-
1051.
+2gözlerini meraklı meraklı açtı, ne diyecektim acaba, nasıl destekleyecektim şimdi, ona saçma gelen bu savımı..Tümünü Göster
"kafeden kaçıp gittiğin... benim koşa koşa seni sokakta yakaladığım günü hatırlıyor musun?"
bir şey demedi.. sadece bakmaya devam etti merakla... elbette hatırlıyordu.. zaten benimki de, cevap beklemeyen bir soruydu..
"işte o gün, belki de hayatımda ilk kez, hem gerçek hem mecaz anlamda birinin peşinden koştum... harbi koştum ama..az daha merdivenden yuvarlanıyordum hatta... o gün... sırtını dönüp gittin bana?... nasıl gidebildin burçin?... bak, evimden kaçışını söylemiyorum bile... hadi orada bazı haklı sebeplerin vardı kendince... ama o gün... ""sevdiğine"" nasıl karşı koyup gidebildin?... "
hayat bir street fighter oyunu olsaydı eğer, ekranda "k.o" yazısı çıkardı muhtemelen...
hadi buyur cevap ver bakalım burçin hanım... şimdi de üret bahanelerini...
seven, gidebilir mi öyle? dönebilir mi sırtını sevdiğine? bırakabilir mi elini?..
ulan..ben,
ben de seviyorum?
gider miyim ulan?
kurşun sıksalar döner miyim? dönebilir miyim öyle arkamı?..umursamazlık eder miyim?...
bir düşünsenize, aşık tsigalkoyu? aynen, aşık burçin in, yaptığı gibi, sevdiğine, buse ye, arkasını dönüp gittiğini düşünün?
düşünün hadi?
düşünemezsiniz..
düşünemem bile..
gidemem..
seven gidemez..
terk edemez...
sen gittin burçin?..
..yüzünü yarım yamalak kapattı tekrar... bu kez sessiz modda ağlıyor sanırım..ses gelmedi..
biraz sonra kaldırdı kafasını,
"ikimiz de hatalar yapmışız.." dedi..
"öyle.."
"peki tüm bunlardan ders alıp.. yeniden başlayamaz mıyız? hiç olmadı farz edip?"
hiç olmadı farz edip mi?
hiç olmadı farz edip?
yaptığın tripleri hiç olmadı farz edelim,
zütünü dönüp gitmen de hiç olmadı..
o gece beni nuri alço gibi bırakmadın da..
hatta dün geceki telefon konuşması bile aslında yapılmadı..
peki..
hepsini hiç olmadı farz edelim,
de..
buse yi de hiç olmadı farz edebilecek misin? miyim, miyiz?..
bitti bu iş burçin..iyi ki de bitti...
çünkü mümkün değil artık.. değil sen, yedi düvel gelse önüme, yine de mümkün değil..
neden?
çünkü ben "seviyorum"..sen bilmezsin bu duyguyu pek ama..bir bir kaç gecedir, fena halde biliyorum...
"başka birinden hoşlanıyorum ben" dedim..
"ya, o kızdan?" dedi çıldırmış gibi..
"o kız ya da değil.. sonuç olarak, artık başka biri var..ve epey ciddi bu sefer durum... seninle olandan bile daha ciddi..ve bence senin bana karşı duygularından da daha ciddi.."
yüzünü ellerine gömdü tekrar..
bir süre daha geçti öyle..
daha fazla yazmayacağım konuştuklarımızı, bence bu kadarı yeterli.. sonra kötü tepkiler alıyorum, şöyle artis böyle eyyamcı diye.. yeter, o kadar özeli de bana kalsın.. daha fazla almayalım türk kızının gururunu ayaklar altına, ayar mayar yeriz sonra maazallah..
kendimi net olarak anlatmış, burçin in de anlamasını sağlamıştım..2 saat filan oturduk her halde... ne söylenebilecekse söyledik işte birbirimize..
mekandan çıktıktan sonra ayrılmadan evvel, "bir kez sarılayım sana" dedi.. benim de içim şişmişti zaten artık.. daha fazla dayanamadım.. sarıldık..bu gene ağladı.. benim de gözlerim sulandı..zor tuttum kendimi.. dakikalarca öyle kaldık kaldırımın ortasında..
sonra da birbirimizden ayrılıp ters istikametlere doğru hareket ettik..
nihayet..
acılı da olsa, bitmişti... burçin de "bitti" demişti yani... eyvallah..
eve doğru yürürken yine kendi kendime hayıflandım..
ah tsigalko ah... hep senin zamanında yediğin taklar bunlar işte..ya..ne hallere sokuyorsun kendini, insanları.. gördün mü? ah be oğlum.. oyun mu sandın sen insan ilişkilerini? aşkı, meşki, sevmeyi?..delikanlılık mıydı bu yaptığın senin?..nasıl da öyle, kör kütük kendini kaptırabildin?..bir halt yiyorum sandın, ooo adam oluyorum sandın ama.. gittiğin yol, yol değildi. nasıl bu kadar kendini teslim ettin..
nasıl böyle biri olabildin?..
başlık yok! burası bom boş!