorum (: neyse sonunda biraz nefeslendim, elimde kağıtla odadan çıkıp tolganın odaya daldım,
"kapıyı çal ayı"
"lan bu ne amk sen mi çizdin bunları? afsagfasga"
bu elimde salladığım kağıdı görünce yatakta yan devrilip gülmeye başladı.. böyle bir dakika kadar daha anırarak güldükten sonra yorulup nefesimiz kesilince, bu masanın üstünde duran başka bir a4 ü alıp bana doğru salladı,
"bana da bırakmışlar ahahah, tam puşt bunlar lan x)"
"ahaha..kim bu, hangisi"
"nuriş çizmiştir herhalde ya x)"
"ee..kerhane filan demişler?"
"hee, olm adamlar aralarında anlaşmış gidiyor lan? bizi de çağırıyorlar işte, bu da davetiye afasfaggsa"
"vay amk? bildiğin gidiyorlar?"
"valla lan, bugün hatta, birazdan çıkarlar, demin geldiler sen yoktun, bana elden verdiler davetiyeyi x)"
"benim de laptobun içinden çıktı safsaf... ee..bugün gidecekler diyon da, gece bizim program var olm? nuriş nereye gidiyo?"
"ya daha kaç saat var amk sizin programa, adam rahatlayıp gelcek işte x)"
"eaallah allaaah... muallaklere bak lan sen (:"
"sorma aga beni de komaya soktular öğlen öğlen x)..sen nerdeydin lan sahi?"
"aga kızı yemeğe çağırıcam ya ben..bir şeyler aldım işte odaya.. süs müs.."
"oo (: iyimiş.. züt bana hiç böyle özel hazırlıklar yapmıyon odana gelince xp ..ne yemek yapcan kıza bakam? biliyon mu lan sen yemek yapmayı sanki zuhahah"
"sie lan (:..yapıcam bir şeyler ama.. daha karar veremedim :/"
"cidden ne yapmayı düşünüyon kanka? kıza taze fasulye cacık yedirmicen her halde? x)"
"yok lan... lan, nesi varmış taze fasulyenin? hıyara bak, görende her gün fransız restoranlarında takılıyor sancak"
"ehehe..ama cidden aga, madem öyle süs müs kastın, esnaf lokantası menüsü yapma bari x)"
haklıydı tolga.. cidden ne yemek yapıcam ben?..nohutlu pilav mı yapıcam amk? yanına bir de hoşaf açayım tam olsun.. töbe töbe.. şimdi nimete hakaretten çarpılıcaz bir de ayak üstü..