-
251.
+3(bkz: Mayıs 2013 Cumartesi Gecesi)
Yavuz yüksek bir ses tonuyla "Mari-kul el cinnia" diyerek daha yüksek bir sesle bağırdı. Mumlardaki ateşin aniden parlayıp 25-30 santime kadar yükseldiğini gördüm. Yavuz enginin saçından tutup bir kaç tel kopardı yanında duran içinin kanla dolu olduğunu düşündüğüm tasın içine bıraktı saç tellerini ve kaşık yardımıyla tası karıştırdı. Duvara döndü ve bilmediğimiz bir dilde duvardaki gölgeye birşeyler söyledi. Fısıltı şeklinde bir cevap verdiğini duydum ancak ne konuştuklarını anlamıyordum.
Engin aniden başını ellerinin arasına aldı nefes almakta zorlanıyor gibi görünüyordu ve bağırdı"'ana fii cinnia"olduğu yerden geriye doğru sürüklendiğini sırtını duvara şiddetli bi şekilde sırtını duvara vurunca durduğunu gördüm gözlerime inanamıyordum. Yavuza naptın sen diye bağırdım. Yavuz sakin ol birşey yok birazdan kendine gelecektir dedi. Engin sırtını duvara dayamış şekilde duruyordu. Gözleri donuktu, hareketsiz şekilde bize bakıyordu öylece.
Yavuz son birkaç cümle söyleyip mumları parmak uçlarıyla söndürüp ritüeli sonlandırdı. Enginin yanına gittim. Sağlık durumunda bir problem görünmüyordu ancak zihinsel açıdan yorulmuş gibiydi. Kaldırıp koluna girip salona yatırdım. iyi olduğunu merak etmememi söyledi. Konuştuğunu duyunca içim bir nebze olsun rahatlamıştı. Yavuz yanıma geldi ve ilk ritülelin başarılı olduğunu yarın gece bu işi bitirebileceğimizi söyledi. Enginin geldiği durumu görünce sevinmeli miydim üzülmeli miydim bilmiyorum. Yavuz Her insanın etrafında cinlerden kaynaklanan yüksek enerjiyi kaldıramadığından olabileceğini sabaha düzeleceğini söyledi. Aradan geçen 1 saatten sonra engin uyumak istediğini söyledi kolundan tutarak yatağına yatmasına yardımcı oldum. Yavuz arkadan gece ne duyarsak duyalım odadan çıkmamamız gerektiğini söyledi. Pekala dedim Saat ilerliyor bense odamızdaki camdan dışarıyı izliyordum. Önceki geceden daha karanlıktı bu gece, ay ışığı köyü hiç mi hiç aydınlatmıyordu. Bi sigara içip bende yattım.
başlık yok! burası bom boş!