/i/Hikaye

Herkesin bir hikayesi var, ya senin hikayen nedir?
  1. 51.
    0
    *galiba aynı şeyi bende biliyorum

    -gece görüşürüz



    dükkanda gece olmasını beklerken

    her yerde tarkanın yeni çıkardığı album çalıyordu

    bir tanesini kulağıma çok yakın

    kalbime acı vererek dinledim

    ama yetmedi

    gittim cd sini aldım

    aynı şarkıyı tekrar tekrar dinledim

    bir saatten sonra sözlerini daha iyi dinleyince şarkımı bulduğumu düşündüm

    gece iş bitti

    ebruya mesaj attım

    -aşşağıdayım tosbiş

    hemen arkasından bir mesaj daha çekip

    -makyaja gerek yok nasıl olsa akıcak yine

    hemen indi

    gülerek karşıladım

    çünkü o da gülmeye çalışıyordu

    -ne zaman gideceksiniz

    • yarın erken gidecekmişiz

    annemle babam da orda bir otelde bir gece kalacaklar

    ertesi gün dönecekler

    -saat kaçta

    -5 6 gibi

    • o zaman fazla tutmayayım uykusuz kalma

    -sorun değil araba uyurum

    • sana bende birşey aldım dedim tarkanın cdsini uzattım

    -dinledin mi daha önce

    • ezbere biliyorum hepsini dedi

    -ben sadece birini ezberledim

    • hangisi o

    sözlerini şiir şeklinde okudum

    -Özledim seni, düştüm yollara

    Açtım gönlümü rüzgarına

    Bir hayaldi sanki, bir macera

    Yıkıldım Kelimeler paramparça

    Yandım... yandım...

    Yandım yandım ahhhh ki ne yandım

    Bana yeniden şarkılar söyleten kadın

    Baka baka doyamadım, hem kokladım da

    Sarhoşluğu geçmedi hala

    içimde sevdan...

    Hala hoş bir havan var

    Ne güzel adın

    Bir çizik attın gönlüme, kanattın

    Yandım... yandım...

    Yandım yandım ahhhh ki ne yandım

    Bana yeniden şarkılar söyleten kadın

    Baka baka doyamadım, hem kokladım da

    Sarhoşluğu geçmedi hala

    içimde sevdan...

    buraya kadar ezberledim gerisini bilerek unuttum

    lütfen bana hatırlatma dedim

    gerisini de sizin için yazayım o zaten biliyordu

    Seni görebildiğim yer rüyalar artık

    Deli diyorlar bana

    Ah bu ayrılık...

    gözleri doldu.

    -ben gideyim artık dedim

    ellerini kaldırdı gözlerinden yaş süzüle süzüle

    mesajı alıp tek bir öpücük kondurdum

    -lütfen bildiğim yere kadar sevdir bana o şarkıyı dedim

    gittim

    evet geldim

    saat 4 e kadar uyumadım

    saat 4 te evden çıkıp ebrunun evlerinin önündeki yerimi aldım...

    ölümü beklemek kadar zordu

    birazdan dışarı çıkıp

    binip gidecekti arabaya

    bir saat kadar bekledim.,

    sonra evin ışıklarının yandığını gördüm

    o ışıkların yanması için gerekli 220 voltu bende hissettim kalbimde

    gidiyordu lan işte

    gergin bekleyişim

    babasının kapıdan elinde iki valizle çıktığını görünce yerini

    elimi iki başımın arasına koyarak oturduğum kaldırımda yere bakmaya dönüştü

    yine dolu dolu oldu gözlerim

    arındı tüm amk alanyasının tozlarından

    babası valizleri bagaja yerleştirirken beni farketti

    hiç birşey demeden yine yukarı çıktı

    sonra ebru elinde çantası ile kapıya çıktı

    beni gördü

    ne yapacağını bilemez bir hali vardı

    yanıma oturdu

    bana bakmadan

    • günaydın dedi

    -günaydın

    ellerim titriyordu

    ta ki elimin birini sıkıca tutuncaya kadar da titredi

    konuşmadan oturduk biraz

    belliki babası annesini de durdurup vedalaşmamız için bize avans zaman veriyordu

    günaydın annesi ile babası kapıdan çıkıncaya kadar ki son lafım oldu

    onlar çıkınca beraber ayağa kalktık

    aklımda bir biri ardına daha önceden sıralanmış milyonlarca sözün hiçbirini edemiyordum

    karabasan gibi çökmüştü dilime ayrılığın acısı

    tek kelime daha etsem ikinci harfini söylemeden ağlayacağımı ve ağlatacğımı da biliyordum

    onlar arabaya bindi

    birazdan ellerimi bırakıp ebruda gidecekti

    son bir kez bana bakmasaydı öyle keşke de

    hem kendimi hem onu ağlatmasaydım sarılma öncesi

    ağlama nefesi ile kese kese

    -aşka inancımsın dedim

    son kez bana baktı sarılmayı bırakıp

    kendininkileri hiç düşünmeden

    benim yanağıma süzülen bir iki damlaya dokunarak

    akma yönlerini değiştirdi sadece titreyen elleriyle

    gülümseyerek son kez arabaya doğru gitti

    kapıdan içeri girmeden önce

    küfreden futbolcuların dudağını merakla okur gibi

    seni seviyorum u hissettim dudaklarında

    lan bir kez daha öpseydim ya o dudakları

    kapıyı açan ellerini bir kez daha tutsaydım

    babası arabanın vites depriyaj ayarlarını yaparken

    yolun karşınına geçtim

    onu görebileceğim bir yere

    babası yola çıktı park yerinden

    sanki gaza değilde göğsüme basıyordu ayaklarıyla

    nefes alamaz hale geldim

    en azından aldığım nefesler yeterli gelmiyordu

    boynum tenis maçında topu takip eden gözler gibi yavaşça döndü

    kayboldular

    gözüm onları görmez oldu

    saat sabahın körü denilecek bir zamandı hala

    ne uykusuzluk aklımdaydı ne de nefes alışımı düzenleyecek bir bardak su

    nereye giderdim

    ne yapardım

    kendim cevap bulamadım

    tansiyon gibti beni oturdum kaldım

    kime tosbiş diyecektim şimdi ben

    kimin yolunu gözleyecektim hergün dükkanda

    zamanın hızlı geçmesi için eksta bir iki dua daha öğrenmem gerekiyordu

    çünkü artık akşam olup onunla buluşmayı beklemeyecektim sadece

    ayrılık ne zordu lan

    sevdiğini gönülde tutup gurbete yollamaktı benimki

    kalk gidelim diye kendimi kaldırdım

    ayağa kalktığımda hala aklıma gidecek yer gelmedi

    yok aga yok dayanılmıyordu amk

    ayağa kalktım

    bir tekele girip 5 tane bira aldım

    ilki beni saçma sapan yürüyen ne düşündüğünü bilemeyen birine çevirmeye yetti

    evet gittim

    yatağa yattım

    dünya hem sağdan sola hem yukarıdan aşşağıya dönüyordu

    yatakta uykunun kıblesini aradım durdum saatlerce

    akşam üzeri kaltığımda saat 4 olmuştu

    yataktan çıkıp hayata dönmek benim için çok zordu

    o koma halimle günlerce yatmak istedim

    ama işe de gitmek gerekiyordu

    duş aldım kendime gelmek için

    sonra kendimi toplamaya çalışarak hayata adapte olmaya çalıştım

    ama telefona bakmaktan da korkuyordum

    adaptasyon sürecimi mahvedecek

    bana yüzde 5 alkollü göz yaşlarını tekrar akıtacak bir mesaj almak başlıca korkumdu

    ama ne yaparsanız yapın yarağa hep merakla koşarsınız

    baktım telefona

    bir tane mesaj

    ebrudan

    • şimdiden bu kadar özlenir mi bir insan yazıyordu

    -meğer sensiz sadece çırpınıyormuşum yazdım

    özlenmez mi amk. bende özledim işte.

    gib gib yazmaya devam et böyle mesajlar

    baktım olacak gibi değil beyler

    zaten yediğim yannan zütümden taşmış aşık olmakla

    böyle devam ederse gönüldeki şampiyonluk hep averajla ikici sırada kalacaktı

    taktik bulmak lazımdı da

    var mı amk ayrılığa bir çare

    kim bulmuş ki biz bulalım

    tek yapılacak şey ben seni özledim

    sen beni özledin

    birbirimizi özlüyoruz

    peki 4 sene boyunca beraber değilken

    o ankarada ben alanyadayken

    birbirimize yazdığımız her mesajın sonuna seni çok özledim eklemek kime fayda getirirdi??

    sadece biraz daha üzülmek

    parmakların bir kaç tane fazla tuşa basması

    bir saatten sonra seni çok özledim cümlesi rutinleşecek

    kimi zaman yazmak zorunda hissedeceğimizden

    kimi zamanda en içten şekilde yazacaktık ama

    hangisi olduğu da bir zaman sonra tartışmalı ofsayt pozisyonu misali aşk maçınında mazi kalıp gidecekti

    bir de telefon şirketinin veliahtlarına süper bir gelecek hazırlamaktan başka bir şey olmayacaktı

    bu olayı ebru ile de konuşmak gerekiyordu

    her baktığımda beni titreten birisi ile günler geçtikçe monotonlaşacak bir ilişki istemiyordum çünkü

    aşk bana ne kadar şimdilik acı veriyor olsada

    bir ayrılığın ikimizin arasına böyle girmesine engel olmam lazımdı

    -annenler ayrılıp yalnız kaldığında ve kendini biraz toparladığında bana mesaj at arayacağım seni konuşmamız lazım dedim

    • yani hiç sesini duyamayacak mıyım dedi kendisini hiç toparlamayacağını düşündüğü için

    -gerçekten duymak istiyorsan erken toparlarsın kendini

    konuşma randevusunu almıştım

    mutlaka ne konuşacağımı merak edeceği için

    anneleri gider gitmez yalandan toparladım diye bana mesaj atacaktı

    kadın milleti alayı aynı amk.

    benim de önümde nerden baksan bir gün vardı çünkü anneleri orda kalacaktı bir gece

    elime defter kitap alıp konuşma taslağı çıkarmaya çalıştım boş zamanlarımda

    o kadar dertli birşey yazıp bunalım üstüne bunalım eklememeliydim

    aslında o telefon konuşmasına kadar geçen süre bana birşey öğretmişti

    yazarken özlem acısı azalıyordu içimdeki başka şeyleri düşündüğüm için

    ebruya yazacaklarımı hazırladım

    ebru yine bir kaç tane özlem içerikli ve aşkını belirten mesaj attı

    sonra bir mesaj daha

    • kalbim sendeyken kendimi toparlamış saymasam da yine de ağlamıyorum en azından dedi

    -hep ağladın mı annenler ordayken de

    • annem benden çok ağladı, bana hak verdiğini söyledi. dedi

    -tamam hazır olunca haber ver o zaman

    • galiba hazırım dedi

    aradım

    -senden bir söz daha istiyorum

    • bende seni özledim kelebek bey. dedi imalı imalı

    uzun bir süre sonra gülmek geldi içimden

    • hiç de komik değil,ben burda ölüyorum sen gülerek söz istiyorsun benden dedi

    -toparlanınca tekrar arayayım ben seni istersen

    kızmış olsa gerek telefonu kapattı

    hemen arkasından o aradı bu defa

    -alo dedim

    • özür dilerim
    Tümünü Göster
    ···
   tümünü göster