-bir yerden haber bekliyorum ben size yarın haber veririm dedim.

telefonu olmayanların telefonunu aldım. ayrıldık

ebrudan hala bir mesaj yoktu

soğuyor mu acaba benden lan

komple bıraktı mı beni acaba beni korkusuyla gece zar zor uyuyabilsemde

sabah kalkar kalkmaz dedemi aradım köydeki

aramız iki liseli serseri arkadaş gibidir çok sever beni

köyün en çılgın gençlerindenmiş

-ellerinden öperim gözlerimden öptürürüm dedem nasılsın dedim

-tesbihimi sen mi aldın lan geçen gün dedi

-yav dede kaybettim onu sana yenisini alırım ben dedimse de

-bende ebeni kaybedip yenisini alsam sen olmazdın zirzop çabuk getir o tesbihi dedi

baktım dedem atarlı

okulun numarasını istedim.

-dur defterde yazıyordu dedi.

5 dakika sonra ancak bulduktan sonra aldım telefonu

direk çevirdim cevap yok

köyde iki öğretmen var beyler.

biri ilkokul üçe kadar diğeri 4 5 sınıfları okutuyor.

tekrar tekrar aradım sonunda tenefüs olsa gerek öğretmen cevap verdi.

elimizde bir miktar para olduğunu

bunu da okula yardım olarak değerlendirmek istediğimizi söyleyip

öncelikli ihtiyaçlarını sordum

-gelip kendiniz görseniz daha iyi olur dedi

ama hangi esnafı iş güç arası komple toplayıp köye zütürecen amk.

-hocam boyası iyi mi okulun dedim.

-defter kitap daha fazla ihtiyaç dedi.



öğrenci sayısını aldım

54 öğrenci.

harun abiyi arayıp bulup durumu anlattım

öğrenci başı bir çanta içine defter kitap para yettiğine kalem silgi falan dolduracaz.

benim çalıştığım dükkanın ününe getirecez.

ordan senin dolmuşla akşam işini bitirince köye bırakacaz hocalar dağıtsın uyar mı dedim.

-neden senin dükkanın orda akşam direk atalım dolmuşa zütürelim dedi

-olmaz dedim

olmaz tabi amk.ona göre plan yaptık.

dükkanın önüne gelmezse o çantalar plan yatar.

-niye olmaz la dedi

salladım yalanı.

-abi belki çantaları gören diğer efnaf da yardım etmek ister.

-haa deyip

tamamı da ekledi harun abi

ama benim amacım ebruya dükkanın önünde o çantaları göstermekti



bi kaç efnaf arkadaşla beraber

kırtasiyeye gittik

dedik durum böyleyken böyle

biraz da senden yapalım bu işi dedik

çantaların ve içindekilerin siparişini verip pazarlığı yaptık.

bir miktar arttı

esnaf arkadaşlardan bizde ufak tefek bişeyler atarız diyenler oldu

biraz daha bişeyler ekleyip

son kalan para ile de

54 tane 9 kat kames top aldık.

amk sanki hepsi erkek öğrencilerin

o kadar da aynştayn değiliz kafa basmadı amk işte.

çantalar tamamdı.

hazırlanıp dükkanın önüne getirelecekti

şimdi iş ebruyu getirtmekti dükkana ama nasıl?

gibe gibe bi yolunu bulmak gerekiyordu.

sarıldım telefona mesaj bölümünü açtım.

-olmuyor deyip gönderdim

belirsiz konuştum ki en azından ne olmuyor diye geri mesaj göndersin de nabzı nı ölçeyim diye



cevap gelmedi

ama gelmesi lazımdı

bi tane daha mesaj attım

yine gelmedi mesaj

lan yoksa plan yatacak mı diye içime endişe düşünce

yok amk bu riski alamazdım.

sokarım lafı dallandırıp budaklandırmasına deyip

direkt girdim konuya

-tamam seni çok üzdüm biliyorum ama en azından görüşmeye devam etsek

bak babana bile şans veriyorsun hala dedim.

bir müddet cevap gelmedi. sonra

• seçim yaptın mı dedi.

-evet dedim

• dinliyorum dedi.

-kumarı beraber oynayacaz bundan sonra dedim

ortam espriyle canlanır diye düşündüm ama ters tepti amk.

bilmiyor ki benim hayallerimi kız

cevap yine gelmedi.

-seçimimi yaptım dükkana gelirmisin lütfen dedim.

• gelemem söyle yazdı

-yüz yüze vermek daha doğru olur cevabı

• tamam bakarız

-ne zaman gelirsin

• öğleden sonra gelirim

randevu alındı

kırtasiyeyi aradım.

çantaların akıbetini sordum.

hazır değillermiş hala.

kızın gelme vakti yaklaşıyor amk.

ama ortada çantalar yok.

telefon üstüne telefon.

yok böyle acil şöyle acil derken.

akşama anca dedi

eh amk. plan yatacak. hasan abiye gittim.

-hasan dayı gözün seveyim ver şu elemanı etini bana bir süreliğine dedim

-hayırdır kelebek dedi

durum böle böle gitsin bi el atsın yardım etsin dedim

-etsin tabi kemiğini gibtiğim al zütür dedi

patronu da aradım

-abi gel bi dükkana az işim var diye

-nedir dedi?

dedim böle böle.

tamam geliyorum dedi.

bende gittim

hasan abinin eleman la ayarladık çanta ve malzemeleri

harun abiyi aradım.

-abi gel alalım şunları dükkana dedim

dolmuşun önündeki tabelaları kaldırmış.

hususiye dönüp geldi peougout dolmuşla geldi

attık çantaları getirdik dükkana.