0
1-kader Allah ın ilmi ile herşeyi bilmesidir, belirlemesi değil. O yüzden senin fiillerini önceden bilmesi senin doğru veya yanlış yapmana tesir etmez, sadece bunu bilmesi demektir. Yaratıp direkt cennet veya cehenneme yollarsa zaten senin fiillerini de o belirlediği için adaletsiz olacaktı. Ama seni buraya gönderip sana irade veriyor ve iradenin neticesinde yaptığın şeylere göre ceza veya mükafat verecek bu yüzden kader ve imtihan birbiri ile uyumludur.
2-şöyle bir örnek vereyim, sen anlarsın. Bir avize fabrikasında avize süslerinin arasına bir elmas koyarsan hepsi de parlak olduğu için cam gibi gözükebilir ama bu aralarında bir elmas olduğu gerçeğine tesir etmez. Yani herkesin onların tümüne cam veya elmas demeleri gerçekte bir elmas olduğu gerçeğini alakadar etmez. O yüzden hakikat birdir. Herkesin bu hakikattir demesi hakikatin bir olduğuna tesir etmez. Bunun gibi herkesin kendi inancına hakikat veya asıl din demesi asıl dinin ve hakikatinin bir olduğu gerçeğini değiştirmez.
3-imtihan, verilenle orantılıdır. Fakir adam sadece kendisine verilerden sorumlu olup şükrettiği sürece inanılmaz bi sevap kazanırken zengin adamın hayatı boyunca malının her gramından sorumluluğu olacak, zekatını verecek, malına haram katmayacak, fakirin hakkını gözetecek, malını hak yolda sarfedecek, israf etmeyecek, milletin göz hakkını üzerinde bırakmayacak, çalışanlarının haklarını zamanında ve ekgibsiz verecek ve daha bunun gibi onlarca sorumluluğu var. Bu yüzden bu işte de adalet sonuna kadar var. Çünkü zenginlerin çoğu şükretmeyip bi de üstüne mallarının zekatını vermiyor ve israf edip haram üstüne haram ile malını katlıyor ama bu onu cehenneme sürüklüyor. Bunun gibi sen kendin de dahasını ekleyebilirsin.
4-evrim bir teoridir. Yani bilimsel olarak aksi önerme bulunan ve yüzde yüz ispatlanmamış olan bir önermedir. Ki evrimin aksini ispata dair de çok sayıda argüman var. Çünkü evrim başlangıcı açıklayamıyorum ve bahsedilen kambriyen patlamasına dair milyarlarca ara geçiş formu sadece hikaye olarak kalıyor. O yüzden evrim mutlaka vardır diye bi olay olmadığı için din de yoktur veya kur'an yanlıştır diye bişey yok.
5-dua meselesi ise ayrı bir olay. Kabul etmek ayrıdır cevap vermek ayrıdır. Sen bi erkek çocuğu istersin diyelim ama Allah sana hazreti meryem gibi bi kız çocuğu verir. Burda duam kabul olmadı denilmez belki daha fazlasıyla cevap verildi demek gerek. Bahsettiğin olayda bodruma kapatıp tecavüz etme olayında ise babanın kendi fiili neticesinde cehenneme gideceği kesin olup tecavüze uğrayan kızı da Allah ın izniyle cennete gidecektir. Şunu unutma, herkes çektiğine ve başına gelene göre imtihanda değerlendirilecektir. Orda tecavüze uğrayan kız ile starbaksta kahve içen pelinsu aynı şeylerden sorumlu değildir. Ayrıca Allah süpermen değildir. Her başımız sıkıştığında dua edip her istediğimiz gerçek olursa imtihan denen şey olmaz. Başımıza ne geldiyse ondan sorumlu olacağız. O kız orda sadece Allah a isyan etmezse direkt cennetlik oluyor Allah ın izniyle. Düşün senin ömrün boyunca ibadet ederek ulaşamayacağın mertebeye o sadece isyan etmeyerek ulaşıyor, belki daha fazlasını elde ediyor. Sadece bu dünyada çekilen sıkıntıya göre değerlendirmen hatanın kaynağı. Ordaki mükafat burdaki rahatlıkla kıyaslansa burda en iyi halimiz bizim için cehennem sayılır. O yüzden burdaki sıkıntılar bize cenneti getirebilir diye bakarsan herşeyin ne kadar adaletli olduğunu görürsün. Kısacası burdaki sıkıntıya karşı,hem de sıkontı ne olursa olsun, öbür kefeye cenneti koy. Sonra aklında bi sorun kalmadığını göreceksin.
6-dini fazla benimseyenlerin yobaz olması dşye biley yoktur. Dini yanlış okuyup işin içine kendi iradelerini katıp buna din diyenler yobaz oluyor. Çünkü dinde aşırıya kaçmak yoktur. Hadiste ümmetimin yolu orta yoldur, onlar ne ifratta(aşırıya kaçma) ne de tefrittedir(aşırı yapmama) der. Ayette de Allah aşırıya kaçanları sevmez der. Haberlere veya bi kaç müridi var diye milleti sömüren yobazlara bakıp her dine sarılan yobaz oluyor deme. Din tüccarı onların çoğu. Camiler ve kendi bulunduğun yer dinini bilen ve yaşayan yüzlerce temiz insan kaynıyor. Sadece gözünü açıp haberlerde abartılacak göze sokulan yobazlardan gözünü çevirmen yetecektir.
7- bağışlayıcı olmak cezayı ortadan kaldırmaz. Senin annen senin için canını verir, sana kendini feda eder ama bi yerde aşırı saçmalarsan tokadı yersin. Başka bir örnek verirsek hocaların seni sever ve geçmesi ister ama sen dersine çalışmazsan sınıfta kalırsın. Yaw hoca seviyorsa nşye bıraktı diyemezsin çünkü bırakması ondan değil senin görevini yapmamandan kaynaklanıyor. Hatalı olan hoca değil sen oluyorsun çünkü netice senin fiilinden kaynaklanıyor.
8-mezhepler senin dediğin gibi her kelimenin farklı yorumlanmasından kaynaklanmıyor. Bir çok unsuru var ve hak mezhepler birbirini reddetmez, birbirine destek verir. Şöyle bi örnekle açıklayayım. Elimizde diyelim bir şeker var. Bir insan yanına geldi,sen de doktorsun. Adamın şekeri varsa bunu sakın kullanma dersin. Sadece günde bir tane kullan glikoz ihtiyacı için. Diğeri geldi şekeri sürekli düşüyor, ona da dersin ki bundan günde en az 10 tane kullanman gerekir glikoz veya diğer adıyla şeker ihtiyacın için. Bak iki farklı hasta ve tek şeker var. Ama glikoz ihtiyacı duruma göre değiştiği için farklı dozajlarda veriyorsun. Mezhepler de böyledir. Biri bir bölge veya yaşam tarzı için veya sosyolojik olarak farklılığı olan bir yapı için bir yorum üretir bir diğeri başka bir durum için farklı bir yorum üretir. Bu bir ekgiblik değil zenginliktir. Hak olmayan mezhepler de karı koca ilacı gibi. Şekeri üstüne döneceksin gibi saçma salak şeyler söylüyor ve cahil insanlar da buna inanıyor. Bu şeker ihtiyacının olmasından değil cahil insanların araştırmayıp buna inanmalarından kaynaklandığı için bunlara laf atarsın, şeker ihtiyacı olduğu gerçeğine değil. Adam dini kafasına göre yorumlayıp hakikat nedir diye araştırmıyorsa ve yalan yanlış şeylere inanıyorsa onun cahilliğidir, dinin ekgibliği değil.
Şimdilik hızlı hızlı yazdığım için anca bu kadar oldu. Başka sorun varsa özelden de yazabilirsin kardeş.
Tümünü Göster