/i/Hikaye

Herkesin bir hikayesi var, ya senin hikayen nedir?
    başlık yok! burası bom boş!
  1. 751.
    +3
    “aynen ya bakma, çaktırmamaya çalışıyorum da, içmeden sarhoş oldum :p..kalayım ben cidden, takılın siz”

    Bir iki ufak ısrarın ardından Alper kızlarla ayaklanmıştı ki ayça,

    “ben de oturayım madem canım, tsigalko gibi enerjimi aşağıya saklıyorum ;)” dedi alpere..

    Bizimki bir anlığına tuhaf bir bakış attıktan sonra ısrar etmeden, “iyi madem siz bilirsiniz, biz eğlenicez yalnız ona göre ;)” deyip ön tarafa doğru yol aldı, o ara beril in yüzünde hayal kırıklığı-kızgınlık arası bir ifade yakaladığıma yemin edebilirim, ama megalomanlıktan kaçınmak adına bunu yazmadım farz edin, sadece sesli düşündüm (:
    http://fizy.com/#s/1ajdfd

    Ve nihayetinde ayça ile masada baş başa kalmayı başarmıştık, iç sesim “çak bir beşlik (:” dedi keyifle, az sonra da ellerin çarpışmasına ait o şrak! Sesi kulaklarımda yankılandı..o ara bardağından ufak yudumlar alarak üstten üsten beni süzmekte olan ayça kendi kendime gülümsediğimi fark edince,

    “ne o senin işi bozdum galiba ;)” diye sataştı,

    “hangi işmiş o?” dedim konuşturmak için, neden bahsettiğini anlamıştım aslında.

    “pek etrafı kesemezsin artık, kessen de fayda etmez, başını bağladım (:”

    “heaa o mesele, yok canım..kız kardeşimle oturuyorum işte :p”

    “haha, illa çapkınlık yapıcam diyorsun yani”

    “huyum kurusun (:” deyip sahiden de etrafa bakmaya başladım, ama alayla olduğunu belli etmek için abarttım bilerek, gülmeye başladı,

    “merak ediyorum ya” dedi, tehlikeli bakışlarını üzerime sabitleyerek,

    “neyi?” dedim yine abartılı şekilde meraklanmış görünerek, soran gözlerimi çılgın gibi üzerine dikince yine güldü,

    “her zaman böyle misin yoksa bu geceye özgü bir hal mi bu?”

    “ea, evet, her zaman biraz deliyimdir..tabi bir de çapkın.. ;)”

    “(: bana sanki oynuyormuşsun gibi geliyor da, bilemiyorum artık”. sözleri yarı ciddi, mimikleriyle de desteklediği üzere sataşma maksatlıydı. Her zaman ki gibi karşımda oynanan oyuna ortak oldum..ben kedim çok nadir oyun oynarım..ama oynayana ortak olmakta üzerime yoktur bildiğiniz üzere,

    “o zaman kanıtlamama izin ver” dedim güya ciksi şekilde bakarak, ama olay tamamen makara üzerine kurulmuştu…gır gır, şamata, ve yarı ciddiyet ile bir noktaya kadar oldukça sorunsuz ve hızlı şekilde gelebilirsiniz, ama nerede ciddi olacağınızı da bilmeniz lazım, tıpkı sizi gideceğiniz yere taşıyan otobüsün doğru durağında inmek gibi..yoksa gitmek istediğiniz yere değil, farklı yere ulaşırsınız..

    Kızlarla tanışırken, konuşurken, komiklik-şakalar filan iyidir ama sizin onun üzerinde olan hedefinize göre bir noktada ciddi moda geçmeniz gerekecektir..zamanlarınızı iyi ayarlayın derim..
    http://fizy.com/#s/1ahd7h

    Masaya biraz eğildi, deminden beri birbirimizi yüzeysel olarak tanıyıp, güncel esprilere beraber gülmemizin ardından, baş başa kalmamız sonucu daha özel bir frekansına geçmeye başladığımız bu muhabbetin onu da sardığını anlamıştım,

    “nasıl olacak o? Gidip birini dansa mı kaldıracaksın (: ?”

    “hımm fena fikir değil aslında (:..ama ben yarın akşam tekrar buraya gelip “seninle”baş başa dans etmeyi yeğlerim”

    Gırgır ile başlayan konuşmam, nispeten ciddi sona ermişti..bir iki saniye yüzüme tuhaf bir ifadeyle baktıktan sonra,

    “bak, işte bu iyiydi..tam profesyonel işi değil ama biraz çalışırsan ilerde iyi bir çapkın olabilirsin ;)”

    Gülmeye başladım..öyle göründüğü kadar kolay lokma elbette değil..ve benimle de uğraşmayı seviyor..o halde biraz o taraftan ilerleyelim,

    “ilerde derken?” dedim yine güya düşünceli bir ifadeyle..abartılı mimiklerimi yerinde kullanmam sayesinde eğer karşımdaki insan gerizekalı değilse çok büyük ihtimalle istediğim ima ve anlamı ona aktarmayı başarıyordum, “büyümem mi lazım biraz daha ;)” diye ekleyip tam istediği tarzda bir pas attım, artık bu pasa olan yaklaşımına göre yavaş yavaş gerçek düşüncelerini ve benle alakalı amacını öğreneceğim.

    Sözde küçümsermiş bir edayla baktı, vay anasını, o da bu jest mimik olayında fena sayılmazdı..oyuncu, sonunda karşısına bir başka oyuncu bulmayı başarmıştı..bütün gece böyle tiyatro yapabilirdik her halde,
    “yani.. hani fiziksel olarak değil de, biraz kafa olarak büyüme filan :p”

    “haa şu zeka yaşı olayı.. peki, hem çapkın hem de gerizekalı oldum o zaman, fena bir kombine sayılmaz.. rahatça salağa yatabilirim (:”

    Gülmeye başladık,

    Gözlerini asla kaçırmıyor, hiç üzerimden ayırmıyordu.. gülen yüzüne ve onlara eşlik eden gözlerine ben de aynı şekilde karşılık vermeye çalışıyordum..ama itiraf etmem gerekir ki bu kız (hatun) beni heyecanlandırmayı başarmıştı.. gerçi bunun onunla mı yoksa benim içimdeki avlanma güdüsüyle mi alakalı olduğunu tam anlayamamıştım ama olsun..ne fark eder.. dozunda bir heyecan her zaman iyidir.. nereden gelirse gelsin..

    Tekrar konuştu,

    “estağfurullah şekerim..ben tecrübe manasında söylemiştim onu aslında.. yoksa gayet zeki görünüyorsun :p” gene bir sataşma.. makara durumu.. kendimi bilmesem kız benle taşak geçiyor diye düşünüp ağlayacağım (:

    şimdi biraz daha farklı bir karaktere bürünmenin zamanı gelmişti..
    tecrübe…tecrübeler…eskiler.. geçmiş..anılar.. evet…buradan yapılacak sıkıştırmalara epey ekmek çıkardı.. eğer muhabbet istediğim gibi giderse, deminden beri gır gır yapan bu hatunu birkaç dakika içinde oldukça ciddi ve düşünceli bir moda sokabilirdim.. aslında bunu ben değil, “tecrübeler” , tecrübeleri yapacaktı..
    http://fizy.com/#s/3wmbhj

    Bu yolu bilerek mi açtı, yoksa farkında olmadan mı gedik verdi bilmiyorum..ya da benim her zamanki gibi gırgıra devam edeceğimi düşündüğü için fazla düşünmeden konuşmuş olabilir..bu da ufak bir tüyo olsun, eğer kızlarla konuşurken muhabbeti uygun dozda sulandırır ve kendilerini rahat hissetmelerini sağlarsanız, bazen düşünmeden ve ağızlarından çıkanı pek kulakları duymadan konuşabiliyorlar (ki yakın hemcinsleriyle yaptıkları muhabbetin %80 i bunlardan ibaret zaten) (bu veriyi de devlet istatistik kurumundan aldım, 2011 senesinin rakamları :p )..işte siz de bu anlarda uyanık olup, o, “aslında duymanızı” ya da “henüz duymanızı istemedikleri” şeyleri yakalayıp “henüz açmak istemedikleri” konuları onlara açtırabilir ve muhtemel ilişkinizde erken adımlar atabilir, prosesi hızlandırabilirsiniz..

    Neyse..amk arada uyarın lan beni, böyle işin felsefesine girince kendi kendimi kuma gömüyormuş gibi hissediyorum..küfür müfür edin, fazla kasmayayım..

    “tecrübe?” dedim ciddi bir soru ifadesiyle..sonra gözlerimi boşluğa daldırdım..sanki geçmiş, gözümün önünden film şeridi gibi geçiyormuş da, ben de onu izliyormuşum havası yarattım..(ne kadar yalancı ve düzenbaz bir yavşağım lan..ama komik bence (: )..”ne gibi tecrübeler mesela?” dedim yine gayet ciddi bir tonla ama tabi azarlamıyorum aq, ciddiyetle-azarlamayı karıştırmamak lazım..yüzüme imalı- acı bir gülüş ekledim..gözlerimi gözlerine sabitledim..

    Ayça ilk defa karşılık vermekte bu kadar zorlanmış ve gecikmişti..evet..sanırım istediğim yola sokuyorum muhabbeti..gergin bir gülümsemeyle, gözlerim üzerinde beklemeye devam ettim, sonra,

    “gönül işleri işte” dedi gülümsemeye çalışarak, ama o da deminki canlığını kaybetmiş, biraz gerilmişti..herhalde karşısındakinin bam teline filan bastığını düşünüyordu..ve bu adam birazdan ona, hayatını giben kadınlardan bir demet özet geçecek olmalıydı..sonra o da mahcup bir şekilde konuyu açtığı için üzgün olduğunu söyleyecekti..
    Yok be beyler..bu yukarda söylediklerim ancak dizilerde filan olur.. hatta daha sonra mahcup kız, çocuğa bi acır, ardından aşık filan bile olur bak.. baya baya dizi senaryosu (:

    Peki ben ne yaptım?..benim hayatımın senaryosu nasıl yazılmıştı?

    “gönül işleri?” diye onun dediğini tekrarladım tekrar.. işte burası kritik..her klagib senaryodaki gibi kendimi acındıracak, geçmişimin yaralarını ona açacak ve bana şefkat duymasını filan mı bekleyecektim?..biz erkek milletinin %90 ının ortak hatası..:(bu yüzdeyi de şeyden aldım, şey işte.. biliyorsunuz artık x) )

    ““Kadınlara kendimizi acındırmaya çalışmamız..””

    Emin olun bundan daha büyük bir yanlış daha olamaz..ya da olabilir aslında.. yaş muhabbeti de en az bunun kadar sakat.. neyse..

    Beyler bu şekilde bir yere varamayız..en azından gerçek hayatta varamayız…karşımızdaki kadın, bizim için üzgün olduğunu söyler (yalandan tabi.. yoksa çok da gibinde aq)..bir iki teselli cümlesi kurar, teskin dokunuşu yapar.. eğer amacınız omzunuzun sıvazlanmasıysa, okey.. doğru hareket..ama eğer daha başka planlarınız varsa, bu yöne hiç sapmayın.. karşınızdaki kadın.. hadi kadını- erkeği geçtim, karşınızdaki “insan”, eğer sizin zayıf olduğunuzu hissederse, önce yalandan bir şefkat gösterir.. ardındansa işine gelmediği her anda sizi ezmeye ve sırrını bildiği gizli yaralarınızı deşmeye uğraşır.. ulan, sokaktaki köpekler bile korktuğunuzu anlayınca daha fazla havlıyor, kovalamaya başlıyor.. hele bir de insana bunu göstereceksiniz ha??

    Aman diyim.. aman..
    Tümünü Göster
    ···
   tümünü göster