/i/Hikaye

Herkesin bir hikayesi var, ya senin hikayen nedir?
  1. 151.
    0
    onun için nerdeyse en değerli asker iken yaptığım hatadan sonra onun beni eskisi gibi sevmesi ve kollamasını bekleyemezdim
    hatamla oturmam gerekliydi
    herşeye rağmen beni hala seviyor oldugunu telefonunu masasında bırakıp eğer istersem ebruyu arayabileceğim mesajını verdiği zaman anlamıştım
    geçen günlerde sessiz sakin kimseyle konuşmayan
    askerlerin ve diğer komutanların naber lan alkolik söylemlerine aldırmadan geçirmiştim
    çogu zaman elimde plastik barmakta çay ve iki parmağım arasında da bir sigara tutar şekilde herkesden uzak oturuyor olurdum
    geçen hafta çarşı iznine çıkmadığımı ekşın biliyordu
    çıkmadığıma üzülmüştü hatta ben o yüzden ekşının izin vermeme ihtimalini düşünmüyordum bile
    ama yine de sordum çıkabilir miyim diye
    -ihtiyaçların mı var dedi
    • o gelcek komutanım dedim
    -ayrılmamışmıydınız dedi
    bir an sessiz kaldım ne diyeceğimi bilemediğim için
    o konuşmaya devam etti
    -askerliğin geri kalanını bitiremezsin olası acıyla gitme dedi
    -gitmezsem hep içimde kalır komutanım belirsizlikler var onları çözmem lazım bunları düşünmek daha zor oluyor dedim
    -tamam çık o zaman dedi
    -saol dedim odadan çıktım
    bir gün sonra ebruyu aradım gelebileceğimi söyledim
    • çok sevindim dedi
    -bende dedim
    • çok özledim seni kelebek dedi
    -bende dedim
    • ee nasılsın dedi
    -sana haber vermek için aradım görüşürüz gitmem lazım dedim
    • tamam seni seviyorum dedi
    -bende dedim yine kapattım telefonu
    cumartesi günü erkenden kalktık herzamanki gibi
    kadıköyde ebru ile buluştuk
    sanki hiçbirşey yokmuş gibi sarıldı bana kocaman
    çenemin altıyla boynum civarından bir yere nemli bir sesli öpücük kondurdu
    • gel oturalım şuraya dedi cafenin birini göstererek
    -hayır biraz daha sessiz bir yere gidelim dedim
    • öpmeyi mi özledin dedi
    -öpeceğim dudaklardan çıkanları iyi dinlemem lazım o yüzden sessiz bir yere gitmek istiyorum dedim
    • tamam dedi
    yürüdük yürürken o bana sordu
    nasıl gidiyor zor mu yoruluyor musun gibi sorular hepsine sallama iyi kolay bişey yok gibisinden cevap verdim
    yere geldik
    oturalım dedim
    -ee anlat dedim
    • soguk ankara dedi
    -soguktan konu açılmışken kendinden de bahset biraz
    • ben üşümüyorum
    -beni üşüttün ama
    • nasıl yani?
    -ebru şu olayı çözelim neden bana öyle davrandın
    • nasıl davrandım
    -eskisi gibi değildin dedim
    • şimdi iyiyim kelebek dedi
    -bana sebebini söylemiyecek misin?
    • sebeb yok ki
    -peki ebru dedim
    biraz sessiz kaldık elini kaldırdı
    -öpmek istemiyorum dedim
    • neden dedi
    -sebeb yok ki dedim
    • o konuda konuşmak istemiyorum kelebek dedi
    -tamam dedim
    • izne ne zaman çıkacağımı sordu
    -konuşmak istemiyorum ebru dedim
    elimi tuttu bana sarıldı
    • sende böyle yapma ne olursun dedi
    -benim yaptığımın türevlerini sana kim yapıyor onu söyle o zaman dedim
    • herkes dedi oflayarak
    -ne yapıyorlar?
    • konuşmak istemiyorum dedi
    -tamam sen konuşup bana yanlış giden şeyi söyleyinceye kadar bekliyorum
    • senin üzülmeni istemiyorum ben üstesinden geldim zaten dedi
    -anlatmazsan daha çok üzüleceğim vakit daralıyor yalvartma beni anlat şunu ebru dedim
    sessiz kaldı
    -hamile misin dedim
    • hayır dedi
    -sana yanlış bişey mi dedim yanlış bişey mi yaptım dedim
    • hayır dedi
    -ailenle ilgili bir hastalık saglık durumu mu var kavga mı ettiniz dedim
    • hayır iyiler allaha şükür dedi
    -sen mi hastasın bişeyin mi var. çok mu özledin dayanamıyormusun ayrılığa dedim
    • hayır kelebek hayır dedi
    -delirtme o zaman adamı anlat şunu dedim
    • hiç bişey yok dedi
    -bak ebru sinirleniyorum kalbini kırmamak adına giderim lütfen anlat dedim
    ve sebebini anladığım ilk cümleyi kurdu
    • herkes salak salak konuşuyor dedi
    -kim dedim
    • herkes dedi
    -ne diyorlar dedim
    olayı onun ağzından ben anlatıyorum
    okuldaki arkadaşları kız olsun erkek olsun bunu biryerlere davet ediyorlar.
    ebru gitmek istemiyor
    bu durumu arkadaşları bana baglıyor benim çıkartmadığımı düşünüyorlar
    bilmeden konuşarak beni ebrudan sogutmaya çalışıyorlar
    benim hakkımda yeni tanıştığı kişiler soru soruyor
    mesela nerde okuyor diye
    ebru okumuyor diyor
    ne iş yapıyor diyorlar asker diyor
    benim okumayan asker ve basit birisi oldugumu anladıkları zaman suratlarında oluşan ifade ebrunun hiç hoşuna gitmiyor
    çünkü herkes ebruya salakmış gibi bakıyor onun dediğine göre
    çevresindeki kız arkadaşları sürekli onu yeni erkeklerle tanıştırma peşinde oluyor
    yeni tanışacakları erkekler kendilerini ebruya beğendirmek için türlü yalamalıklar yapıyor
    ebru da hem kız arkadaşlarına hem de onlara
    erkek arkadaşı olan birisine başka birini bulmak için uğraşlarının iğrenç oldugunu düşünüyor
    tepki vermek de istemiyor kalblerini kırmamak için
    bu yüzden kimseyle konuşmuyor ve kendini yalnız hissediyor
    en yalnız oldugu anlarda ben yanında olamadığım için daha çok üzülüyor
    ailesi ile olan konuşmalarında bazen hiç benim hakkımda soru sormamaları ebrunun gücüne gidiyor
    o istiyor ki ailesi benimle olmasını desteklesin ve kendisini teselli etsin
    bunları düşünmekten okulda derslere konsantre olamıyor
    tüm bu sebeblerden dolayı asosyalleştigini düşünüyor
    ve en kötüsü bu hayattan nefret ediyor
    ve onun deyimiyle şu lanet günler bi geçse diyor
    ben seni seviyorum dediğim zaman sadece bende demesini
    aslında deli gibi haykırarak bende seni çok seviyorum demek istediğini fakat ağlamaktan korktuğu için söyleyemediğini söylüyor
    sürekli ne zaman ararım diye beklemede oldugunu
    içki içme olayından dolayı bana komutanların muhtemel kötü davranmalarını
    alacagım cezanın az olması için dualarını
    geleceğimizi
    müstakbel çocuklarımızı
    olur mu olmaz mı düşünceleri eşliğinde oldugunu anlattı
    geçen hafta gelmeme sebebini de
    parasının tümüne yakınını benim hesabıma havale ettiği olarak açıklıyor ki
    ben ona bir konuşmamda paran var mı diye sordugunda babam gönderecek sağol demiştim
    bunların çoğunu gözyaşlarını engellemeye çalışarak anlattı
    cogunda gözlerime bakamadı
    çaresizliği okunuyordu yüzünden
    son noktayı çok özür dilerimle koydu öyle davrandığı günler için
    -olanlara üzülüyorsun dimi ebru
    • evet kelebek
    -üzülme
    • nasıl üzülmem sen yoksun başkaları var oldugunu sanıyor ama onlar hiç yok zaten
    -üzülünce geçecek mi ki ebru gülümsemeyi öğrenmen lazım herşeye rağmen
    • gülemiyorum güldürmüyor hiç birşey sensiz
    -bana bak dedim
    gülümsüyordum
    • sen delisin ama dedi ağlamaklı gülümseyerek
    -annemin durumunu biliyorsun dedim
    (özürlü olmasını kastederek doğuştan felçli bir kolunu kullanamıyor.bir ayagı da diğerine göre kısa ve doğuştan bir böbreği yok)
    • evet biliyorum dedi
    -12 yaşındaydım bana gülümsemeyi öğrettiğinde annem
    nasıl dercesine gözlerini kıstı ve bana baktı
    -anadolu lisesine gideceğim ilk gündü
    beni karşısına alıp
    seninle okula gelmek isterdim ilk gününde ama baban zütürsün
    hani annenin bu halde oldugunu görüp ilerde muhtemel arkadaşların olacak kişiler görmesin
    istemiyor olacagın için anlarım seni
    param da yok sana verebileceğim
    herkes istediğini alırken sen alamayacaksın
    aslında bunları seninle konuşmamamı gerektirecek kadar küçüksün
    büyüyünce anlayacaksın üzülmenin boşa oldugunu
    belki de hiç anlamayacaksın ama
    her zaman senin gülümsemen için yaşacak bir annen olucak bunu unutma
    sakın olacaklara aldırma
    kaldır kafanı bana bak dedi
    kafamı kaldırıp ona baktığımda
    ne yapıyordu biliyor musun?
    gülümsüyordu
    hadi sende gülümse şimdi
    iyi dersler oğlum dedi
    üstüm giyinikti
    kapıya kadar uğurlamaya geldi beni
    ayakkabılarımı giyip
    onunkileri de önüne koydum
    giyerken düşmesin diye de elinde tuttum
    ellerimi kaldırdım
    hadi anne okula zütür beni dercesine
    gülümseyerek geldi
    boyumun o zamanlar ona göre küçük olmasının avantajını
    gözyaşlarımı gizlemekte kullandım
    çaktırmadan sildiğimi düşündüğüm anlarda kafamı ona çevirip gülümsedim
    en gidebileceği herkesin annemi görebileceği yere kadar bırakmadım ellerini
    o bana gülümsedi ben ona gülümsedim
    aslında komik olan hiçbirşey yoktu ama
    kimseyi umursamadım
    bir kere öptü beni
    ben öpmeyle yetinmeyip sarıldım
    sağol anne dedim
    annem kendi üzüntülerini o haldeyken yenmişse
    bende onun oğluyum bende yendim
    sende benim kız arkadaşımsan sende yenmelisin
    şimdi gülümse bakayım dedim
    gülümseyemedi ağladığı için bana sarıldı

    kendini toparlayabilmesi için yaklaşık yarım saat sessiz kaldım
    sadece ona sarıldım
    onun da yapmak istediği tek şey o gibiydi zaten
    hafiften başlayan yağmura aldırmadık ikimizde
    • hadi hastalanacaksın gidelim dedi
    -ben hastalanınca sen paslanacak mısın sende hastalanırsın durduğumuz hata hadi gidelim dedim
    ayağa kalkmaya yeltendi
    ben kalkmadım
    • hadi dedi
    -henüz değil dedim
    • neden diye sordu
    -hala gülümsemedin dedim
    • zamanı gelince gülerim dedi
    -bir gülümsemen ile mutlu edebildiğin kişiler varken
    onlara haksızlık etmemelisin dedim
    numaradan sırıttı
    • tamam oldu mu dedi sahte bir gülümseme ile
    -ne oldu mu dedim
    • güldüm ya işte dedi
    -gülmüş olsan kalbimde hissederdim bunu demekki olmamış dedim
    • hadi sana yemek ısmarlayayım dedi
    -aç değilim henüz dedim
    • oturalım o zaman ,anılarımız arasına istanbulda yağmurda oturup ıslanarak hasta olmayı da ekleriz dedi
    -çok açım ebru hadi gidelim dedim
    • hayır beyefendi kendin kaşındın oturcaz dedi
    -tamam oturalım ama damlalar sadece gökten yağacak bundan sonra söz mü dedim
    Tümünü Göster
    ···
   tümünü göster