0
sonra yakalanmadan askerlere dagıt züt lazım
ama bi dakika lan çarşıya çıkıyorum amk
dayanamadım beyler
ebru telefonu degiştirir ve ben onun numarasını alamam diye tekrar aradım
merhabalaşma faslı bittikten sonra yine o gibtir taktan cümleyi kurdu
•
ne var
seviyoruz amk daha ne olsun
-numaran aynı mı hala diye aramıştım dedim
•
demek ki aynıymış dedi tribini yediğim
-kapatayım o zaman dedim
•
sen bilirsin dedi
-bana verecek misin numaranı dedim
•
hayır dedi
-tamam rahatsız ettim o zaman pardon kendine iyi bakarsın dedim
•
dur bişey sorcaktım dedi
-buyur dedim ama aklım hala o hayır da ağladım ağlayacam
•
arkadaş kalmak ister misin dedi
-hayır dedim
•
neden dedi
-bana kurduğun her cümlede tekrar ilanı aşkını beklemektense
delikanlı ayrılığımla oturur
seni hep sevicek kalbimi karşıma alır
kendi kendime konuşurum dedim
•
biraz delikanlı olsaydın arkadaş değil sevgilin olmaya devam ederdim zaten dedi
-delikanlılığımı sorgulamana hiç kızmadım ebru
sonuna kadar haklısın
ben o eve girdim delikanlılıktan çıktım
sen girseydin kalbimi tek verdiğim kişiyi huur olarak anardım haklısın dedim
•
arkadaş da olamayacağız öyle mi dedi
-seni bu kadar severken arkadaş olamam git benim yaptıgımın aynısı sen yap
bende senin benden nefret ettiğin kadar nefret edeyim
sonra yaşanan yıllar hatrına arkadaşlığa bende katlanayım dedim
•
ben sen değilim kelebek
-biliyorum ebru özür mü istiyorsun bir milyon kere en içten dileklerimle
pişmanlık mı duymak istiyorsun? allah binbir türlü belamı versin
bana cesurca git de giderim ama beni uzakta tutup kalbimi kendine çekme dayanamam arkadaşlık aşkına dedim
•
kapatmam lazım dedi
kaçmak istiyordu çünkü ne istediğini o da bilmiyordu
onu arayacak olan kişi yine ben olmak zorundaydım
-tamam sonra arayayım mı yine dedim
•
sen bilirsin dedi
-ben aradığımda arkadaşın olarak konuşmam haberin olsun
rahatsız olursan aşkımdan sıkılmadan yüzüme kapat çünkü kızacak bir sevgilim olmaz artık dedim
•
tamam dedi
-o zaman görüşürüz kapatmam lazım dedim
kapattım
onu tekrar aramak için kaybettiğim tek zaman
tekrar numaraları çevirip
onun cevap vermesini beklemek oldu
•
efendim dedi hiç beklemeden aramama şaşırmış ses tonu ile
-merhaba aşkım seni çok seviyorum nasılsın dedim
hiçbirşey diyemedi
bende zaten beni bir anda affetmesini bekleyip iyiyim aşkım sen nasılsın bende seni çok seviyorum demesini beklemiyordum
eğer öyle yapsaydı zütüm iyice kalkacak
ve ona karşı ne hata yaparsam yapayım onu kaybetmeyeceğimi düşünecektim
ama onsuz da yapamıyordum
özledim onun aşkım demesini seviyorum demesini
onu kırdığım için mantıklı olarak dememek hakkıydı ama
hangi aynştayn aşıkken kalbine söz geçirebilmiş ki ben gecireyim
ama istiyordum lan işte amk seviyorum demesini
-orda mısın aşkım dedim
•
burdayım kelebek dedi
-en çok neye dua ediyorum biliyor musun dedim
•
bilmiyorum dedi
-allahın bana verdiği yeteneğe dedim
•
anlamadım dedi
-kalbim mesaj gönderiyor beynim yorumluyor dilim dönüp sana seni seviyorum diyor bunları derken gözlerim ışıldıyor
ve kulaklarım tekrar duymayı bekliyor neyse tamam
bu kadar risk aldığım yeter en azından sen suratıma kapatmadan
ben kapatayım ki şansım devam etsin bir dahaki aramalarımda
haa bu arada unutmadan seni seviyorum dedim biraz bekledim hani bende der mi diye ama demedi
sonra yavaşça telefonu kapattım
halimden bi haber olan asker panpalarım
olayı tüm tabura yaymış
ekşın reyiz kelebeği nasıl giber diye onun makarasını yapıyorlar
olm ne tak yicen sokabilcen o dergileri diye bana takıldılar
-yardımınız lazım tek başıma sokamam dedim
ne tak yersen ye diyorlar amk
hiçbirinin zütü yemiyor risk almaya
hadi risk eyvallah da ekşına karşı riski hiçbirinin zütü yemiyordu
yukarı bölük yazanesine çıktım
yazıcılarla makara yaparken yan odadaki ekşın
-dıbına çakim arkadaşım burda mısın gel yanıma dedi sesimi duyunca
girdim emredin komutanım dedim
-sen ne yaptıgının farkında mısın dıbına çakim arkadaşım dedi
-emredin komutanım dedim
-böyle hikayeler anlatıyorsun sonra birbirlerini gibecekler amk başımı belaya sokacaksın benim
cezanı kestim kışla giriş nizamiyesine haber verdim seni baştan sona arayacaklar getirir ve yakalanırsan
askerlik boyu çarşı yasağı
o dergileri getiremezsen emre itaatsizlikten askeri disko cezaevi
getirir ve bana yakalanırsan da dayak yiyeceksin haberin olsun arkadaşım dedi
-emredersiniz dedim
-şu imzalanacak defterleri getir dedi
-emredersiniz dedim
gittim getirdim
imzalarken odada bekledim çıkabilirsin demediği için
imza atarken
-kitap okur musun dedi
kitaplığa baktım kütüphane amk hepsini bana özet çıkar der bi de onunla uğraşmayayım diye
-hayır komutanım dedim
-dıbına çakim arkadaşım kusura bakma unutmuşum, senin için ferre dergi kolleksiyonu toplamam lazımdı dedi gülümseyerek
-turizmde kitap yazıcak kadar anım oldu zaten dergilere ihtiyacım yok komutanım dedim
-vay dıbına çakim gel buraya dedi
o askeriyede ki kısa saçın dezavantajını tekrar yaşadım enseye inen tokatla
biraz ensede saç olsa en azından şiddeti azalırdı
imzaların bitmesini bekledim
hepsini kapattı defterlerin imza işi bittiği için
-başka bir emriniz var mı komutanım dedim
açtı klagib müziği kulaklığını takmak üzereyken
-rahatsız etme dedi
-emredersiniz dedim
loreena mckennitt hastasıydı bende çok severim
çıktım akşam iştiması komutanlık saati derken yat iştimasından sonra sızmış kalmışım
ertesi gün yine kalk odasını temizle derken o da geldi
-bir emriniz var mı komutanım dedim
-yok canım sağol dedi
bana canım diyor ya
akşam çarşı dönüşü canım benim diyerek gibecek adam
ben ise hala ne tak yiyeceğime tam olarak karar veremedim
sabah iştimasında
olay tüm bölüğe yayılmış
ekşın da bana alışmaya başlamış
hafiften diğer askerler
ulan bakın ekşının postası olmak zordur
sanmayın ki ben bunu sizden önce çarşıya çıkarıyorum ama
aynı zamanda gibiyor da göstermek için
içtimada sırada duruyorum sen neden ordasın diye bi patlatıyor enseye
yanına geçiyorum
sayım olurken neden yerine geçmiyorsun diye bi daha vuruyor
askerler mevcut komediden oldukça memnun ama
tokatlar hep bana geliyor amk
içtima bitti odaya geçtik
-defterini al gel dıbına çakim arkadaşım dedi
daha çarşı defteri bile yok bende
acemilikteki çarşı defteri geçerli olmuyor
kantinden aldım
yazıcılar gerekli şeyleri yazdılar
tabur komutanına zütürüp mühürlendi imzalandı
artık çarşıya çıkma işlemi hazırdı
üstümü değiştirdim bölük komutanı imzasını aldıktan sonra da
-inşallah başına iş açarsın arkadaşım ben çok sevmem artisleri dedi
-emredersiniz dedim
çarşıya çıktım
akşama kadar gezdim küçükyalıda
fazla bilmediğim için zütüm yemedi
kadıköy veya başka bir yere gitmeye
adaların karşısında bir yere oturdum yattım yemek yedim gazete okudum çay içtim derken akşamı ettim
dönüş vakti geldi
ben nasıl çıktıysam öyle nizamiyeye geldim
nizamiyede kilodu açıp onun içine bile baktılar ama bi tak yok ki bulsunlar amk
tabura döndüm saat 5 e 10 filan vardı
en geç dönüş saati 5 ti ve saat 5 aynı zamanda komutanların lojmanlara dönüş saatiydi
5 e gelmesine yakın ekşın beni gördü servise binecekken
Tümünü Göster