Biraz şaşırmış görününce üzerine gitmeye devam ettim, tüm o gırgırcı ve havalı yapısının altında, ne de olsa bir kadındı ve emin olun yeterince güdümlenmiş bir erkek karşısında en dalgacı kadının bile konuyu çevirme şansı yoktur,
“benim de bilmek istediklerim var tabi, senin hakkında ;)”
“hımm peki ya ben anlatmazsam?”
“ee her şey karşılıklı hanım efendi, sen anlattıkça, ben anlatırım, işine gelirse ;)”
“aman ya, sende benim merak edeceğim ne var ki sanki, :p”
“bilmem? Sen de bilemezsin tabi (:”
“haha.. yalnız şu konuda hakkını vereyim, böyle kelime oyunları ve tripleşmelerde gayet iyisin, küçük kızların en çok hoşuna giden şeylerdir bunlar, hele bir de mesaj yazma hızın iyiyse epey bebek kandırmışsındır, demi ;)?”
“tabi canım..bak hatta bir tanesi şu an kolumda x)..gerçi bunla pek mesajlaşmamıza da gerek kalmadı, çok bebekmiş, hemen kanıverdi x)”
Bu laf sokuşun bedelini yine az önce cimcirilen kolum ödedi.. bense kolumu ona daha sıkı sarıp sıvazlamayı seçtim..ve sonrasında o da bana daha fazla yaklaşmayı….fazla tuhaf başlayıp, fazla hızlı ilerleyen ilişkimizin teferruatlarını görmek üzere, ve benim ani-rastlantısal seçimim üzerine ne tesadüf ki (!) dünkü mekana yeniden adımlarımızı atıverdik..ama kalıbımı basarım ki, en az benim kadar, bu yaramaz çıtırın aklında da gecenin finali var.. yarı sarhoş, belki yarı, belki de tam çıplak..
Tonight is the nigth…
Henüz saat erken olduğu için mekânın cafe tarzı olan dış tarafına oturduk, dışarısı cıvıl cıvıl, insan denizi adeta, baharın gelişi, sert bir kışı geride bırakan ege insanını sokaklara dökmüş durumda.
Birer neskafe söyledik, hemen öküz gibi içki içmeye başlamayalım dedik, gece uzun, ne var aq bira bira.. sanki çok da matah bir şey yani..o ara bir yandan dumanı tüten neskafelerimizi yudumluyor, bir yandan da gülüşerek birbirimizi izliyoruz. Ufak muhabbetler dönüyor, her ne kadar pek ihtiyacım olmasa da ayçayı biraz daha tanıyorum.. kız şehrin yerlisi, liseye giden bir kız kardeşi var ve büyük tesadüf eseri, kardeşlerimizin ismi aynı, yalnız benimki bir yaş küçük. Babası özel bir şirkette yönetici, annesi aynı şirkette insan kaynakları şefi, lise aşkıymışlar..”ben onlar kadar şanslı değilim gördüğüm gibi” diyor, sahte bir hüzünle, kendi haliyle dalga geçiyor.
“ee” dedim, “okul bu sene bitecek mi yoksa uzuyor mu?”
“bitecek gibi..pek çaktırmıyor olabilirim ama çalışkan kızımdır ;)”
“bırak ya, sizin bölümleri okumaya ne var, sen bir de mühendisliği gör”
“artiste bak sen (: ..senin nasıl durumlar?”
“şimdilik kontrolüm altında da, bakalım ilerleyen seneler ne gösterecek”
“birinci sınıf mıydın sen :p” dalga geçerek söylemişti,
“iki.. canım..iki.. yarı mühendis sayılırım, saygılı ol :p”
“peki efendim, hemen önümü ilikliyorum karşınızda (: aa o da ne, düğmem yokmuş, kusura bakmayın x)”
“(: okul bitince ne yapacaksın peki?”
“bilmem..bir süre kafamı dinlerim herhalde..”
“sanki şimdi dinlemiyorsun (:”
“üff uğraşma be (: ..takılıcam işte, foto işi sardı baya, öyle amatör tarzda bir şeyler düşünüyorum, Türkiye turu.. hatta belki dünya turu.. sonra sergi açarım filan :p”
http://fizy.org/#s/1aigs0
“güzel hayaller valla, benim de dünya turu hayalim var (:”
“hah, süper oldu bu bak, ekürim de hazır x)”
“hehe, senin öbür eküriye ne oldu?”
“dilarayı mı diyorsun? Yok onu sarmaz öyle şeyler, kendisi pek maceracı bir tip değildir, hatta dün gece en büyük maceralarından biri sayılabilir x)”
“oha kızı ezdin resmen”
“öyle ama (: bakma havalı durur da, saf, sakin kızdır yani, mankenlik yapıyor bu arada, biliyor muydun? (:”
“evet dün muhabbeti geçmişti, bence maceraya alışsa iyi eder, eğer mankenlik işinde ilerlerse pek sakin bir hayatı olmayacağı kesin yani”
“bilemiyorum artık..neyse boş ver sen onu şimdi, sen ne ayaksın onu söyle (:”
“napıcan sen beni ya, şey işte, ne o, dalgalı saçlı, toy bir veledim, bu kadarını bilmen yetmez mi? x)”
“hıı..evet bak bu ilk teorimdi..ama cidden seni ilk gördüğümde cool olmaya çalıştığını filan düşünmüştüm”
“amaa, zaten cool olduğumu mu anladın sonradan x)”
“yok, tam tersi, asla olamayacağını :p”
“doğru bak aslında, cool filan değilim..hatta ezik sayılırım ortalamaya vurursan, işte böyle senin gibi üstatlarla ve yüce insanlarla tanışarak seviye atlamaya çalışıyorum, elimden tut, yol yordam öğret bana master x)”
“(: oof of..seni Allah kurtarsın evladım, ben bile yardım edemem..”
“o derece diyorsun? (:”
“malesefff x)”
Biraz sessiz kaldık, neskafelerimizi yarıladık..ben etrafı izliyorum biraz, arka çaprazdaki kız grubunu kesiyorum, onlardan bize dönük onlanlar da, chuck norris filmlerinden fırlamış gibi duran beni ve 80 ler stayla takılan ayçayı inceliyorlar..
Sonra ayça konuştu tekrar,
“sen ilk ne düşündün dün, beni görünce?”
Gerçek düşüncemi söylesem ağzıma sıçardı muhtemelen ehehe,
“ne mi düşündüm?..bu bonus saçlı çıtır da neyin nesi? dedim kendi kendime (:”
“(: woaww, çıtır ha..edepsiz şey seni, nasıl saçlarım güzel mi?” deyip yalandan savurur gibi yaptı.
“değişik bir tarz tabi, dikkat çekici.. sana yakışıyor”
“aslında düz benim saçlarım biliyor musun?”
“hee evet biliyorum, hatta sen bigudilerini filan sararken yardım ettiydim sana” deyip makaraya aldım,
“ayh çok gıcıksın ha, her lafımızı tartıcaz beyefendiyle konuşken (:”
“bunu iltifat olarak alıyorum (: ..yalnız bak bu açıdan benzer sayılırız birbirimize”
“ben o kadar değilim canım, sen aşmışsın bu konuda resmen, ama diyorum ya, küçük kızlar sever böyle şeyleri, o yüzden senin adına güzel bir özellik tabi :p”
“sen de sevmiş görünüyorsun? Demiştim ben de ;)”
“bence o kadar emin olma, karmaşık hatunumdur ben, fakültendeki kızlara benzemem. ;) sahi, nasıl mühendislik kızları, denildiği kadar çirkinler mi? x)”
Telefonumu çıkardım, nilayla, ebruyla, Ceydayla, mineyle ve diğer pek çok kızla olan fotoğraflarımın olduğu klasörü açtım,
“al kendin bak istersen, gözünle görmüş olursun ;)”
Telefonu aldı, bir iki dakika garip garip mimikler yaparak resimleri inceledi,
“eski manitalar mı bunlar?”
“yok, sadece arkadaşız ;)” diye yalan söyledim.
“fena değillermiş evet..ama arkadaşmışsın sonuçta yani, sana bir faydaları yok (x”
“aynen.. çok taş oldukları için bana bakmıyorlar ne yapayım :/ , ben de mecbur başka üniversitelerden, başka bölümlerden tipsiz kızları kandırıyorum işte..”
Bu müthiş laf sokuşun ardından tehlikeli bir gülümseme ve ölümcül bakışlara maruz kaldım yeniden, eğer menzilde olsaydım eminim ki bu kez kolumu tırnaklarıyla delerdi (:
Telefonu geri uzattı, “bizim de resmimiz olsun” dedi, “gerçi güzel mühendislerin yanında sönük kalıcam biraz, başka üniversiteli bir tipsiz olarak ama olsun, olmadı başka bir yere kaydedersin? ”Tipsizler” klasörün de vardır eminim”
Yanıma geçti, deminden beri kesiştiğim ve bizi inceleyen kızlarla göz göze geldi o ara, sonra iyice dibime sokulup elini omzuma doladı, telefonu kaldırıp ikimizi öyle sarmaş dolaş birkaç poz çektim,
“tamamdır, bunları da şeye atıcam işte, “tipsiz” şeyine x)”
Beklediğim cimciği bacağıma yedim bu sefer,
“ofs..bu huyun çok kötü yalnız..hem tipsizsin hem de canımı yakıyorsun x)”
Bir tane daha..ve ekstra olarak tehlikeli bakışlar..
Bir süre yan yana sohbet ettik, biraz daha tanıdık birbirimizi, ve biraz daha alaya aldık tabi..
Saat ilerleyince kafe bölümünden iç tarafa geçtik, yine canlı müzik olacak, bu sefer farklı grup.. masadan kalktık, ayça belime dolandı, ben de elini omzuna attım, içeri geçerken arka masadaki gruba son bir bakış fırlattık,
“deminden beri bunlara mı bakıyordun sen?” dedi yarı kızgın.
http://fizy.org/#s/1ai0c0
“yoo, onlar bize bakıyordu..seni inceliyorlardı sanırım”
“hıı tabi tabi..bak şekerim, benimleyken, benimlesindir, gözlerini oyarım” dedi sırıtarak, ne kadar ciddi olduğunu kestiremedim açıkçası,
“beni yanına yakıştırmadılar herhalde ondan bakıyorlardı yea ne kızıyorsun? x)”
Tip tip bakıp belimi saran kolunu daha da sıkılaştırdı,
“orası belli olmaz” dedi, “ilk dediğimde de ciddiyim, ne kadar çapkın olduğun ya da olmaya çalıştığın umurumda değil, beni davet ettiğin için mutluyum, çünkü senden hoşlandım, çünkü aynı dilden konuşuyoruz gibi..ama rahat takılıyor olmam seni şımartmasın” diye de ekleyip ayarı verdi…vay aq..resmen atar yedim lan hatundan…
“peki” dedim gülümseyerek, “pekii, sen ben beni denemeyi ne zaman bırakacaksın?”
“ne açıdan?” dedi,
“her açıdan..seninle konuşurken sürekli en zekice ve alengirli görünen cümleleri seçmekten ve sorularına en gösterişli cevapları vermekten yoruldum”