/i/Hikaye

Herkesin bir hikayesi var, ya senin hikayen nedir?
    başlık yok! burası bom boş!
  1. 851.
    +3
    namı diğer kamikaze ceyda..yaptığı akıl dışı hareketle hem kendi hayatını hem de benimkini muhtemelen olumsuz yönde ve önemli ölçüde değiştirmeyi başarmıştı malum..

    ayrıca anlam veremediğim şekilde hala ara sıra rüyalarıma giriyor, öyle işlemiş kanıma namussuz (:

    acaba şimdi nerde..ne yapıyor..kendimi, hala ona karşı sorumlu hissediyorum, yarın bir gün başına bir şey gelse, sağdan soldan duysam, vicdan azabından yatamam bir kaç gece herhalde..

    vicdan azabı konusunu açınca, konuşacak epey şeyim oluyor ister istemez,

    mesela en basitinden meltem var, ceydanın arkadaşı..kızı en son gördüğümdeki yüz ifadesi hala aklımda..gerçi komiğime gidiyor o yaşananlar, nasıl attırmıştım sağına soluna ahahaha..ama yine de insan evladıdır..yazık aq..

    mine yi görüp duruyorum devamlı..özellikle sınav zamanları..o kadar farklıyız ki artık..o kadar yabancı ki bana..yani herhangi bir kız kadar bile değil aramızdaki mesafe..çok uzak sanki..sanki ben yokmuşum gibi..o yokmuş gibi...

    erkek arkadaşı yok sanırım, benden sonra kimseyle çıktı mı bilmiyorum..arada elifle konuşuyoruz, olsa muhtemelen laf sokmak için söyler ama oralara gelmiyor konu..sanki ayıplı, lanetli bir konuymuşçasına, sanki harry potter daki voldemortmuşçasına, açmıyoruz o mevzuları..adlarımızı ağzımıza almıyoruz aq..nerde zamanında kollarımda ısınan, dudaklarımda kendini bulan kadın?..

    sınıftaki genel insan ilişkilerim fena değil, hatta bilhassa ilk seneyle kıyaslandığında harika sayılır..sınıfın, 3-5 malum şerefsizi haricinde her kesimine hitap edebilen, istediği şekilde gidip konuşabilen, laf atabilen, şakalaşabilen ender insanlarından biriyim,
    gerçi artık o ortama da ihtiyacım var mı? tartışılır..ama bilirsiniz ki, bu hayattaki pek çok şey de, siz ondan vazgeçtiğiniz ya da ihtiyaç duymamaya başladığınız anda gerçekleşmeye başlar..

    ulan ilk sene öldüm ben be insansızlıktan, öldüm öldüm..yalnızlıktan ölünür mü? öldüm işte ben..ruhen öldüm..sonra dirildim küllerimden..

    şimdiyse basketten ayrı, kafeden ayrı, spordan ayrı,projeden ayrı, sınıftan ayrı çevrem var..ha tabi pek çoğu yüzeysel evet, ama yine de insan kalabalı işte..ben severim kalabalıkları..anladım ki kuytu köşeler bana göre değil..kalabalığın içinde kuytuda olmak benim tarzım..etrafım hep kalabalık olsun, ama aynı zamanda sakin..

    tuhaf bir adamım vesselam, ne perhizim, ne lahana turşusu..
    http://fizy.com/#s/2b7kld
    sınıfta konuştuğum kesimden, nilay filan hariç en yakın olduklarım bizim iki kız işte, biliyorsunuz artık isimlerini, tuğçe ve seda..onlar haricinde nilayın bu aralar takıldığı ve benim de başlarda biraz muhabbetim ve aşinalığımın olduğu, kızlar var, hatta canlı müziğe de bir kaç kere geldiler o grup,

    bunlar biraz, nasıl diyeyim, sonradan açılan kabak çiçeği misali kızlar, ilk senelerde pek malum taraklarda bezi olmayan ve birbirinden ayrı olan bu kızlar, sonradan birbirlerini bularak, birbirlerinin gelişimine yardımcı oldular diye düşünüyorum, zira kızların ilk zamanlardaki halleriyle şimdiki halleri arasında uçurum var resmen..gerçi ben her iki halleriyle de ilgilenmiyorum ama gözlemci bir kişilik olarak aradaki bu muazzam farkı görmemek, paylaşmamak olmaz..neyse, kendilerine tebrikler, 10 üzerinden 3-4 den, 10 üzerinden 6-7 ye kadar yükselme gösterdiler,
    demek ki neymiş?

    kendimize bakıcaz..kılığımıza, kıyafetimize, saçımıza, makyajımıza dikkat edicez..kendimize saygılı olmamızın gereği bu..ulan ben, bu kıllı mıllı erkek halimle, en az 10 dakika kalıyorum ayna karşısında, siz kızların çok daha özenli olması lazım aq? bir kere bu doğanızda var, tavus kuşlarının tüyleri misali, her daim göz alıcı görünmelisiniz ki, hem siz, hem biz mutlu olalım..

    göz alıcı görünmek deyince bu aralar akla gelen en önemli isimlerden biri ise şüphesiz ki eda taşpınar!

    şaka lan ehehe, magazin programı şeysi yaptım..

    şakayı bir yana bırakırsak, size de bahsettiğim gibi, belli bir süredir sınıfın en şık kızı ebru..kesinlikle kendini aştı..hayır hayır, ne vücut ölçüleri ne de masum güzelliği beni alakadar etmiyor sizi çılgınlar! (:
    ya da kendimi kandırıyorum, bilemiyorum..zaten doğal olarak da hoş bir kızken artık iyice göz alan bir tip haline geldi, hatta ceylinle bile kapışabilir (ceylinin zütünü kıyas dışı bırakmamız lazım ama, insanlık dışı zira).

    tüm bu fiziksel farklılıklarının yanında, duygusal olarak da farklı bir kız haline geldi, önceki o kırılgan ve mesafeli yapı, yerini daha girişken ama eskisinden daha olgun bir tavra bıraktı..sınıfta, o da benim gibi, herkesle konuşabiliyor rahatça..hatta benim konuşamadıklarımla (ya da konuşmak istemediklerimle) bile..serhat biniyle araları iyi, onlara da gelicem birazdan..ama öyle benim inadıma bir hareket içinde olmadığını biliyorum, zira kız artık beni giblemiyor bile, yanımdan, sokak lambasının yanında geçer gibi castır castır geçiyor, ben de rüzgarıyla savruluyorum işte sağa sola (:

    ne olursa olsun ebruya karşı hep bir sempati var içimde, bazen derste kendimi, ona dalgın dalgın bakarken yakalıyor ve tokatlıyorum.. cazibesi, karizması üst düzey, ve şunu diyebilirim ki eğer okulun başlarında da durum böyle olsaydı, ben, ayşen yerine, rahatlıkla ona aşık olabilirdim ve şimdiki hayatım çok daha farklı olabilirdi..

    ya da tamamen "ulaşılmaz olanın güzel görünmesi" durumunda ibaret bu düşüncelerim..çünkü ebru, artık benim için ulaşılmaz bir yerde gibi..çevresi, ilişkileri , takıldığı insanlar, bana velet muamelesi yapacak kalitede hem de öyle ayçanın yaptığı gibi yalandan değil, harbi harbi beni küçük görecek tipler..
    http://fizy.com/#s/1ahxoc

    sınıftaki düşmanlara gelecek olursak (ulan çok da komik geliyor bu kelime ama ne diyem, mahmut mu diyem aq (: ), aslında artık pek de bir savaş hali kalmamış gibi aramızda..ben de artık paranoyayı bıraktım, çünkü o serhat hıyarının kendi dertleri ona yeter..körle yatan şaşı kalkar misali, bu aralar abuk subuk tiplerle takılmanın cezasını çekiyormuş diye duydum..dersler desen berbat... allahından bulsun ya, bana ne, zaten yumruğu da yedi..ehehe, düşününce hala yavşak bir gülümseme yayılır yüzüme,hayatım boyunca pek kavga etmediğimden olsa gerek, böyle ender olan kavga anılarımı hep keyifle hatırlar ve anlatırım.

    ayşen ve ozan gibişkenlerini ayrı bir yere alıyorum..

    ama sanırım artık itiraf etmemin de vakti geldi ki, bu olayı ben çok abartmış olabilirim..tamamen bahane olarak kullanmış olabilirim..suriyenin düşürdüğü uçak misal, bir savaş sebebi yapmış olabilirim..
    Tümünü Göster
    ···
   tümünü göster