/i/Hikaye

Herkesin bir hikayesi var, ya senin hikayen nedir?
    başlık yok! burası bom boş!
  1. 76.
    +9
    E: canım
    B: efendim
    E: beni hiç bırakma tamam mı
    B: seni asla bırakmıycam
    E: seni seviyorum (eliyle boynumdan tutup kendine doğru çekerek dudağımdan öptü)
    Ben elimi omzundan indirdim , belinden sardım. O da dirseğinin aşağısı kolumun üzerinde kalacak şekilde elimi üzerime koymuş, parmaklarıyla da sakallarımla oynuyordu.
    E: artık kocam olmanı istiyorum
    B: canım bunu daha önce de konuşmuştuk
    E: biliyorum ama artık ben çocuklarımızı sevmek okşamak istiyorum, okulun bitmesine de 1 yıl kaldı zaten
    B: eylül iş bulur bulmaz seni alıcam biliyosun (hafif kıkırdayarak) artık alamazsam da kaçırırım naaapayım
    E: ya aşkım sen de alamazsan kim alacak allah aşkına
    Ben bir anda kulak kesildim. Salondan konuşma sesleri geliyordu. Eylül de benim durumumu farkedinde biraz sessiz kaldık , biraz dinledik. Egeyle miray bişeyler konuşuyorlardı, ama duyamıyorduk ne konuştuklarını. Sadece muhabbet ettiklerini anlayabilmiştik. Eylül gülümsedi. Onun güldüğünü görmek benim için en büyük nimetti belki. Bi kez boynundan iki kez de omzunun üzerinden öptüm. Üzerini örttüm sımsıkı.
    Sonra biraz sitem eder gibi konuşmaya devam ettim
    B: şu hale bak sıkı sıkı sarın da üşüme ...
    E: yanımda sen varken üşümem hayatım merak etme
    B: gel o zaman
    Sımsıkı sardım eylülü. Göğsüme yatmaya bayılırdı. Başını sol göğsüme koydu, sol elini de sağ göğsüme koydu. Ben de belinden ve omzundan sımsıkı çevrelemiştim onu. Isıtmam lazımdı , üşümemeliydi benim eylülüm.
    Sabah eylülün beni fısıldayarak "vaniiiic vaniiic kalk bak aşkım kalk kalk şuna bak çabuuuuk ayyyyy" diye kaldırmasıyla günüm başlamıştı.
    Hemen elimden tutup salona çekti, ben zaten uyku sersemiydim , yürümekte bile zorlanıyordum.
    Salona gelince beni de eylül gibi sessiz sessiz bi gülme tutmuştu. Ege yatıyordu yatağında, bi kolunu göğsünün önünde büzmüştü , diğer kolunu da başına dik dümdüz yastığına uzatmıştı. Miray da o koluna yatmış , kıvrılmış , büzülmüş uyuyordu yanında. Egenin kolunun verdiği güven hissini uykusunda bile yüzünde oluşmuş küçük gülümsemeden farkedebiliyorduk.
    Eylül kahvaltıyı hazırlamaya başladı, mirayla egeyi hiç ellememiştik. O sırada eylülün telefonu çaldı.
    E: kim arıyo hayatıım
    B: şş sessiz ol uyuyolar. Baban arıyo canım napayım
    E: aç konuş bitanem ne yapıcaksın hahaha
    B: ne dur tamam

    B: ben Eb: eylülün babası
    B: alo ferhat amca nasılsın
    Eb: alo eyl.. siz kimsiniz
    B: benim ferhat amca vanic
    Eb: oooo nasılsın oğlum eylül nerde
    (Ferhat amcanın beni çok sevdiğini düşünmüyordum böyle bi tepkiyle karşı karşıya kalmak beni şaşırtmıştı)
    E: iyidir ferhat amca kahvaltı hazırlıyor eylül de vereyim istersen
    Eb: hayırdır sabahın bu saatinde neden birliktesiniz ki siz
    O an ne söylesem bilemedim fakat saklamanın bi anlamı yoktu , adam kayınpederim olacaktı sonuçta.
    B: ferhat amca eylül dün akşam bende kaldı saat geç olmuştu ben de salmadım
    Eb: ne demek sende kaldı oğlum ne diyorsun sen
    B: merak etme ferhat amca zaten beni biliyorsun
    Eb: neyse bunu daha sonra konuşacağız eylüle ver bakayım telefonu

    Eylüle zütürdüm. Eylül gözlerini patlatarak ve şaşırarak konuşuyordu. Biraz da heyecanlanmıştı.
    Tümünü Göster
    ···
    1. 1.
      0
      Eylül'ün babasında izmirlilik sezdim biraz sanki (ironi)
      ···
   tümünü göster