*
Yine bir Cumartesi sabahıydı ve ben dershaneye gidicektim. Kolum iyileşmişti, yaralarımda öyle. Dershaneye gittiğimde hocalar falan halimi sordu, arkadaşlar sordu, onlara da maçta böyle diye aktardım. Ancak sınıfta değişen bir şey vardı. Artık Ceren benim arkamda oturmuyordu. Berke diye bir çocuk vardı. Tam bir zengin binti, havasından geçilmezdi. Onun yanı boştu bir tek, oraya da Cereni oturtturmuş hoca. Yarene durumu sorduğumda kavga ettiklerini, sebebininse kantinde bir sıra kavgası olduğunu anlattı. Bu duruma üzülmüştüm Cerenim benden uzaklaşmıştı. Ama bilemezdim sadece yer olarak değil, bana davranışlarıyla da uzaklaşmıştı. Küçük bir sıra kavgası, aramızı soğutmuştu beyler bizimde. Halbuki benim hiç suçum yokken. Gel zaman git zaman, Berkeyle Ceren bayağı yakınlaştılar. Birlikte gülüyor, birlikte muhabbete dalıp gidiyorlardı. Artık o sınıf bana dar geliyordu. Çok seviyordum hala seviyordum. Beyler çok zoruma gidiyordu ikisi. Yine Ceren ve yine bir huur. Elimden bir şey gelmiyordu. Dostlarım Buket ve Ersin olmasa ne yapardım bilemiyordum.