0
onun için nerdeyse en değerli asker iken yaptığım hatadan sonra onun beni eskisi gibi sevmesi ve kollamasını bekleyemezdim
hatamla oturmam gerekliydi
herşeye rağmen beni hala seviyor oldugunu telefonunu masasında bırakıp eğer istersem ebruyu arayabileceğim mesajını verdiği zaman anlamıştım
geçen günlerde sessiz sakin kimseyle konuşmayan
askerlerin ve diğer komutanların naber lan alkolik söylemlerine aldırmadan geçirmiştim
çogu zaman elimde plastik barmakta çay ve iki parmağım arasında da bir sigara tutar şekilde herkesden uzak oturuyor olurdum
geçen hafta çarşı iznine çıkmadığımı ekşın biliyordu
çıkmadığıma üzülmüştü hatta ben o yüzden ekşının izin vermeme ihtimalini düşünmüyordum bile
ama yine de sordum çıkabilir miyim diye
-ihtiyaçların mı var dedi
•
o gelcek komutanım dedim
-ayrılmamışmıydınız dedi
bir an sessiz kaldım ne diyeceğimi bilemediğim için
o konuşmaya devam etti
-askerliğin geri kalanını bitiremezsin olası acıyla gitme dedi
-gitmezsem hep içimde kalır komutanım belirsizlikler var onları çözmem lazım bunları düşünmek daha zor oluyor dedim
-tamam çık o zaman dedi
-saol dedim odadan çıktım
bir gün sonra ebruyu aradım gelebileceğimi söyledim
•
çok sevindim dedi
-bende dedim
•
çok özledim seni kelebek dedi
-bende dedim
•
ee nasılsın dedi
-sana haber vermek için aradım görüşürüz gitmem lazım dedim
•
tamam seni seviyorum dedi
-bende dedim yine kapattım telefonu
cumartesi günü erkenden kalktık herzamanki gibi
kadıköyde ebru ile buluştuk
sanki hiçbirşey yokmuş gibi sarıldı bana kocaman
çenemin altıyla boynum civarından bir yere nemli bir sesli öpücük kondurdu
•
gel oturalım şuraya dedi cafenin birini göstererek
-hayır biraz daha sessiz bir yere gidelim dedim
•
öpmeyi mi özledin dedi
-öpeceğim dudaklardan çıkanları iyi dinlemem lazım o yüzden sessiz bir yere gitmek istiyorum dedim
•
tamam dedi
yürüdük yürürken o bana sordu
nasıl gidiyor zor mu yoruluyor musun gibi sorular hepsine sallama iyi kolay bişey yok gibisinden cevap verdim
yere geldik
oturalım dedim
-ee anlat dedim
•
soguk ankara dedi
-soguktan konu açılmışken kendinden de bahset biraz
•
ben üşümüyorum
-beni üşüttün ama
•
nasıl yani?
-ebru şu olayı çözelim neden bana öyle davrandın
•
nasıl davrandım
-eskisi gibi değildin dedim
•
şimdi iyiyim kelebek dedi
-bana sebebini söylemiyecek misin?
•
sebeb yok ki
-peki ebru dedim
biraz sessiz kaldık elini kaldırdı
-öpmek istemiyorum dedim
•
neden dedi
-sebeb yok ki dedim
•
o konuda konuşmak istemiyorum kelebek dedi
-tamam dedim
•
izne ne zaman çıkacağımı sordu
-konuşmak istemiyorum ebru dedim
elimi tuttu bana sarıldı
•
sende böyle yapma ne olursun dedi
-benim yaptığımın türevlerini sana kim yapıyor onu söyle o zaman dedim
•
herkes dedi oflayarak
-ne yapıyorlar?
•
konuşmak istemiyorum dedi
-tamam sen konuşup bana yanlış giden şeyi söyleyinceye kadar bekliyorum
•
senin üzülmeni istemiyorum ben üstesinden geldim zaten dedi
-anlatmazsan daha çok üzüleceğim vakit daralıyor yalvartma beni anlat şunu ebru dedim
sessiz kaldı
-hamile misin dedim
•
hayır dedi
-sana yanlış bişey mi dedim yanlış bişey mi yaptım dedim
•
hayır dedi
-ailenle ilgili bir hastalık saglık durumu mu var kavga mı ettiniz dedim
•
hayır iyiler allaha şükür dedi
-sen mi hastasın bişeyin mi var. çok mu özledin dayanamıyormusun ayrılığa dedim
•
hayır kelebek hayır dedi
-delirtme o zaman adamı anlat şunu dedim
•
hiç bişey yok dedi
-bak ebru sinirleniyorum kalbini kırmamak adına giderim lütfen anlat dedim
ve sebebini anladığım ilk cümleyi kurdu
•
herkes salak salak konuşuyor dedi
-kim dedim
•
herkes dedi
-ne diyorlar dedim
olayı onun ağzından ben anlatıyorum
okuldaki arkadaşları kız olsun erkek olsun bunu biryerlere davet ediyorlar.
ebru gitmek istemiyor
bu durumu arkadaşları bana baglıyor benim çıkartmadığımı düşünüyorlar
bilmeden konuşarak beni ebrudan sogutmaya çalışıyorlar
benim hakkımda yeni tanıştığı kişiler soru soruyor
mesela nerde okuyor diye
ebru okumuyor diyor
ne iş yapıyor diyorlar asker diyor
benim okumayan asker ve basit birisi oldugumu anladıkları zaman suratlarında oluşan ifade ebrunun hiç hoşuna gitmiyor
çünkü herkes ebruya salakmış gibi bakıyor onun dediğine göre
çevresindeki kız arkadaşları sürekli onu yeni erkeklerle tanıştırma peşinde oluyor
yeni tanışacakları erkekler kendilerini ebruya beğendirmek için türlü yalamalıklar yapıyor
ebru da hem kız arkadaşlarına hem de onlara
erkek arkadaşı olan birisine başka birini bulmak için uğraşlarının iğrenç oldugunu düşünüyor
tepki vermek de istemiyor kalblerini kırmamak için
bu yüzden kimseyle konuşmuyor ve kendini yalnız hissediyor
en yalnız oldugu anlarda ben yanında olamadığım için daha çok üzülüyor
ailesi ile olan konuşmalarında bazen hiç benim hakkımda soru sormamaları ebrunun gücüne gidiyor
o istiyor ki ailesi benimle olmasını desteklesin ve kendisini teselli etsin
bunları düşünmekten okulda derslere konsantre olamıyor
tüm bu sebeblerden dolayı asosyalleştigini düşünüyor
ve en kötüsü bu hayattan nefret ediyor
ve onun deyimiyle şu lanet günler bi geçse diyor
ben seni seviyorum dediğim zaman sadece bende demesini
aslında deli gibi haykırarak bende seni çok seviyorum demek istediğini fakat ağlamaktan korktuğu için söyleyemediğini söylüyor
sürekli ne zaman ararım diye beklemede oldugunu
içki içme olayından dolayı bana komutanların muhtemel kötü davranmalarını
alacagım cezanın az olması için dualarını
geleceğimizi
müstakbel çocuklarımızı
olur mu olmaz mı düşünceleri eşliğinde oldugunu anlattı
geçen hafta gelmeme sebebini de
parasının tümüne yakınını benim hesabıma havale ettiği olarak açıklıyor ki
ben ona bir konuşmamda paran var mı diye sordugunda babam gönderecek sağol demiştim
bunların çoğunu gözyaşlarını engellemeye çalışarak anlattı
cogunda gözlerime bakamadı
çaresizliği okunuyordu yüzünden
son noktayı çok özür dilerimle koydu öyle davrandığı günler için
-olanlara üzülüyorsun dimi ebru
•
evet kelebek
-üzülme
•
nasıl üzülmem sen yoksun başkaları var oldugunu sanıyor ama onlar hiç yok zaten
-üzülünce geçecek mi ki ebru gülümsemeyi öğrenmen lazım herşeye rağmen
•
gülemiyorum güldürmüyor hiç birşey sensiz
-bana bak dedim
gülümsüyordum
•
sen delisin ama dedi ağlamaklı gülümseyerek
-annemin durumunu biliyorsun dedim
(özürlü olmasını kastederek doğuştan felçli bir kolunu kullanamıyor.bir ayagı da diğerine göre kısa ve doğuştan bir böbreği yok)
•
evet biliyorum dedi
-12 yaşındaydım bana gülümsemeyi öğrettiğinde annem
nasıl dercesine gözlerini kıstı ve bana baktı
-anadolu lisesine gideceğim ilk gündü
beni karşısına alıp
seninle okula gelmek isterdim ilk gününde ama baban zütürsün
hani annenin bu halde oldugunu görüp ilerde muhtemel arkadaşların olacak kişiler görmesin
istemiyor olacagın için anlarım seni
param da yok sana verebileceğim
herkes istediğini alırken sen alamayacaksın
aslında bunları seninle konuşmamamı gerektirecek kadar küçüksün
büyüyünce anlayacaksın üzülmenin boşa oldugunu
belki de hiç anlamayacaksın ama
her zaman senin gülümsemen için yaşacak bir annen olucak bunu unutma
sakın olacaklara aldırma
kaldır kafanı bana bak dedi
kafamı kaldırıp ona baktığımda
ne yapıyordu biliyor musun?
gülümsüyordu
hadi sende gülümse şimdi
iyi dersler oğlum dedi
üstüm giyinikti
kapıya kadar uğurlamaya geldi beni
ayakkabılarımı giyip
onunkileri de önüne koydum
giyerken düşmesin diye de elinde tuttum
ellerimi kaldırdım
hadi anne okula zütür beni dercesine
gülümseyerek geldi
boyumun o zamanlar ona göre küçük olmasının avantajını
gözyaşlarımı gizlemekte kullandım
çaktırmadan sildiğimi düşündüğüm anlarda kafamı ona çevirip gülümsedim
en gidebileceği herkesin annemi görebileceği yere kadar bırakmadım ellerini
o bana gülümsedi ben ona gülümsedim
aslında komik olan hiçbirşey yoktu ama
kimseyi umursamadım
bir kere öptü beni
ben öpmeyle yetinmeyip sarıldım
sağol anne dedim
annem kendi üzüntülerini o haldeyken yenmişse
bende onun oğluyum bende yendim
sende benim kız arkadaşımsan sende yenmelisin
şimdi gülümse bakayım dedim
gülümseyemedi ağladığı için bana sarıldı
kendini toparlayabilmesi için yaklaşık yarım saat sessiz kaldım
sadece ona sarıldım
onun da yapmak istediği tek şey o gibiydi zaten
hafiften başlayan yağmura aldırmadık ikimizde
•
hadi hastalanacaksın gidelim dedi
-ben hastalanınca sen paslanacak mısın sende hastalanırsın durduğumuz hata hadi gidelim dedim
ayağa kalkmaya yeltendi
ben kalkmadım
•
hadi dedi
-henüz değil dedim
•
neden diye sordu
-hala gülümsemedin dedim
•
zamanı gelince gülerim dedi
-bir gülümsemen ile mutlu edebildiğin kişiler varken
onlara haksızlık etmemelisin dedim
numaradan sırıttı
•
tamam oldu mu dedi sahte bir gülümseme ile
-ne oldu mu dedim
•
güldüm ya işte dedi
-gülmüş olsan kalbimde hissederdim bunu demekki olmamış dedim
•
hadi sana yemek ısmarlayayım dedi
-aç değilim henüz dedim
•
oturalım o zaman ,anılarımız arasına istanbulda yağmurda oturup ıslanarak hasta olmayı da ekleriz dedi
-çok açım ebru hadi gidelim dedim
•
hayır beyefendi kendin kaşındın oturcaz dedi
-tamam oturalım ama damlalar sadece gökten yağacak bundan sonra söz mü dedim
Tümünü Göster