-
51.
0-erkenden bin bende gideyim daha fazla üzülmeyelim dedimTümünü Göster
annesi ve babasıyla vedalaştı
bana da sarıldı, gözleri dolu dolu
• seni çok seviyorum dedi derin bir iç çekerek
-bende seni dedim
anne ve babasının orda bulunma sebebinden dolayı
çok istediğim ama alamadığım bir veda öpücüğü vardı
almam lazımdı onu ama nasıl
-ebru sen bin lütfen dedim
• bir an önce göndermek istiyorsun zaten dedi şakayla karışık
ön kapıdan binip genelde bayanların oturduğu ikinci ön sıra koridora oturdu
el salladı üzgün üzgün
muavin diğer valizleri doldurmaya çalışırken yanına gittim
-aga boş yer var mı otobüsde dedim
-yok dedi
-antalyaya kadar gidersen var ama diye ekledi
bir an düşündüm antalyaya gitsem geri nasıl gelirim diye
gelmessem ölmem herhalde mantığı ile
-tamam ben de antalya otogara kadar gideyim dedim
annesi ve babasına
-antalyaya kadar bir işim çıktı dedim
kolay gelsin dediler gülerek
otobüs kalkmasına yakın orta kapıdan binip ebru beni görmeden orta sıralardaki yerimi aldım
otobüs kalktı ebru annesi gille el sallaşırken gözü beni arar gibiydi
360 derece iki üç defa baktı etrafa ama beni göremedi
annesi gilde sürpriz bozulmasın diye
el işareti ile beni deşifre etmediler
alanya çıkışındaki tünellere yakın bir yere geldik
muavin yaklaştı bilet olayını çözmek ve parayı almak için
ona kısaca durumu özet geçtim
-şurdan bir su alda benden zütürüver dedim
-tamam aga hallederiz dedi benim yaşlarımdaki muavin
suyu ebruya zütürdü sonra beni işaret etti
ebru bakmadı bile arkaya tersler gibi yaptı istemiyorum suyu tarzında
bana baktı muavin almıyor dercesine
vay amk kıza bak arkaya bile bakmadı
sonra muavin geldi
elinde suyla dur ben vereyim dedim
-abi kız seni tanımıyorsa başımızı belaya sokma atarım otobüsden dedi
-tamam almazsa atarsın dedim
kıllandı tabi muavin
suyu aldım yanına kadar gittim
-bir su içmezmiydiniz hanfendi dedim asık suratına
ve hatlarını kaybetmiş rimeline bakarak
o asık suratta oluşan gülümseme
birisine duyulan aşkın
paha biçilmez birşey oluşunun sembolü gibiydi
bazen tek bir gülümsemeydi aşk
ne diyeceğini bilemez haldeyken
• kelebek diyebildi sadece
-yanım boş gel istersen dedim
durmadan arkaya yürüdüm yerime oturdum
arkamdan o da geldi
millet ne yapıyor lan bunlar diye baksada giblemedim
• ankaraya mı geliyorsun benimle diye sordu
-iki saat daha katlanacaksın merak etme antalya son durağım dedim
• neyle döneceksin ki geri deli aşkım
-senin aşkınla dönücem
• hmm bende ankaraya zütüreceğim aşkımı
-orda bırakmadan geri gel ama
• ben nereye gidersem o da gelecek benimle mecburen
-çok mu seviyoruz acaba birbirimizi
• ben acabaları kaldıralı çok oldu
-bu otobüsde de öpüşmek yasaktır şimdi dedim
ebru gülümserken
geçen muavine
-bakar mısınız dedim
elimi sıktı ebru yine bi tak yiyecem diye düşünerek
-buyrun dedi muavin
-antalyaya kadar atmazsın beni otobüsden artık dedim
görevi gereği değil içten bir gülümseme ile yoluna devam etti
o gider gitmez ebru omzuma yaslandı
• neden geldin
-bir kere öpebilmek için
• daha çok üzüleceğim şimdi
-daha az ayrı kalmış olacağız ama böyle düşün
• antalyada bende ineyim gece giderim
-işim gücüm var başka kızlar bekliyor beni alanyaya dönmem lazım
bacağımda morarmaya sebeb olan bir çimdik attı
• ya böyle şakalar yapmasana
-hangi şaka
bir tane daha morarmaya sebeb vermeden elini tuttum
çaktırmadan kondurdum öpücüğü
bir süre sonra antalyaya vardık omzumdayken kafası
ve ellerimdeyken elleri
otogara geldik
antalya yolcularını alırken otobüs
ebruyu elinden tutup aşşağı indirdim
o gözyaşları bende onun o haline üzüntü ile bakarak
şehvetten çok uzak
bir kaç ayrılık öpücüğünü sıkıca sarılmayla kombine ederek
otobüse tekrar bindirdim ön kapıdan
bu defa el sallayabileceği bir sevgilisi de vardı
360 değil tek bir açıyla bana bakarken
otobüs hareketlendi
keşke gözlerim uzağı çok iyi göremeseydi de ağladığını görmeseydim
havucun faydalarına isyan ettim
otobüs gitti
bu defa isyan edecek başka bir durum daha vardı
nasıl döncektim ben amk o saatte
iki saat bekledikten sonra alanyaya giden bir otobüs nihayet buldum
eve geldim
kış uykusuna yatmış boz ayılar gibi attım kendimi yorganın altına
kalktığımda kış bitmemiş olmasına rağmen ayılığım devam ediyordu
hiç kalkmak istemedim
birisinin ekgibliği olacaktı takip eden günlerde
o ekgibliği hissedince telefona da mesaj gelmediğini farkettim
ben yazdım
uyanınca haber ver diye
iş yerine gittim
dükkanı açtım
avaralıktan bir nargile yaktım gündüz vakti
bir grup turist kafilesi geçti
rehberlerle alışveriş turuna çıkmışlar
dericidir altıncıdır ufak esnaftır dolaştırıp
hanut alıyor satıştan rehberler
benim nargile içiyor olmam geçen turistlerin dikkatini çekti
onlar mal mal bakarken
aslan misali sürü arkasında kalmış
bana mal mal bakan iki tanesini yakaladım
-votırpayp tıray yapacan mı dayıoğlu dedim
hemen atladılar
birincisine nasıl çekileceğini öğretirken
rehber en dış kulvardan koptu geliyor
rehber de
22 23 yaşlarında bildiğin norveçli amk.
sarı saçlı mavi gözlü zütü başı düzgün bi kız
-ne yapıyorsun sen bu hijyenik değil şöyle zararlı
böyle zararlı bütün avrupa birliği kurallarını saydı bana
-daha önce ölen olmadı rahat ol dedim
turistler biz tartışırken nargileyi çekmeye de devam ediyorlar
vay efendim turist kafilesine müdahale edemez mişim
yaptığım terbiyesizlikmiş.
turistleri kandırıyormuşum
kazıklıyor muşum
lan daha satmadım bile amk
o saymaya başladıkça ayarım kaçtı
aldım nargileyi turistin elinden
rehber konuşmaya devam ederken derince çektim doldurdum tüm bronşları
suratını duman manyağı yaptım rehberin
-sen görürsün seni şikayet etcem kapattıracam sallıyor amk
kimi kapatıyon nereyi kapatıyon
amcık turistin biriside sanki
rehber bana ilanı aşk ediyor gibinde bile değil ne konuştuğu
-bu nargile kaç para dedi
-bu rehberi başından sav öyle gel bedava bile veririm dedim
rehber iyice tilt oldu
bu arada benim telefon çaldı
arayan ebru
rehber ters ters bana bakarken
-şükürler olsunki her kadın senin gibi değil dedim rehbere
telefonla konuşmaya başladım
muhtemelen rehber olduğu için biliyordur hitap sözümü
-merhaba aşkım dedim başladık konuşmaya
rehber de gibtirdi gitti turistlerle
ebru anlattı da anlattı
vay seni rahatsız etmek istemedim
benim için uykusuz kalmışsındır diye düşündüm
bende gider gitmez yattım ondan aramadım mesaj göndermedim diye
merak etmiştim diye muhabbeti aşka dönüştürdüm yine
bir müddet sevgi akabinde
ilk gün ayrılığının üzüntüsü konuşmalarına yansıdı
ben ebruyu teselli ederken kendim bile inanmadım söylediklerime
akşama doğru aynı rehber yine geldi
-kapalıyız dedim
-açıksınız ama dedi
-sana kapalıyız dedim
-sen niye öyle konuşuyorsun işini mi kaybetmek istiyorsun dedi
-bana sen mi verdin bu işi dedim
-başka nerde çalışacaksın seni işten attırırsam dedi
benden özür bekliyor gibtiğim
-git attır ne yaparsan yap dedim
sanki iş ve işçi bulma kurumu amk.
avrupa mı lan burası otu taku şikayet et
-oysa düzgün konuşsan sana satardım o nargileyi dedi
-haa anladım niye geldiğini dedim, hanutçuluğuna laf sokarak
cebimden bir miktar para çıkarıp verdim.
-al hanutunu şimdi gidebilirsin dedim
parayı suratıma fırlattı gitti
ebrunun babası geldi
-var mısın tavlaya dedi
kumarı nasıl bıraktı bu amk diye düşündüm kendi kendime
ama adam harbiden on numara adam
kumar bahane dün geceyi merak ediyor
başladık zarları sallamaya çayı yudumlamaya aynı zamanda
makara bir şekilde önceki geceyi de anlattım
arasıra güldü
arasıra kızına olan özlemini belli etti yüz ifadeleri ile
-sözünü tuttuğun için teşekkür ederim dediğinde anladım asıl gelme amacını
başlık yok! burası bom boş!