Aldığım günün akşamı mesaj attım. Yarın sabahtan ingilizce var.

-Ayşe ben yuyu. Bu hafta ingilizce ödevini yaptın mı?

Ulaa hayvan. Hani kuşlar ağaçlar binbir renkli çiçekler?

-Aa yuyu sana da selam:) yaptım ben bitirdim

Kız ilk mesajdan gömdü. Haklıydı da. isterse ağzıma sıçsın hosuma gider.

-Selamsız sabahsız girdim demi:)) çok zor değil mi ya? Ben yapamadım.
-Olsun bişey olmaz ya şimdi cevaplarını atardım ama çok uzun sürer. Napsak

Napsak? Yapmak kelimesinin 1. çoğul sahış çekimi yani. Cevabını şunu yapalım diye verebileceğim bi soru. BiZ AMK BiZ.

-Yarın ingilizce de ilk iki ders. Aslında ben erken gelirim ama?
-Tamam o zaman dersten yarım saat önce ingilizce sınıfına gel. Geçir benim ödevden?
-Rahatsız olma sen ama?
-Yok zaten okul şurası. Nolacak canım:))

CANIM!!!

Hayatımda çektiğim en mutlu uykuyu çektim o gece. Bi iki saat. Çünkü uyuyamadım. insanın hayatında çektiği en mutlu uykunun sabaha karşı olmasıymış aşk beyler.

Ve tabiki ödevin cevaplarını sildim. Ne de olsa kıza yapmadık dedik

Ertesi sabah uyandım yaklaşık 2 saat evvelden. Spor yaptım önce. Sonra duşa girdim. Saçımı yaptım. Üstümü başımı ütüledim. Evden çıkıp sınıfa vardığımda gelmem gereken saate 1 saat vardı daha. Oturdum bekliyorum. O bana sonunda gelsin ben onu hep beklerim.

Yaklaşık on dakika kaldı sınıfa girdi. Sanki hayat slow motiona geçti beyler. iki eliyle tutmuş kitaplarını... çok sade duru bi güzelliği var.. sırtında çantası... üstünde beyaz mont. Bana da hep beyaz mont. Gördü beni yürüdü. Her adım attığında her teline aşık olduğum kıvırcık sarı saçları omuzlarında ahenkle dans ediyor... bembeyaz teni oyle sevilesi ki beyler.. gülümseyerek yanıma kadar geldi.