/i/Hikaye

Herkesin bir hikayesi var, ya senin hikayen nedir?
    başlık yok! burası bom boş!
  1. 826.
    +2
    O da güldü…sonra,

    “o zaman neden öyle seviştin benle?..niye prenses gibi muamele ettin, yüzümü, gözlerimi okşadın..öptün..işini bitirip geçmedin?..neden?..ben..yani…onlar, onların bir anlamı yok muydu?..sen her yattığına böyle mi davranırsın…tarzın bu mudur?..”

    “sanırım (:”

    “o zaman diğer kızlara da acıdım bak şimdi.. (: …eğer insanları bu durumlara düşürmekten canice bir keyif almıyorsan yapma bunu bir daha kimseye…öyle konuşma…öyle bakma…öyle gülümseme…öyle sevişme…anlıyor musun ne demek istediğimi?”

    iç çektim…ne kadar da haklıydı…içimde biriken ve bir türlü hak eden kişiye veremediğim sevgileri, irili ufaklı parçalar halinde, sahip olmaması gereken insanlara dağıtıyordum…mineye, ceydaya, çiğdeme..hatta cerene, melteme, berile, ayşegüle, merveye….ebruyu ayrı tutuyorum tabi…ben, ona hiçbir şey vaat etmediğim halde geldi, beni, belasını buldu o…gerçekten bambaşkaydı..bambaşka bir duygu..

    “anlıyorum…üzgünüm…tavsiyeni…dikkate alıcam (:” deyip gülümsedim çocukça…

    “tekrar görüşeceğiz…beni hayatından yok etmeye çalışma..ben de seni rahatsız etmeyeceğim bir daha..ama bence yine bir araya geleceğiz..belki bir dakikalığına, belki bir geceliğine..ama kesinlikle daha işimiz bitmedi” deyip gülümsedi tatlı tatlı..

    ayağa kalktı, yanıma geldi, eğildi, dudaklarını dudaklarıma bastırdı, küçük bir kıstırma hareketiyle noktalanana kadar birkaç saniye kaldık öyle..sonra ayrıldı, döndü arkasını, önüne düşen düz, sarılı-alacalı saçları arkasına attı tekrardan..kantin çıkışına yürüdü, çıkarken son kez dönüp, dona kalmış bir vaziyette bıraktığı bana baktı..girişe vuran güneşin altında ışıldayan gözlerini ve hafif bronz tenini, omuzlarını, bacaklarını son görüşüm oldu bu..

    Tekrar görüşmeyeceğiz…biliyorum..
    Az önceki öpüşün yarattığı sersemlikten kurtulduktan sonra, az önceki olaydan mütevelli olsa gerek, üzerimde hissettiğim gözlere aldırmadan ağır adımlarla çıktım kantinden…nasıl başlayıp, nasıl bittiğine, bana neler hissettirdiğine bir kez daha şaştığım bu görüşmenin ardından, artık derse girecek kafa da kalmamıştı bende..

    “kimse sen değil” diye yankılandı yine bir ses.. umursamadım..zira farkındayım.. benim gibi ruh hastası milyonda bir bulunur..

    Çardaklardan birine oturdum, o ara basketten tanıdığım 3-5 elemanla rast geldik.. konuştuk ettik…zaman geçti…
    @6314, sanmıyorum panpa bu saatten sonra yarım bırakacağımı, anca 1-2 haftalık aralar veririm çok sıkışırsam, ama her türlü bitirmeyi düşünüyorum hikayeyi,

    blog işine gelince, onu da düşündüm, hikayeyi bitirdikten sonra bir blog düşünüyorum aslında, orada daha güncel şeyler hakkında konuşabiliriz, dertlerinizi paylaşabilirsiniz, herkes yorumunu yapar, bir nevi beyin fırtınası,

    zaten özel mesajlar sayesinde kendimi güzin abla gibi hissetmeye başladım x) , buna yönelik bir blog olabilir, ne derler hani, "hayata ve aşka dair ne varsa.." :p
    @6317, ehehe, la daha ne kadar samimi olayım, sıçtığım dona kadar anlatıyorum işte ;)

    başka yerlerde 1-2 yorum okudum, "sonradan zütü kalktı" gibisinden, aslında böyle düşünülmesi iyi, çünkü okuyanlar benim başıma gelenleri henüz tam olarak bilmiyorlar,

    3. yılım konusunda bu derece tedirgin ve iddialı olmamın sebebi budur, yani aslında buraya kadar 6 bin küsür entry okuyanlar, bahsettiğim konuların ve kendi çapımda verdiğim sosyal mesajların sadece eşiğinden geçtiler, geçtiniz.. daha holü dolaşacağız, merdivenler çıkacağız.. çatıya kadar yolumuz var.. sonra oradan da manzarayı mı izlerizz, yoksa kendimizi aşağı mı atarız bilemem (:

    neyse, böyle beklenti yükseltmek hoşuma gitmiyor aq magazin programları gibi, gücü yeten, kondisyonu dayanan okusun görsün işte ;)
    http://fizy.com/#s/1cj4e2

    Ertesi sabah alperle fakülte binası girişindeki merdivenlerde dalgın dalgın geyik yapıp karı kıza puan verirken birden iki el omuzlarımdan kavrayıp biraz acıtana kadar sıktılar, döndüm baktım, kim?..nilay.

    “günaydın beyefendi (: günaydın Alpercim ;)”

    “günaydın nilay (:”

    “günaydın gülüm, masaj mı yapıcan, yap ama acıtmadan”

    “benim elim ağırdır, idare edicen mecbur (:”

    Gülüştük,

    “sen gelsene bakiym benle iki dakika?” dedi sonra bu,

    Alperin yanından çekip merdivenlerin aşağısına sürükledi beni,

    “seenn var yaaa az değilsin ha çakal” deyip 32 dişinin 48 ini gösterecek şekilde sırıttı,

    “niye be ne oldu gene? (:”

    Gözlerini iri iri açıp “bıraak ya, bana numara yapma, hemen söylüyorsun bakalım kim o sarışın çıtır x)”

    Haydaa..nerden de gördün, duydun hemen anasını satayım..
    http://fizy.com/#s/152gk6

    “arkadaşım işte bee, kim olcak”

    “arkadaşın? Ne ciksi arkadaşların var senin öyle eheheh”

    “olabilir, o da onun yaşam tarzı, bu arkadaş olamayacağımız anldıbına gelmez” dedim gülerek,

    “yani tabi canım, ama madem arkadaşların seni öyle öpüyor, ben de öperim bundan sonra okeyto?” deyip gülmeye başladı,

    “ya,..ya,, bi Dakka, kızım nerdeydin sen? bizi mi izledin bütün öğlen!?” bu sefer kızmıştım ama..

    “eevvet! Hem de ruhun bile duymadı, öyle bir dalmıştı ki, yuh lan, kızın içine düşecektin valla, cidden hoşlanmışsın sen bundan bu sefer bence..nasıl böyle kasılıyorsun filan, ay çok komikti lan uzaktan x) ..adı ne??”

    “ya..ooof of..nilay öldürücem seni artık valla ya..”

    “o son sahne bitirdi yalnız beni..amerikan tiğğnicırlar gibi, dudaktan öpücükle vedalaşmalar filan…ıyyy..valla canım çekti he :p”

    “tamam sana ayarlayayım o zaman onu, lezboş lezboş takılırsınız?”

    “yook ben senden istiyorum ama, arkadaşlara öylemiş ya hahaha”
    Yalandan tokatladım yanaklarını..o sırada yanımızdan neconun geçmesi büyük talihsizlik oldu tabi, çocuk ikimize de gülümseyip günaydın dedi, ama aklında kim bilir neler geçti..”benim deli gibi hoşlandığım, ama sırf bir arkadaşımla çıktı diye aşkını içime gömdüğüm kızı adam arkadaş ayağına zütürüyor” mu dediii, ne dedi..

    “adı ne ya merak ettim cidden?”

    “merak edilcek bir şey yok be kızım.. aramızda da bir şey yok.. benim..ee..eski icraatlarımdan biri.. epey önceden ama, sen bilmezsin.. öyle geldi, vedalaştık işte.. yurt dışına gidiyormuş, bir daha birbirimizi göremeyiz dünya gözüyle filan dedi..o öpücük de işte.. aynen senin dediğin gibi, özenti özenti hareketler..”

    “hee..vay anasını ya..derin adamsın vesselam (: ..ama bana gayet hoşuna gitti gibi geldi yani o özenti hareket? Böyle bir gevşedin, eridin, bakakaldın arkasından yazık, son görüşünmüş meğer x))”

    “ya evet, artık seninle idare edicem mecbur” deyip yüzüne yaklaştım, bu sefer bu iki elinin arasına alıp sıktı, tokatladı yanaklarımı..o sırada da tolganın geçmesi harika olurdu, yani tam benim cenabetliğime yakışan bir tesadüf olurdu doğrusu ama neyse ki çocuk bizim bölümde değil.. olsa, hiç şansım yok zaten, biz nilayla her gülüştüğümüzde kesin önümüze çıkıverirdi Allah tarafından..
    Tümünü Göster
    ···
   tümünü göster